Önsezileri ve tüm muğlâk
yetileri köreldikçe ve kıymete bindikçe yaşam.
Yaşanılası bir dünyanın
yüklü o serkeş tutarsızlığı iklimlerin seyrinde düşmüşken yola, onca ikilemi
görmezden gelip de kavuşamadığımız bir günün sabahı.
Gün hüznün ağırlığı altında yitip gitmiş ve
ölüm çökmüşken zamansız yok oluşların gölgesine.
Kayıp bir izlek
ardımıza baksak da görmezden geldiğimiz belki de yitik bir nizam insanların
katledildiği.
Yoklukla imtihan
olmakta insanoğlu varlığını yanlış mecralarda sunuma hazırlanıp de hibeli
olduğu o vakur döngü. Bir bilinmeze yol verip bilindik bir tını iken maruz
kalınan:
Gün ölgün aşk gibi.
Yürek atmıyor artık o
cansız bedenlerde ve geride kalan elem yüklü bir serzeniş avaz avaz ağlarken ve
sorarken çaresizce:’’Neden?’’
Cevapların yeterli
olmadığı ve yenilgilerin ardı arkasının kesilmediği.
Ve sayarken bir bir
yetmedi çifter çifter eşleşen nice sayı eşleşen nice mefta ve telaffuzu
imkânsız bir sefer sayacı bozulmuş iken kaderin…
Soluk benizli adamlar
ve kadınlar ellerinde meşalelerle yürümekte an itibariyle pencere pervazında
anlamsızca bakarken gözlerim. Bir dokunuşa odaklanıp bin bir tahakküm ile
kadere serzenişte bulunmak belli ki tek çare gözünde o yılgın hüzün
bekçilerinin.
Hanelerin ışığı tek tek
sönmekte.
Tedirgin ruhların
gizlendiği ölü düşler yarını olmayan bir ülkü belki de.
Belki de hiçliğe
kurmuşken saati sabahı bile karşılamaktan aciz iken biz faniler.
Kırık bir sarnıç kana
boyanmış. Kana boyanmış üstümüz başımız. Savruğuz fazlasıyla ve içe dönük
mizaçlarımız çoktan vurulmuşken gonk.
Hanidir uzağındayız
huzurun ve mutluluğun o kaygı dolu bekleyişlerimiz çıkmış iken arşı alaya.
Hadi çömelin
dizlerinizin üzerine ve soluklanın her yeni neferi karşılarken melekler.
Nice gömüt ve nice
ahkam yüklü, kifayetsiz edim bizler canhıraş kaçışırken öbek öbek ve
sığındığımız son liman umutların tüketildiği, dirliğin bozulduğu.
Bir film karesi kadar
net oysa yürekten geçen: Belki bir kurtuluş içine düştüğümüz ve tuzak
bellediğimiz.
Yaşamaktan vazgeçmek
için henüz çok erken.
Nicedir yoksunuz
nicedir yolsuz ve tasarrufundayız hayat yüklü imgelerin ölüm fısıldarken
kulağına masumiyetin. Çok mu geç sizce?