Ne çok isterdim
alıntılarla süslü şu öbek öbek düşlerde
Kaybolmak ebediyen ve
alenen
Nükseden o rabıtaya
takılı kalmadan
İzin vermek aklımın
kancalarında takılı ne varsa
Hatta firar etmek şu
delik deşik yüreği görmezden gelip de
Ya sonrası, dememek olsa
keşke tek derdim
Oysaki sığındığım şu
gök kubbede saklı dermanı
Varoluş hegemonyasında
saklı sayısız rivayet
Yüklenmişim bir kez
Depreşen şu yaram
köreldikçe kimsesizliğim
Sığındığım o güftesiz
şarkı
Melodisi kulağımda
takılı.
Heybetli imgeler
isyanda ki
Zamanını unuttum bile
kaçıncı seyri seferindeyim de
Gönül gözüm yorgun
fazlasıyla
Hele ki o saklı düş
malikleri yok mu, tüm efkârım
Çökmüş de dibe dilimde
aynı türkü
Islanırken altında gök
kubbenin
Tüm yalıtılmışlığımla
sığınmışım kanatlarına meleklerin
Bre dostum destur
dercesine
Kayan kaç yıldız varsa
saklı içimde.
Hadi gömül hadi somurt
hadi at en büyük kahkahanı,
Ne sandın da değişecek
mi şu hegemonyası insanoğlunun.
Son saymıştım oysa inan
ki son bilip de
Başa tekrar
dönmeyeceğim en mutlu hikâye
Bir kez koyuvermişim de
hükümranlığında aşkın
Nazire edercesine o
sakil aşk meleği.
Yorgunum hem de nasıl
Görmez misin nasıl da
suskun,
Sahi öncesi var mıydı
da biteceğini sanmıştım.
Kıble yönüm, aşk tuttuğum
saf
Günlerden dersen adımı
bile unuttum inan ki
Neye meyletsem de gülse
kader yüzüme
Yine de bilirim ki
gelip geçecek bu gün dönümü.