Online Üye
Online Ziyaretçi
Kırmızı bir iskelet
asılı başucumda
Rengi yorgun gözlerimin
kıyısında
Hele ki demlenirken bin
bir imgeyle.
Sağalttım bu gece hüznü
Yok sayıp da
kaybolmadan nöbette her daim
Kıvrandığım o boyutsuz mekân
Belki de bir müsvedde
kadar durağan
Ve kırılgan şu hükümsüz
gece.
İnkâr edemediğim bir
tahakküm
Sersefil ve ne çok
çekince
Soluklandığım kıyısında
ne varsa
Rengi yine kırmızıya
çalan
Yer gök izafi o
sağanakta
Göz gözü görmez iken.
Haydi, koş sen de
sevgili
Bilirim ki yine
tutmayacaksın elimden.
Ne gam,
Taşıdığım yük yeter
ikimize de
Kaybolduğun o gün olsa
da miladım
Başlangıç bildiğim o
hazin ve yoksun kılındığım
Yaprak savurduğum
takvimdeki tek izlek
Altında imzan.