Eskiden Namık ile birlikte geldiğimiz lokale daha
çok kendi başıma gelir olmuştum. O günlerde çok önemli işler yapar olmuştuk.
Ben, yaptığım işe, hem arkadaş çevremdeki popülaritemin artmasını
sağlamasından, hem de Tahir amcama bir hizmet görmekten dolayı iki misli önem
veriyordum.
Tahir amcamın başkanlığını yaptığı Türkiye
Öğretmenler Sendikası, tüm öğretmenleri ilan ettikleri "BÜYÜK ÖĞRETMEN
BOYKOTUNA" katılmaya ve desteklemeye çağırıyordu. Caddelerde ve park,
kahvehane gibi oturma yerlerinde buna dair bildirileri dağıtıyorduk. Çeşitli
yerlere yapıştırılan afişler için de tercihimiz akşam karanlığı oluyordu.
Okul İdaresi, Saide"nin evinde geçirdiğim
gecenin hesabını sormak için yazılı savunmamı almıştı. Hemen iki satırda,
babamın Eskişehir"den ziyaretime geldiğini, o geceyi bir akrabamızın
evinde babam ile geçirdiğimi yazıp vermiştim. İnanmamışlardı tabii ki, böyle
durumlarda velilerin okul idaresine başvurarak çocukları için izin aldıklarını
söyleyerek yalan söylediğimi iddia ediyorlardı.
"Valla billa doğruyu söylüyorum hocam!"
Saide de, Namık da, tam da gelmelerinden ümidimi
kesmeğe başladığımda bir damperli kamyonla çıkıp geldiler. Kalabalık bir grup
halinde lokale doluştular.
Saide, beni, daha dün berabermişiz gibi
karşılamıştı.
"Hoş geldin! Hayrola, kimi bekliyorsun?"
"Hoş bulduk! Seni bekliyordum. Namık ile
ikinizi."
"Çok beklettik mi?"
"Sorun değil, yapılacak başka bir işim
yoktu."
Saide"yi, Ankara kazan, ben kepçe, bütün
Ankara"yı arasam bile, zaten bulamayacakmışım. Onlar, o sıralarda şeytanın
aklına bile gelmeyecek bir yerde, işçilerle memurların bu boykottaki büyük
dayanışmasını vurgulayan, "İŞÇİ, MEMUR EL ELE; GENEL GREVDE!" diye
yazdıkları bir bez afiş hazırlamakla meşgulmüşler. Afişin asıl dikkat çeken
tarafı ise, sahte bir bomba düzeneği ile hazırlanmış olmasıydı.
Saide, "Tamam! Bu gece bizimlesin o halde?"
dedi.
"Elbette! Burada mı takılacağız?"
"Sayılır. Gece yarısı bir bez afiş asacak
arkadaşlar.
Sanırım Sakarya caddesinin oralarda… Biz de
onlara gözcülük yapacağız."
"Neden gece yarısı?" diye sordum.
Kısaca, "yasak da ondan," diye yanıt
verdi.
Bir an, yapılacak işi kafamın içinde tartmaya
çalıştım. Afiş asmak yasak bir şey olmasa gerekti. Caddelerde spor
kulüplerinin, siyasi partilerin, festivallerin, akla gelebilecek her şeyin boy
boy bayrakları, yazılı afişleri asılı değil miydi, her zaman tepemizde
dalgalanıp durmuyorlar mıydı? Yasak olsa, onlar da asılmazdı…
Kafamı boş yere yorup durduğum için kendi kendime
kızdım; Saide, yasak dediyse yasaktı demek ki...
(D i p n o
t : 15-18 Aralık 1969 günleri gerçekleştirilen Büyük Öğretmen Boykotu yasadışı
bir genel grevdi.
Türkiye işçi sınıfının geniş katılımlı bu ilk
genel grevini, işçi sınıfının "memur" statüsünde istihdam edilen
öğretmen örgütleri düzenledi.
Bu genel grev, 15-16 Haziran 1970 olaylarından
da, DİSK"in 16-19 Eylül 1976 DGM Direnişi"nden de daha etkili ve
başarılı oldu.
TÖS Genel Yürütme Kurulu"nun 10 Aralık 1969
günlü Büyük Öğretmen Boykotu Çağrısı"nda yer alan isteklerin bazıları
şunlardı:
"İsteklerimiz şunlardır: (a) Yetkili
hükümet temsilcisi, yetkili temsilcilerimizle görüşmeyi ve sonunda bir ortak
protokol imzalamayı kabul ve beyan etmelidir. (b) Bu protokolda ilk iş olarak,
yabancı uzmanların ve barış gönüllülerinin bütün eğitim kurumlarından atılacağı
ve zehirli niteliğini saptadığımız yabancı malzemeli beslenme eğitiminin
durdurulacağı belirtilmelidir."
4 günlük Büyük Öğretmen Boykotu"na 109 bin
öğretmen katıldı. Bunların 88 bini bu eyleme 4 gün süreyle katılırken, 12 bin
100"ü ilk gün katılmayıp, daha sonraki üç gün eylemdeydi. 9 bin 500
öğretmen ise birinci gün boykota katılmasına karşın, diğer günler eylemde
yoktu. Boykota hiç katılmayan öğretmen sayısı ise 47 bindi.
Eyleme katıldıkları için 50 bin 300 öğretmen
hakkında kovuşturmaya gidildi. Bunların 19 bin 250"si takipsizlikle sonuçlandı.
2 bin 118 öğretmen açığa alındı. 65 öğretmen bakanlık emrine alındı. 45 bin 520
öğretmene maaş kesimi cezası, 3 bin 900 öğretmene kıdem indirimi cezası
verildi. 590 öğretmen bir başka ile sürgün edildi. 6 bin 600 öğretmen ise il
içinde bir başka yere atandı. 400 müdür görevden alındı. 1200 öğretmene derece
indirme cezası verildi. 11 kişi ihraç edildi.
Babamın gördüğü ceza da, Eskişehir Ziya Gökalp
ilkokulunda vekaleten yürüttüğü müdürlük görevinden alınarak gene il içinde
Osmangazi İlkokulu öğretmenliğine verilmesi olmuştu.
TÖS, boykot nedeniyle açığa alınan veya görevden
el çektirilen öğretmenlerin ücretlerini ödedi. Bu süreçte Muammer Aksoy"un
girişimiyle Türk Hukuk Kurumu"nun ve ayrıca CHP Genel Başkanı İsmet İnönü"nün
destek mesajları, eylemi güçlendirdi. Birçok okul müdürünün TÖS üyesi olması da
eylemin başarısına katkı yaptı.
12 Mart 1971 darbesi sonrasında DİSK hakkında
kapatma davası açılmazken, TÖS hakkında böyle bir davanın açılmış olmasının
herhalde en önemli nedeni, bu başarılı genel grev ve TÖS"ün kamuoyunu
etkileyen çizgisi ve mücadeleleridir. TÖS"lüleri saygıyla anıyorum.)
…