Hidayet doğru hak olan yol, Kuran yolunda olup olmadığımıza bağlıdır. Hidayet yüce Allah tarafında kula verilir ve nasip ederse kul hidayete erer Kur’an yolunda sapmadan yoluna devam eder. Bundan sonra batıl’a gittiği yolu terk eder, hak olan yolda hayatına devam eder.Yüce Allah’ın kulunu darlıktan genişliğe, onun rızasına ulaşmada kolaylık uyum içinde yolunda gitmesine yardım eder.
“(Resulüm!)
Onları hidayete / hak yola getirmek senin görevin değil, lâkin Allah dilediğini
hidayete / doğru yola getirir.”(Bakara, 2/272),
“Bu müminler
hâlâ öğrenmediler mi ki Allah dileseydi bütün insanları hidayet eder, doğru
yola koyardı.”(Rad, 13/31);
“Hiç kötü
işleri kendisine güzel görünen kimse, iyilik edip dürüst işler işleyen kimse
gibi olur mu? Allah dilediğini dalalete / sapıklığa, dilediğini hidayete /
doğru yola iletir. O halde o insanlardan ötürü üzülüp kendini mahvetme! Çünkü
Allah onların bütün yaptıklarını bilir.”(Fatır, 35/8)
(Allah,
dilediğine hidayet verir [İslamiyet’e ulaştırır], dilediğini dalalette
bırakır.)[İbrahim 4]
Kul bekler
mi hidayeti, hidayet gelince bilir mi kıymetini, bilinmez amma hidayet her kula
nasip olmaz, hayat yolunda bekle kul yolun var bir nihayeti, merhamet ile
olursan alırsın hidayetin tacını takarsın gönlüne, okursun.
Kur'an ayetlerini hece hece gönüllere
gülümseyerek gönülleri gülümseterek...Hayat ile ölüm arasında mesafe bir adım bile değil bir bakarsın yolun
sonundasın, haberin yok, şaşırır kalırsın! Bırak nefretin ile kulun peşini
bırakmazsan veremezsin inan son nefesini... İman olmalı kafada gönülde, adımlar
olmalı camide namazda, olmamalı barda pavyonda...
Kur'an ile haktan merhamet alan
merhamet dağıtır, şeytandan kin nefret alan nefret kin dağıtır bu bellidir bunu
aksini söyleyecek bir yiğit var mıdır? Hak ile doldur heybeni yarın için, yalan
dolan doldurursan yolda aç kalırsın sen vermeyince, sızlan bakalım ince ince,
şeytan nefis sana gülünce...
Rahman sana gönül vermiş, nefret nefis şeytandan uzak dur demiş, sen uzak
durmaz isen Rahman sana ne yapsın, iyilik sana ne yapsın, sana koşan kul
nefretinle yıkılırsa ne yapsın? Var mı cevabı olan? Gönüllerimize huzur ile
dolduran Rahman bizimle her an,
görmez isen geçer zaman, sonunda ölüm gelir o an.
Ne ararsın, kendi gönül bağın var
iken başka bağlarda? Önce kendi gönül bağında meyveler yetiştir dağıt, sonra
izin al gir gönül bağlarına, sonra seyran eyle gönüldeki o güzelim bağları...
Çıkarsın dağlara inmezsin merhametle bağlara kul ne yapsın, Rahman ne yapsın
sana, hak ettiğini çektirecek elbet sana... Tarihi araştır merhamet ile olanlar
gönüllerde yaşıyor, merhametsizler nefretleri ile lânet b. çukurunda lâneti ile
batıyor, yatıyor.
İman ile hayatta nöbet tutmak var iken,
nefret kin kapısında köle olmak niye? Ne geçecek eline? Kuru bir b. oda işe
yaramıyor artık köylerde oda yakılmıyor, doğal gaza geçti herkes! Sen hala uyu
uyanığım diye geçin ey salak!
Bak tarihine hepsi ilim irfanla besleniyordu, sen nefret ile beslen nah
kazanırsın, gönül güzellikleri ile ecdadın kâinata güzellik saçarak fetih
ediyordu, senin benim gibi yatmıyordu yan gelip ağız üstü hem adamda
satmıyordu, nefret ile öne arkaya da bakmıyordu.
Sen hala kendi fikrini fikirsizin aklına köle et, sonrada insanları yok et, yok
edince sende yok olacaksın, ağlayıp sızlanacaksın, fikirsizler basacak kıçına
tekmeyi haydi uçurumdan hop hop aşağı... Güm güm aşağı... Düş kalk aşağı...
Çıkmak için yukarı yol yok yok yok... Arama güzellik aşağıda, zaten her yer
b...Çabuk düş kurtul, kurtaracak ip arama dün kesmiştin hatırla, ya da
hatırlayacak akıl yok sende, düş aşağı yukarıya çıkacak yol yok.
Mehmet Aluç