VII
…
Binlerce yıldır
şerefiyesi yüksek ve pahalı bu topraklara gelip yerleştik. Üzerinde yaşayana
hem güç, hem de dert veriyor. İçeride hainlere ve işbirlikçilere, dışarıda
düşmanlara karşı daima uyanık olmak gerekiyor. Binlerce yıl daha bu topraklarda
olmak istiyorsak daha güçlü, daha azimli ve daha uyanık olmak zorundayız.
İstese de istemesek
de, ABD ile komşu oluyoruz. ABD uzun bir zamandan beri Irak ve Suriye’nin
kuzeyine üs bölgeleri inşa ediyorlar. Silah ve teçhizat yığınağı yapıyorlar.
İleride cepheye ve ölüme gönderilmek üzere ahmak Kürt köleleri eğitip
donatıyorlar. Kürtler de zannediyorlar ki, ABD’nin yardımıyla bağımsızlık
yapılacak ve Kürt bir devlet kurulacak zannediyorlar. Bilmiyorlar ki ağızlarına
edip kendilerini tuvalet taşı olarak kullanılacaklar…
Suriye Arap
Cumhuriyetindeki Arap kelimesini kaldırarak Suriye Cumhuriyeti adı altında bir
devlet ilan edecekler. Akdeniz kıyısında Rusya sultası altında bir alevi
kantonu, kuzeyinde ise ABD sultası altında Kürt kantonu kurulacak, Türkmenlere
kanton bırakılmayacak… Arapça ve Kürtçe resmi dil olacak… Sürekli çatışmaların
ve kırılmaların yaşanacağı ve ileride İsrail’in yiyip yutacağı küçük lokmalar
haline getirilecektir.
Obama döneminde, ABD
savunma bütçesi 900 milyar dolardan 450 milyar dolara indi. Onun döneminde
vekâlet savaşlarının uygulamasına geçildi. Vekâlet savaşlarının anlamı ise “Senin
hedeflerin için, senin yerine başkaları savaşsın ve ölsün…” Kâğıt üzerinde
kusursuz görünen ve kulağa hoş gelen bu senaryo ne kadar işleyecekti?
Belki ABD doğrudan
savaşa girmeyecekti ama kendi çıkar ve emelleri uğrunda müttefikler nasıl
kazıklanır, ülkeler nasıl karıştırılır, iktidarlar nasıl devrilirin görülmesine
ve anlaşılmasına sebebiyet verecekti. Vatan ABD için olduğu kadar dünyanın
diğer tüm milletlerine de lazımdır…
Trump, “ABD’nin yenidünya
düzeninde en önemli ekonomik ve siyasi tehdidin Çin’den geldiğini, küreselleşme
sürecinin Amerika ekonomisinin altını oyarken, Çin’in ekonomik ve asgari gücünü
artırdığını” söylemektedir.
Küreselleşme
maskesiyle ulus devletlerin sonunu kazımaya çalışan vatansız uluslararası
Siyonist sermaye, birçok sarı-turuncu sözde devrimlere imza attı. Demokrasi
vaatleriyle insanlık adına utanç verici yıkımlar ve vatansızlaşmaların artışı
görülmüştür.
Trump’u dizayn
eden Siyonizm’in en tepe adamlarından Kissenger, ABD’nin her geçen gün çökmekte
olduğunu görüyor, ABD’nin ayaklarının altından kayıp gitmesini istemiyorlar.
İleride büyük tehdit olarak gördüklerinden Çin-ABD ilişkileri gerginlik taşıyacaktır. Çini parçalamak için zamanın geldiğine inanan ve birkaç yıldır bu sahada kafa yoran ABD, önümüzdeki yıllarda çalışmalarına hız vereceklerdir.
Diğer yanda
İslam’ı ‘siyasi ideoloji ve kanser’ bir anlamda en tehlikeli tehdit olarak
niteleyen Micheal Flynn adlı zorbayı yanına ulusal güvenlik danışmanı olarak
atadı.
Ortadoğu ülkeleri
okyanus ötesinden batı emperyalizminin sömürgecilik ağına takılan ve
Siyonizm’in iştahını kabartan serseri semiz balıklar gibidirler.
Türkiye’yi
batının emperyal kıskaçları arasına mahkûm eden batının Hristiyan emperyalizmin
ile İsrail Siyonizm’inin etkisinden nasıl kurtulacağı tüm okullarda ders olarak
okutulmalıdır.
Batı bizi nasıl
didik didik araştırıp, her şeyimizi alt-üst edecek kadar bizi tanıyorsa, bizim
de batı ülkelerini ve insanlarını tıpkı onlar gibi tanımak ve araştırmak
sorundayız.
…
Ant-100217
...devamı var...