Masum günahlarını
örtüyorum evrenin,
Boş bir girizgâha da
düştüğüm şerhi
İhbar ediyorum
Tanrı’ya:
Kaçıncı kuvveti ise
aşkın,
Kayıp bir nizamda
Telaşla giyiniyorum
masumiyeti:
Sessizliğe konuşluyum
yine
Gecenin sükûtundan ayrı
düşmüş
Bir hayalet kimliğinde.
Sorup soruşturuyorum
hassasiyetimi:
Edindiğim mertebemde,
Sondan başa
adımlandığım benliğin de
Şifresini arıyorum
istemsizce:
Bir yargı iken
Cehaletin kayıp
durağında
Kaçırdığım ruhun kim
bilir kaçıncı boş vagonu.
Yeter artık yeter,
demelerin şiddetinde;
Sığındığım
görünmezliğin ittifak bildiği bir surede
Sadece haykırıyorum
tekil kimliğimden
Arda kalan hangi
istikamet ise:
Celp ettiğim dinginliği
seriyorum ruhumun rahlesine:
Esefle kınandığıma
delalet mademki bunca ön yargı,
Kandığım değil kanatıldığım
tüm rahmetleri
Öpüp koyuyorum
başucuma.
İnzivadayım artık ama
asla
İnkâr etmediğim;
Görüntüm mademki kaygan
bir zeminde
Dipçiğini kurcaladığım
hasret kadar da
Devrik bir tümcede
konuşlu.
Hadi, diyorum
istemsizce
Oysaki neyi çağırdığım
meçhul,
Meşguliyetim yine
içselleşen bunca hezeyan
Merhamet konduruyorum
hayatın dudaklarına
Aralık kapıdan kayıp
giden dünlerimi
Örüyorum birer birer
Nazenin bir tınıda
duyulmazlığımın şarkısı,
Paye verdiğim bir
gölgede sunumum
Hicap yüklü bir nedamet
olsa da
Katık yaptığım hüzünde
saklı adım.