Her  ne  kadar  ‘’Güzellik  ve çirkinlik  soyut  kavramlardır’’,  ya  da  ‘’ İnsanın  kalbi  güzel  olsun,  suretin  güzelliğinin  hiç  bir  önemi yok’’  Dense  de  bilhassa  kadınların  daha  güzel  görünme çabalarının  sonucu  olarak  doğmuş  olan  kozmetik, estetik  sanayi  ve  moda denen  çılgınlığı  göz  önüne  aldığımızda  insanların  dillerinin  söylediği  ile  kalplerinin ya  da  mantıklarının  söylediğinin  çok  farklı  olduğu  kesin  bir  gerçektir.

Yahu  ben  bile  bir  toplantıya  giderken  sakal  tıraşı  oluyorsam,  mümkün olduğu  kadar daha  şık  ve  temiz  kıyafetler  giyiyorsam,  hiç  taramadığım  saçlarıma  jöleyi  basıp elbise  fırçası  gibi  dimdik  duran  saçlarıma  bir  şekil  vermeye  çalışıyorsam  hiç  kimse  bana boşu  boşuna  ‘’Güzellik önemli  değildir’’  demesin.

Haa  yürek  güzelliği  tabii  ki  mutlaka  çok  önemlidir.  O  yüzden  değil midir  bazı  güzel  insanlar  için  ‘’Kalbinin  güzelliği yüzüne  vurmuş’’  deriz. Ya da  tam  tersi  ‘’ Kalbinin  çirkinliği  yüzüne  vurmuş…’’

Evet..Güzellik  soyut  bir  kavramdır.  Mesela  dünyanın  bayıldığı  Penolepe Cruse  bana  göre  hiç  de  güzel  bir  kadın  değildir.(  Biraz  ‘’ Kedi  ulaşamadığı  ciğere  murdar  dermiş’’ Gibi  oldu  ama ben  pek  de  güzel  bulmam  onu  gerçekten  de ) Ya  da  Julia  Roberts…  Hele  de  Julia  Roberts..Koskoca  bir ağız,  sipsivri  bir  burun,  hiç  bir  özelliği  olmayan  gözler,  sipsivri  bir  yüz..Ama  gelin  görün  ki  kadında  acayip  bir  çekicilik  var.  Yani  Pretty  Woman  ( Sanırım  tercümesi  ‘’Tatlı  Kadın’’  oluyor) olması  hiç  de  boşuna  değildir.  ‘’Al  çatalı  eline  ye’’  cinsinden yani.  Gerçekten  de çok  tatlı bir  kadındır  tüm  çirkinliğine  rağmen. (  Aslında  her  iki  kadın  da  ‘’ Gülen  kadın  güzeldir’’ Tezini  doğruluyor  galiba.  Çünkü  her  ikisi  de  güldüklerinde  güller  açıyor.)

Ancak  bazı  kadınlar… Pardon  şimdi  kadınlar  yine  hışım  oklarını  hazırlamaya  başladılar  mutlaka  ‘’  Neden  kadınlar?  Neden  ille  de  ‘’  Çirkin’’  kelimesiyle  ‘’Kadın ‘’  kelimesini  yanyana  getirmeye  çalışıyorsun’’  Diye… Hemen  kızmayın  hanımlar.  Anlatmaya  çalıştığım  şey  aslında  kadının  güzelliği  ya  da  çirkinliği  değil  çok  daha  farklı  bir  şey.  Ancak  anlatmaya  çalıştığım  şeyin  kahramanları  iki  ayrı  kadın  olduğu için  konuya  böyle  girdim. Ayrıca  ‘’ Çirkin  kadın  yoktur,  Bakımsız  kadın  vardır’’ ve  hatta  ‘’ Kadınlar  çiçektir,  çiçekler  su  ister’’  Pardon...Son  cümle  bir  cilt  kreminin  reklamıydı  yanlış  hatırlamıyorsam.

Dünya  güzellik  kraliçeliği  yarışmaları  ne  zamandan  beri  yapılıyor  bilmiyorum  ama  Truva  Savaşına  bile  böyle  bir  yarışın  sonunda  Afrodit’in  en  güzel  kadın  seçilmesi  sebep olmuşsa demek  ki  çok  çok  eskilere  dayanıyor.

Peki  dünyanın  en  güzel  kadını  yarışması gibi dünyanın  en  çirkin  kadını  yarışması  da  yapılmış  mı  hiç? İşin  doğrusu  uluslar arası  düzeyde  de  ulusal  düzeyde  de  böyle  bir  yarışın  tertiplendiğine  şahit  olmadım ( İlhan  Kemal  ‘’ Var  Hocam’’  deyinceye  ve  anlatıncaya  kadar  da  bir  bilgim  olmayacak  şimdilik.) Ancak  Dünyanın  en  çirkin  kadını  ilan  edilen  bir  kadın  var.

Evet…Amerika’nın  Teksas  Eyaletinde  yaşayan 
 Lizzie Velаsquez  resmi  bir  yarışma  sonucu    olmasa  da  internet  ortamında  dünyanın  en  çirkin  kadını  seçilmiş.

 Lizzie Velаsquez  tam  anlamıyla  sıfır  beden  bir  insan.  Doğduğunda  vücudunda  hiç  yağ  hücresi  yokmuş.  Dolayısıyla  da   bu  kadıncağız  hiç  kilo  almıyor. Hayatı  boyunca  29  Kilonun  üzerine  çıkamamış. (  Yani  hanımlar,  sıfır  beden  olmak  da  başa  bela.  Hiç  özenmeyin  sıfır  beden  olacağım  diye.  Allah’ın  gücüne  gider  de  yağ  hücrelerinizi  tamamen  alırsa  Lizze  Valasques’e  dönüşmeniz  işten  bile  değil. Ayrıca ‘’Ben  şişman  değilim,  kemiklerim  iri ‘’  Diyen  hanımlara[ Özellikle  kendi  kızıma]  da  hemen  söyleyeyim:  Yemiyoruz  artık  o  savunmayı.  Kemik  o  kadar  kilo  yapsaydı  sadece  kemikten  ibaret  olan  Lizze  Velasques, 29  kilo  olur  muydu  hiç?’’ )

Dünyada  çok  nadir  görülen  böyle  bir  hastalıkla  doğmanın  yanı  sıra  dört  yaşında  sağ  gözünü  de  kaybetmiş   
Lizzie Velаsquez…

İlkokuldan  itibaren  devamlı  arkadaşlarının  alay  konusu  olmanın  yanı  sıra  zavallı 
 Lizzie Velаsquez ‘in  ömrü  oldukça  uzun  bir  süre  bu  hastalıkla  mücadele  ile  geçmiş  ama  maalesef  hastalığına  hiç  bir çare  bulması mümkün  olmamış. 

Evet…Hastalığının  verdiği  bu  sıkıntıları  yetmiyormuş  gibi  sürekli  aşağılanma,  hor  görülme,  hatta  ortada  hiç  bir  sebep  yokken  nefret  edilme …İnsanlar  - kendilerine  hiç  bir  kötülük  yapmadığı  halde -  Lizzie  Velasques’den  nefret  ediyorlar  hatta  yine  internet  ortamında  ona  hitaben  ‘’  
Senin yаkılmаn lаzım.’’   ya  da ‘’Kаfаnа bir silаh dаyа Ve kendini öldür’’  Diyenler  bile  oluyormuş.

Bu  aşağılanmalar  ve  hor  görülmeler  yüzünden  defalarca  hayatına  son  vermeyi  düşünmüş 
Lizzie Velаsquez;  hatta  teşebbüs  de  etmiş  bir  kaç  kez…  Ailesi  ise  devamlı  doktorlara  koşturmaktan  ve  ‘’Aldırma  kızım,  bu  hayat  senin.  Hayatını  yaşamaya  bak’’ Demekten  öte  bir  şey  yapamıyormuş.

Sonunda   
Lizzie Velаsquez kararını  vermiş:  Öncelikle  doktor tedavilerine  son  vermiş.  Daha  sonra  oturup  hayatını  cehenneme  çeviren  bu  hastalığını  anlatan  bir  kitap  yazmış: ‘’Cesur  Yürek  Lizze  Velasques’in  Öyküsü’’

İşte  bu  noktadan  sonra
Lizzie Velаsquez dünyanın  en  çirkin  kadınlığından  dünyanın  en  cesur  kadınlığına  doğru  oldukça  hızlı  bir  ilerleme  sağlamaya  başlamış.

Önce  kitabının  sağladığı başarı,  daha  sonra  bu  başarının  açtığı  kapılar  sayesinde    ‘’
Okullаrdа Çocuklаr Arаsındаki Aşаğılаmаlаr Ve Dаlgа Geçmelere Kаrşı Konferаnslаr’’ Düzenlemeye bаşlаyаn genç kаdın, bir tаrаftаn dа çаlışmаlаrını sürdürebilmek İçin internette bаşlаttığı kаmpаnyаdа binlerce dolаr pаrа yаrdımı toplаmış.

Velаsquez, kendisine destek veren İsimler sаyesinde 2013’te Ünlü Ted konferаnslаrındа konuşmаcı olаrаk yer almış. Bu konuşmаsı youtube’dа  Yedi Milyondаn fаzlа kişi tаrаfındаn İzlenmiş.


Şu  sıralar  bir  kitap  yazan  ve Amerika’nın  ilk ‘’ Dаlgа Geçme Ve Aşаğılаmаlаrа Kаrşı Yаsа’’sı İçin lobi  faaliyetleri yürüten  Lizzie Velаsquez’in ‘’Cesur Yürek: Lizzie Velаsquez’’ Adlı Belgeseli, Teksаs’tа Düzenlenen İnterаktif Etkinlik, Film Ve Müzik Festivаlleriyle konferаnslаrın yаpıldığı South By Southwest’te (sxsw) gösteriliyor.

‘’Dаlgа Geçme Ve Aşаğılаmаlаrа Kаrşı Yаsа’’…Bence  bir  Lizzie Velаsquez  de  Türkiye’ye  lazım.  Ne  dersiniz?

Evet..’’İki çirkin  kadın’’  Demiştim…Birincinin  hikayesini  okuduğunuza  göre  şimdi  ikinciye  geçelim.

İkinci  çirkin  kadın  bir  Türk.  Biz  onu 1996-1999  yılları  arasının  pek  sevilen   ve  baş  rolünde  Yonca  Evcimik’in olduğu  ‘’Çılgın  Bediş’’  dizisiyle  tanıdık.  O  dizide  çirkin  ama  çok  temiz  bir  kalbi  olan,  biraz  da  saf  bir  karakter olarak  karşımıza  çıkan  ‘’  Banu’’ diye  tanıdık. Asıl  adı  ise  Sonay  Aydın  idi.

Biz  Amerikalılardan  farklı  olarak  bizim  çirkinimizi  hiç  aşağılamadık.  Ona  ‘’  Senin  yakılman  gerekir’’ ya  da  ‘’  kafana  silahı  daya,  tetiği  çek’’  demedik  ama  yine  de  hani  o  devirlerde  evlenecek  çağda  bir  delikanlı  olsaydık  ya  da  evlenme  çağında  bir  oğlumuz  olsaydı  Banu,  yani  asıl  adıyla  Sonay  Aydın  gibi  bir  kıza  talip  olmazdık.

Bizim  kalbi  temiz,  yüzü  çirkin  kızımız  Sonay  Aydın’ı  Çılgın  Bediş  dizisinden  sonra  bir  daha  görmez  olduk.  Hani  işin  doğrusu  merak  da  etmedik. Bu  gün  sorsam  ne  olmuştur  acaba  ona  diye  alacağım  cevap  tahminen  ‘’  Ne  olacak?  O  çirkinlikle  kız  kurusu  olmuş  evde  kalmıştır,  ya  da  kendinden çok  yaşlı  dul  bir  erkeğe   varmıştır’’  Denilir.

Sonay  Aydın,  yani  Çılgın  Bediş’imizin  Banu’su tam  anlamıyla  bir  evrim  geçirmiş  dersek  yanlış  olmaz.  Çünkü  fotoğraflarda  gördüğünüz  3a ve  3b  Resimler de  10  ve  11. Resimler  de ona  ait. Bizim  göremediğimiz  güzelliği  bir  ABD  li  mi  keşfetmiş  yoksa  o  bir  ABD li  bizim  kızımız  o  değişikliğe  uğradıktan  sonra  mı  yapmış  o  keşfi  orasını  bilemiyorum  ama  neticede  bizim  ‘’ Banu’’ muz,  Sonay  Aydın  artık  Sonay  Davies  ve  son  hali  işte  o  3a  ve  3b  resimleri…

Şimdi  diyorum  ki  beni  de  Behlül’e  Yani  Kıvanç  Tatlıtuğ’a  dönüştürebilecek   birileri  var mıdır  acep?


İşin  şakasını bırakıp  gerçeğine  bakacak  olursak: ‘’ Güzellik  gelir  geçer,  insan  elbette  daha  güzel  görünmeyi  istemiştir  ve  isteyecektir  çünkü  bu  insanın  yaratılışında  olan  bir  şey.  Ancak  bence  Lizze Velasques  gibi  onurlu  bir  insan  olmak  güzel,  olmaktan  çok  daha  önemli  olsa  gerek  ne  dersiniz?

RESİMLER:

1- Penelope  Cruse
2- Julia  Roberts
3a-3b- Sonay  Davies
4- Lizze  Velasques’in  bebeklik  resmi
5- Lizze  Velasques’in  çocukluk  halleri.
6- Lizze  Velasques’in  genç kızlık  halleri  ( Yani  şimdiki  durumu)
7- Lizze  Velasques’in milyonlarca  insan  tarafından  izlenen Ted  konferansı
8- Lizze  Velasques bir  tv programında
9-  Lizze  Velasques- Cesur  Yürek  Lizze’in  Hikayesi
10-11-  Çılgın  Bediş  dizisinin  Banusu ,  Sonay  Aydın’ın , Sonay  Davies  olmadan  önceki  hali.


( İki Çirkin Kadın, Hatta Biri Dünyanın En Çirkin Kadını. başlıklı yazı Sami Biber tarafından 29.11.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu