Şeb-i Aruz, Mevlana’yı anma törenlerinin yapılacağı aralık ayında, Mevlana’yı rahmetle anıyor ve yâd ediyorum.
Mevleviler kendi etrafında dönerken, dönüşün saatin ters yönünde yapılması dikkatimi çekip durdu yıllarca. Sonraları araştırdım ki, Güneş etrafında dönen gezegenlerden sadece Venüs gezegeni saat yönünde dönerken, diğer gezegenler saat yönüne ters yönde dönüyorlarmış. Kâbe’de de tavaf yaparken saat yönüne ters yönde yapıldığına bu bilgiden sonra farkına vardım. Bu bilgileri bir araya getirdiğimde, dönmenin ne derece önemli olduğunu düşünüyorum. Neden dönme ilahidir? Kâbe’nin etrafında dönmek neden gereklidir ki? Neden güneş etrafında gezegenler sürekli dönmekteler? Bunları düşünmeden döneriz Kâbe’nin etrafında yine de… Yedi kez döndüğümüzde dönme de biter! Böyle yapılması gerekiyor, mutlaka bir nedeni vardır, Yoksa Allah emreder miydi değil mi?
Mevlana dönmeyi keşfetmiş. Dönmemin manasını öğrenmiş ki, bunu ibadet noktasında kabul edip, gözlerini kapatarak sağ eli yukarıda sol eli aşağıda dönmüş. Ellerinde hareketi, iki batını temsil etmiş. Yani Haktan aldım hakla veriyorum mesajını-biri dünya için diğeri öbür dünya için. Küçükken böyle dönmeye özenir, bir semazen olmayı hayal eder dururdum. Hatta kısa bir süre dönmeyi sürdürdüğümde başım döner ve dönmekten vazgeçerdim. Dönmenin tıpkı ney çalmak gibi marifetli ve gönül işi olduğunu kabul eder, dönenleri kıskanırdım adeta.
Bir Umreye gidişimde, Kâbe’nin ikinci katından dönenleri izlediğimde, samanyolunu seyrediyormuşum gibi hissetmiştim. Sanki insanlar çizgi haline geliyor ve şekiller bir hat üzerinde devam eden sonsuzluğu gösteriyordu. Bu beni çok etkilemişti. Dönerken ibadet oluyordu Kâbe’de bu dönüş. Dönerken kul şükrünü gösteriyordu yaratanına. Tavaftan sonra kılınan iki rekât namazla da bu şükrüne noktayı koyuyordu. Yedi rakamının Arapçada sonsuzluğu temsil ettiğini düşünürsek, dönüş erişilen sonsuzluğa gidişi, namazsa kulluğunu kabul eden acziyetini ve dolayısıyla has bir teslimiyeti sembolize ediyordu. Gündüz gece, gece gündüz olurken zamanda dönüyor ve zaman kavramı dönüşle yaşamana mana katıp, şekillendiriyor, hayatın varlığına, hayatı kodlamaya yardımcı oluyordu. Dünya dönüyor, ay dönüyor, gezegenler dönüyor ama güneş dönmeden mıhlanmış gibi yerinde duruyordu. Güneş neden kendi etrafında dönmüyor, patlamamalarla enerji yayarak, insanoğlunun yaşaması için ışığını Dünya’da yayıyordu ki... Belki de insana bir olanı, Allah’ı gösteriyor, nasıl ki, her şey onun etrafında dönüyor ve ona mana âleminde secde ediyor; kulun da yalnızca Allah’a kul olmasını ve sadece ona secde etmesini her an bu şekilde-güneş sistemini cereyanı içinde, olması gerektiğine-bakabilene hatırlatıyordu.
İnsan dönmeli, ama saat yönüne ters yönde… Semazenleri döndüğünde seyrederken, tıpkı yabancıların klasik müzik dinlerken gözlerini kapatıp, müziğin her notasında hayal ettikleri saray hayatının her türlü sahnelerindeki gibi, kulun Allah’a varmayı arzuladığı hisleri, bu dünyadan bir gün göçeceği gerçeğini, öbür âleme geçişini hissettirmelidir. Müzik dinler gibi, ya da bir dönüş hareketini seyreder gibi değil, gerçek aşkın içinde yanmak gibi…
İşler bitti, nihayet vatana dönme vaktidir
Günahıyla hayrıyla bu Hakkın şaşmaz ahdidir
Özlemim bitecek, kalp sonsuz huzura erecek
Çileye, Allah için göğüs gerenin bahtıdır !
Saffet Kuramaz