İşte yitip gitti ikbal
yüklü pervasız gök kubbe:
Ardıç kuşları dahi alıp
payını,
Süzdüler boydan boya
Ayaklarımın dibindeki
tahakkümü;
Belirsizliğin tınısı
idi madem tuş olan,
Sırra kadem basmayı mı
özlem bellemeli?
Kindar yeryüzü vefasızlığın
rükû ettiği
Öylesine bir bayram
günü.
Mihrabı kucakladım oysa
evvelinden,
Huzurun izdüşümünde
Sarıldığım yalnızlığın
kırağı çalan çatık kaşında
Sırlara yüklemeyi
maharet bildiğim en ölgün yükü de
Bertaraf etme ümidiyle,
Karakaşının kara
gözünün elbette sürgün düştüğü.
Mintanı yırtık ahvalin
koruk düşlerinde
Peyda olan hezimetin
çok ama çok ötesinde,
Gölgelendiğim kadarıyla
beyhude ve ketum sözlerin ringinde,
Sarmalına vakıf olmaksa
döngünün,
Aldım alacağım kadar
ağzımın payını.
Birazsızlığın külfeti o
devingen gölgeden yüreğe damlayan,
Peşrevi belli ki
çalmayan şarkıların ahdettiği.
Nice curcuna, nice
yanılgı,
Nicelerden nice
beğenmekle çıkmışken yola,
Öncesizliğin göstermelik
beyanatı:
‘’Hadi, mademki aldın
ağzının payını…’’
Hâşâ, yeryüzü;
Hâşâ insanoğlu,
Asla’dan öte,
asılsızlığın kerametine emanet etmişken aşkı,
Son bir imgeye takıldı
aklım, demek kadar da
Akla zarar sensizliğin
yüz görümü belası
Bir özleme yığdığım
onca tefrika.
Günden yana değil oysa
telaşım,
Kim demişse güzel
eylemiş;
Son bir sözün varsa
söyle hadi!
Gün ölgün be yeryüzü,
Hayat da pahalı demeyi
isterdim
Olmaz mı cefası o
yürekte sindirilmişliğin
Üç noktalı gözyaşı…
Maharetse sevmek,
Peyda olan hangi
sancıdan dert yanmalı?
Sorulardan çıkmakla yol
nasıl da aşındı,
Pejmürde bir notaya bel
bağlamakla eş değer
Gıyabımda verilen en
sefil rota:
‘’Sav sıranı ve al
boyunun ölçüsü ey kıdemli hazan.’’
Dünlere tamah etmekle
bir mihrabı yeniden kucaklamaksa,
Yapıp yapacağım,
yürekte saklı tuttuğum metanete ettiğim niyazda,
Savruk bir gözyaşında
birikenden çok ama çok öte
Saklı tuttuğum
dirayetin gölgesinde:
Kâh masum kâh azılı bir
katil;
Kâh yaftalanmış kâh
yarınlara ümit bağlayan.
Tümden gelen coşkuların anlık o kırılgan döngüsünde muhafaza edebildiğim kadarıyla…
Bir sözden çıkıp da yola, her nasılsa engelsizliğin engellere karıştığı.
Sanrılardan düşmeli gözyaşlarım ve hidayete ermenin büyüsünde o anlık zaman diliminde bütünleştiğim duygular kadar da çıtası hayli yüksek. Gel de anlat şimdi…