İmtina ediyorum uzun
süredir ve ne çok şeyden feragat ediyorum belki de genele yayılan zincirleme
bir refleks.
İzdüşümü acının ki
acıtan ne çok zulüm.
Bozulan bir genetik
aslında genlerimiz iyilikle yoğrulmuştu, demekten de bitap düştüm düşeli
beklenti düzeyinde tek tohum ekmiyorum yarınlara.
Yalanlar, isli
yürekler, beyhude tüm dilekler: Karanın kayıp coğrafyasında kanayan ve ne yazık
ki kanmaktan da geri duramazken…
Durduk yerde ağlamak
mı? Asla sadece insan olmanın getirdiği zafiyeti sunmak yine insanlığa ve o
zafiyette durağan bir şarkı eşlik eden; tınısında hüzün: Gülemem hele ki gün devinip
devinip güneş bile tedirgin doğarken.
Kahkahalar ısmarlamak
isterdim oysa Tanrı’ya hem de ülkece güleceğimiz yalanlar belki de.
Kıtalar arası bir
yolculuk adeta geceden güne çıkma kaygım/ız ve bir kabir azabı gönülsüz bir
uykuya dalma zorluğu çekerken uyanmama isteği.
Uyanmak… Ne için?
Uyumak da akla zarar
hele ki ruhani bir devinim iştigal ederken bilinçaltımı ve savsaklamak isteği
tüm acıları, ülkemin sıdkı sıyrılmış kaderinde keder odaklı hüzün şarkıları
çalarken sessizce musalla taşında yatan yine beyit beyit şehit ve akla zarar
bir acı ki pay etmekle azalacağına katlanan.
Ben ağlasam kime ne?
Gülmek yakışmıyor son
zamanlarda belki de ismime itaat etmemek adına gidip değiş tokuş yapmak
istiyorum başka bir isimle.
Kimliğim zaten üç beş
rakama tekabül ediyor: Bir eksik bir fazla ki ezberimde bile saklı değil.
Yaşamak neden bu kadar
sancılı hele ki hemhal olmuşken ütopik bir mutluluğu yaşama ihtimalimizin de
olmadığı.
Yaza yaza tükenen
kelime devinimi, köreldikçe günbegün ölüme yelken açan bir bayrak yeter ki
bayrağım hep asılı kalsın gök kubbede.
Korkmuyorum ölmekten
aslında diliyorum ve şahadet denen imge ile yıkanmak istiyorum hem bir eksik
bir fazla olmak neye yarayacak ki?
Gizemi ölümün,
acısından da derin gömdüklerimizin ardından okuduğumuz rahmette saklı
tuttuğumuz o bitimsiz gözyaşı.
Devrik bir ömür ve
öznesinden yoksun devrik nice tümce ve en densiz en devrik acı yine yurdumun
batılında tek bir zerre kadar değere binmez ilen sefil benliğim.
Mutlu olmak istediğimi
kim söyledi sadece yaşlarım eksik aksın.
Yaşlarım kendim için
değil artık ne de olsa mücbir sebeplerden ölü bir imgeyim evrenin nazarında.
Hemhalim onca acıyla nice
zamandır hele ki toprağa her bastığımda altında yatanları andıkça ve kandıkça
yalanlarına yanlı zihniyetlerin kanayan her bir zerresi vatanım iken en büyük
aşkım Allah’tan sonra.
Korkmuyorum asla
korkmam da gerçi sicilim hayli dolu belki de öldürdüklerimden dolayı hala suç
ve ceza yüklüyken, ikbalimi de soyutluyorum an’dan ve anılardan ve ansızın
gelecek o meçhul sonu arzuluyorum zira biliyorum varlığımın varlıksız
sancılarının ve sanrılarının kimse için bir anlam ifa etmediğini: Bir eksik bir
fazla olsa neye yarar ki? Ben ölmeye dünden razıyım yeter ki kanmayayım artık
yalanlara kanarken için için.