Gönülsüz matemi
yüreğin;
Göreceli aşkların da
saadeti
Yine ufkumda hazan,
Öncemde yangın,
Yarınımda sorgu sual
belki de
Öteleyen haris
cümlelerin ihtirası
Yine muteber bir imde
terk edilmişliği şiirin.
Kıyısından köşesinden
mahrem bir önyargı yüklenip,
Gözü pek bir özne
muvaffakiyetinde o sancılı devinim
Bir de aklı evvel
ruhumun sabrına delalet
Edindiğimdense
eremediğim;
Görmelerden kaçıp
duymayı reddettiğim
Hayli de yoksun bir
kelamda tünemeyi adet edindiğim,
Demediklerime sakıncalı
bir iklim kadar
Sahip çıkan şu
kifayetsiz yalanları hanidir
Devrandan uzak bir
yanılsama mıyım da yoksa
Hani çıkmadık candan
kesmemişken umudu?
Bir de kaybolmaların
haznesinde yanılmışlığım:
Kara kaplı kitabın son
sayfası
Bilmeseydim keşke
yarına çıkmaz bir hecede
Bir başıma kala
kalmışlığımı.
Sandıkta dolu ne çok
kayıp gölge,
Sahipsizliğin bir
sunumu mu yoksa
Edindiğim bu garip
lehçe?
Bir de dingin bir
yüreğe duyduğum özlem;
Kıyısından köşesinden
nasiplenip de
Asla haiz olmayacağımın
bilincinde
Kıvrak bir şarkı mıyım
da kaybettiğim mutluluğu
Kayıt altına aldı
Tanrı?
Bir de sınır dışı
edilmişliği şu garip kulun,
Sandıklarına toz
konduramazken,
Demelerin dur durak
bilmeyen isyanları,
Gönülsüz olsam da
yaşamaya,
Eşiğinde ölümün bir de
Arsız yetilerimin
kapılmışken rehavetine.
Sancısı mı ölümün de
doğmaları hep özümsedim?
Yana yakıla ahkâm
kesenlere inat
Şu sefil sayfada
şakıyan iç sesin
Bilfiil kayıtsızlığı
yine terk edilmişliğin şeceresi,
Bir de korunaklı
dünyamın önsözü,
Kayıp kıtalardan kopup
da geldim,
Kavuşmayı için için
dilediğim…