Adı lazım değil bir televizyon kanalında, kanalın sahibi olduğunu sanan zat yüreğindeki sevinçten uzak olan, hırs yıkım dolu sevinçle, tüm çalışanları yöneticileri çalışanları toplayarak, toplantı yapacağını bildirmişti. Büyük bir telaşla toplantı salonu hazırlandı. Masalara donatıldı, masaya layık olmayan çiçekler yiyeceklerle donatıldı. Herkes kanalın sahibi zatı bekliyordu. Kendi aralarında fiskos yaparak toplantının ne amaçla yapıldığı hakkında fikir yürütüyorlardı. Az sonra o zat göründü, suratında anlamı çözülmeyen bir ifade yani ifadesizlikle salona girdi. Herkes ayağa kalktı. Odası şöyle yıkan bakışıyla süzdü. Oturdu o pahalı deri koltuğuna, arkasına yaslandı. İfadesiz bir gülümseme ile.
-Arkadaşlar oturabilirsiniz.
Hepinizin merak içinde olduğunu biliyorum, bugün bir devrim yapacağız,
kanalımızda izdivaç programı formatında, ”Benim istediğim sensin” adlı bir programa
başlayacağız. Sizden istediğim, izleyenleri kıskandıracak bir süit oda daire,
içinde yok yok, altı tane oyuncu kadın altı tane erkek oyuncu, bu kadın erkek oyuncuların
her birinden beş tanesi uysal birer tanesi kavgacı dedikoducu, hiçbir şeyi
beğenmeyen olmasını istiyorum. İzleyen izleyicilerin içine karanlık fikirleri
kavgayı zihinlerine kazıyacak cinsten ve bu yönde yazılacak senaryo ile
izleyicileri aileleri etkileyerek, huzurlu aile ortamlarını yerinden derinden
sarsarak huzurlarını aile saadetlerini yerinden oynatmak istiyorum.
Herkes şaşkınlıkla
birbirlerinin yüzüne baktı.
-Torağın yağmuru emdiği
doyduğu gibi bu kavga hırs dedikodu dolu programımızı izleyicilerimiz emsin,
huzurlu sakin fikirlerini hayatlarını darmadağın etsin istiyorum, şimdi sizler
bana bunu neden yaptığımı ne amaçla hatta kötü bir amaçla yaptığımı aileleri
dağıtmaktan zevk aldığımı düşünerek kızıyorsunuzdur, ama öyle değil. Zamanla anlayacaksınız,
aileler kendi fikirlerine huzurlarına sevgi ve saygılarına ne kadar güçlü
olduğunu hatırlatarak, sağlam olmayanları bu arada ortaya çıkarmış olacağız,
bir nevi eleme yapacağız…
Bunu söylerken yalan
söylediğini çok iyi biliyordu.
-Mesela sen sevgili yönetmenim,
film çekerken senaryoya bağlı kalmayan içten samimi bir şekilde oynamayan
oyuncuyla filminize devam etmek ister misiniz?
Yönetmen az düşündü
-Tabi ki devam etmek
istemem!
-Peki ya siz senaristimiz,
senaryonuza bağlı kalmayan oyuncu ve yönetmene senaryo yazar mısınız? Yazmış
olduğunuz senaryoyu istediği gibi değiştiren sizin yazdığınız ruhu kökten yok
eden bir yönetmen ve oyunculara yazar mısınız?
-Tabi ki yazmam efendim,
lakin sizin bu söylediğiniz düşündüğünüzle aynı şey deği…
-Siz şu an fevri
düşünüyorsunuz geniş düşünün… Sağlam olan ailelerle sağlam olmayan ailelerin
bir sınavı şeklinde düşünün. Oyuncular özellikle kadın oyunculardan bir tanesi,
erkeğin egemenliğini aile içinde yıkacak onu yerle bir edecek şekilde her
sözüne karşı çıkan, onun fikirlerine düşüncelerine ters hareket eden bir senaryo
ile lanse edelim. Her an kavga eden erkeğin yorgun eve geldiğinde onu pişman eden,
kendisiyle her an ilgilenmesi gerektiği saçmalığını bir ülkü edinmiş bir kadın
ve erkeğin o an biraz huzurla oturduğu kanepesinde oturduğuna pişman edecek bir
şekilde yazalım. Artık kadınlarında söz hakkı olduğunu hatırlatalım, bol kavga
bol dedikodu ve isyan dolu olsun, reytingleri alt üst edeceğimizden eminim. Bu
başarının sonucuna göre herkese bir ikramiye vermeyi taahhüt ediyorum, çok çalışın,
haydi yıkmaya pardon sağlam olanla çürük olanı ayırmaya haydin kalkın ve bir an
önce bana, yeni fikirlerle senaryolarla gelin bakalım.
Masada oturan stajyer
olan genç delikanlı, hırsla ayağa kalktı.
- Aile terbiyesi
ortadan kalkar bu yayınlarınızla, bununla sizin millet aile bilincini ortadan
kaldırmak istediğinizi ben anlıyorum, sizin tamamen çeşitli oyunlar entrikalar
ile beyin yıkama ve cinsel dürtü oluşturma içindeki bu düşünceniz izleyiciler
tarafında pek değer verilmeyecek ve gereken cevabı reyting dediğiniz o zırvanızın
yıkılması ile bu gerçeği anlayacaksınız.
Şaşırdı, içinden demek
ki evet demek ki sen derken.
-Siz yenisiniz galiba.
-Evet stajyerim.
İçinde hem de stajyer.
-İşte bizlerde bu
entrika dediğiniz ama bizim bir çeşit elemeyle böylesi sağlam aileleri ortaya çıkarak,
ailenin temelini sağlamlaştırmayı amaçlıyoruz.
-Hayır, buna beni
inandıramazsınız, hem size mi bize mi kalmış ailenin temellerinin sağlam olup
olmadığını test etmek?
-Seni anlıyorum daha gençsin,
toplantıdan sonra yanıma gel bunu uzun uzun tartışalım, bana hak vereceksiniz. Bu
alanda büyük adımlar atmalıyız hatta bundan geç kaldık, herkes ne düşündüğünün
neyle karşı karşıya olduğunun farkına varmalı. İlk anda bir sarsıntı etkisi
yapsa da, uzun vadede haklı olduğumuzu anlayacaksınız. Adımlarımızla düşüncelerimizle
büyük adımları artık atmak zorundayız.
-Hayır, ben buna
inanmıyorum, sizin fikrinizin temelinde bu yatmıyor ve bundan da eminim. İstifa
ediyorum ve bu televizyonculuk bölümünü de buradan itibaren okumaktan vazgeçiyorum,
sizin gibi fikirsiz aile kurumuna saygısı olamayan, ailenin temeline dinamit
koyarak parçalamak isteyen insanın yanında staj görerek hayatımı dünyamı karartamam.
Ayrıca bu yapacağınız programın
çirkefliğini, insanlara anlatmak için sizden daha fazla dürüst bir kanal
bularak halka anlatacağımdan eminde olabilirsiniz.
Odanın soğuk rüzgârları
eserken herkes biraz tedirgin içlerine sinmemiş olarak kalkarken, kanalın
sahibi o zat bunu fark edince.
-Haydi, hemen başlayın, bu genç arkadaşınız
beni yanlış anladı, herkese iki ikramiye sözü veriyorum.
Bir anda telaş başladı,
biraz önce asık suratları gülümseme sardı. Herkes en güzelini en yıkımını
yazmak hayata geçirmek seyirciye sunmak için koşmaya koşuşturmaya başladı.
O zat yine odasına
giderken sinsice düşünüyordu. Daha öncede kariyer dokusu ile
kadınları çocuklarında anne kokusundan uzaklaştırarak, kreş adı altında
uzaklaştırmayı başardık şimdide aile ortamının güzelliğinden kokusundan dokusundan
ayırır isek amacımıza ulaşmış olacağız. Bireylerin kendi kendine yabancılaşması,
aralarındaki bu güçlü aile bağının koparılması, hayatlarında sımsıkıya bağlı
oldukları aile yapılarındaki bu bağlılığı çözdüğümüz zaman, onları istediğimiz
her yöne yönlendirerek bir kukla misali tüm ipleri hayatlarını ele geçirmiş
olacağız. Dopdolu hayatlarını boşluklarla doldurarak kendi fikirlerimiz
ideolojimizle doldurduğumuz an, yıkılmış olacaklar. Kendi kimliklerinden
özlerinden uzaklaştıkları an davranışları yaşantıları anlamsız bıraktığımız
zaman, Türkleri Çanakkale’de yıkamadığımız Türklerin torunlarını yıkarak,
amacımıza ulaşmış olacağız.
Mehmet Aluç-Kul Mehmet