İKİ HAMİLE BAYAN VE GÜLCE KIZ VE SAMİ VE ANA KARNINDA TEKNOLOJİ.
Bu bir öykü... Ama bu öykünün de bir öyküsü var. Şöyle ki:
Sitemizin değerli şair ve yazarlarından olan bir bayan kardeşimle ( İsmini şimdilik vermeyeceğim ama Gülce kız diyeceğiz ) face bookta sohbet ederken söz döndü dolaştı teknolojinin hayatımızın nasıl bir parçası olduğuna geldi. Sonra ben '' Şimdiki çocuklar ana karnında öğreniyorlar bilgisayar kullanmayı'' dedim. İşte bu noktadan sonra muhabbet tam bir komediye dönüştü. Bir Gülce kız Hanım, bir ben derken konuşmalar baktım bayağı bayağı güzel bir mizah yazısı olma yolunda. '' Bunu bir mizah yazısı yapın'' Dedim Gülce kız Hanıma. O da '' Hiç denemedim mizah yazmayı'' Diye cevap verdi. Oysa oldukça yetenekliydi.
Neyse sonunda şöyle bir karar verdik: Bir tane ben yazacağım, bir tane de benim yazdığıma muadil o yazacaktı.
Benden aşağıdaki öykü çıktı. Gülce kız Hanım da en kısa zamanda yazacak inşallah ( Bu cümleleri kasten yazdım zira çok yetenekli olduğu halde '' Hiç yazmadım, nasıl olur ki'' Gibi çekinceleri var. Şimdi artık eli mahkum. Yazacak. Başka çaresi yok)))))))))
Ben başlarken ilham perim Gülce kız Hanıma çok teşekkür ederek Bismillah diyor ve başlıyorum.
**************************************************************************
İKİ HAMİLE BAYAN VE GÜLCE KIZ VE SAMİ VE ANA KARNINDA TEKNOLOJİ.
-Heey delikanlı. Az bakar mısın?
-Ne dürtüyon yaaa ? Ne var?
-Allahın ayısı ! Karşında bir bayan var. İnsan '' Ne var ?'' mı der?
-Bayan mı? Hayret bi şi. Daha doğmadan nereden biliyorsun ki bayan olduğunu?
-Ohooooo. Ooolum sen kaçıncı asırda yaşıyorsun öyle? Yoksa sen daha bakmadın mı erkek mi kız mı olduğuna?
-Yooo. Bakmadım. Nasıl bakılıyo ki?
-Ay ne kadar da cahilsin valla. Bırak bari elindeki o bilgsayarı da sen git misket oyna.
-Misket de oynuyom ara sıra. Bazen annemin neşesi yerinde oluyo, birlikte döktürüyoruz '' Oy farfara farfara, ateş düştü şalvara'' Diye.
-Ha ha haaaa. Salak. O misket değil...Neyse ben sana öğreteyim nasıl bakılacağını. Önce başlat menüsüne git. Sonra görev çubuğunu tıkla. Karşına gelecek ekranda '' Derdin ne?'' diye bir yazı göreceksin. Onu tıkla. Yeni bir ekran açılacak. Ona '' Kız mıyım erkek mi?'' Diye yaz. Anında cevap geliyor.
-Hımm ben gogıla a sordum '' Ne bileyim lan deyno'' Diye cevap verdi. Demek ona sormadan direkt senin dediğin gibi yapmak gerekiyormuş. Ama gerek kalmadı. Sen öğrenmişsin benim erkek olduğumu nasılsa. Eminsin, erkeğim değil mi?
-Tüm verileri veri alt tabanına yükleyip baktığımda evet %99 erkeksin ama dışarı çıkıncaya kadar yine de kesin konuşmamak lazım.
-Hımm anladım. Adın ne senin?
-Annem - babam erkek olursam Şükrü, kız olursam Gülce kız diyeceklerdi. Kız olduğuma göre adım Gülce kız.
-Eee onlar bilmiyor mu kız olduğunu?
-Henüz bilmiyorlar. Onlar şimdilik annemin oturduğu minderlerin altına makas ve bıçak koymak suretiyle benim cinsiyetimin ne olacağını anlama modundalar. Bu arada, senin adın ne?
-Ben de kız doğarsam Samiye, erkek doğarsam Sami olacaktım. Erkek olduğuma göre Sami olacağım.
-Eee şafak kaç senin?
-Anlamadım.
-Yani teskereye ne kadar var?
-Yine anlamadım
-Öf be yahuuu. Yani ne zaman çıkıyorsun dışarı?
-Valla bilmiyorum ki. Ama bana kalırsa hiç çıkmayalım derim. Burada ekmek elden su gölden yaşayıp gidiyoruz. Şöyle gogılda bir araştırma yaptım dışarı çıkınca iş sakat biraz. Mesela anne kısmı pek karışmasa da babalar '' Dersine çalış ulan'' Diye bilgisayarı elimizden alıyorlarmış.
-Yaa hiç sorma. Sonra okullarda da öğretmenler...'' Kızım derste kapatın o cep telefonlarınızı'' Diyerek insana rahat vermiyorlarmış.
-Sadece o değil ki. Mesela benim bir abim varmış. Şimdilik dört yaşında ama ileride hacı olacakmış. Ben dışarı çıkar çıkmaz '' Bilgisayarla oynamak zinhar günahtır'' Diye elimden alacağı kesin.
-Benim de ablam var. Acayip kıskançmış. '' Sen git bebeklerinle oyna'' Diye bilgisara el koyacağı kesin.
-Oooofff offff. Dışarı çıksan bir dert, içeride kalsan ayrı dert.
-Niye ki. Az önce içeride kalmanın daha iyi olduğunu söyleyen sen değil miydin?
-Orası öyle de şu annem bıktırdı yani. Sık sık aşeriyor, olur olmaz ne varsa yiyor. İşkembe çorbası yüzünden içim dışım sarımsak oldu.
-Ay sorma valla Sami. Benimki de dayandı can eriğine. Ulan insan bir iki lokma da çikolata yer değil mi? Can eriği, turşu, limon, nerede ekşi bir şey varsa yiyor. Dışarıya buruş buruş çıkmazsam iyi.
-Valla seninki yine iyi. Benimki geçende pencere macunu yedi.
-Ooo o da bir şey mi? Benimki bir bidon dolusu benzin içti. Allahtan burası havasız da öyle yangın tehlikesi filan yok... Benzine aşermiş hatun.
-Manyak bunlar yaaa.
-He vallah...Dokuz ay karınlarında taşıdıkları yetmiyormuş gibi bir de böyle saçmalıklar yapmazlar mı?
-Ben ara sıra tekmeyi basıp uyarıyorum ama anlayacak kafa ne gezer. '' Bu çocuk futbolcu olacak'' Diyorlar. Oysa ben Tarih Öğretmeni olacağım. Bir meşin topun peşinde ömür çürütemem. Peki sen ne olacaksın?
-Bilmem ki. Nasip.
-Nasip ne?
-Ben de bilmiyorum.
-Hımm gogıla bakalım. Hah buldum. Nasip:1- Birinin, önceden alnına yazılmış olduğuna inanılan pay, payına düşen şey. 2.bir insanın elde edebildiği, sahip olabildiği şey.
-Alnımda bir şey yazıyor mu?
-Hımm whatsapp tan bakayım . Evet...''Alper Tunga Öldü mi. Issız acun kadı mi. Ötlek öcin aldi mi. İmdi yürek yırtulur'' Yazıyor.
-Aman Allahım ! Bu da ne böyle?
-Şaka kız şaka. Bir şey yazdığı yok.
-Manyakkk. Bir de gülme ikonu gönderiyor. Ödüm koptuydu.
-Ahdyfgdas.)))))))))))
-Ya sıkıldım ben. İki saattir vitrinlere bakıyor annem.
-Hiç sorma Gülce kız. Benimki de öyle. Ulan alacağınız alt tarafı iki tane zıbın. İki saat mağaza mağaza dolaşılmaz ki .
-O hooooo. Sen şimdiden başladın. Ooolum hiç bakmadın mı gogıla? Kadın kısmı alışverişe çıkınca tamamen evrim geçirerek başka bir yaratığa dönüşüyormuş.
-Ya kusura bakma Gülce kız. Ben tuvalete gidiyorum. Annemin çişi geldi.
-Ay sorma. Benimkinin de çişi geldi. Bunlar ne kadar çok çiş yapıyorlar böyle?
-Ben baktıydım. Hamile kadınlar sık sık tuvalete giderlermiş..Tuvalete girmeden önce bana bir yanak versene.
-Bak hele seeennn. Daha dünyaya gelmeden çapkınlık ha? Anan güzel mi senin?
-Tabi güzel. Sana watsapptan resmini gönderiyorum bak.
-Hımmm bayağı güzelmiş. Bu da benim annem. Nasıl?
-Valla dışarı çıktıktan sonra ona bennzersen çok canlar yakarsın. Annen çok güzelmiş.
-Baaak bu da babam.
-Hımm o da yakışıklı adammış. Ben de sana benim babamın resmini gönderiyorum.
-Ay ayy ayyyy. Senin baban baya kıllı bir adamış.
-Olsuuunnn. Kıllı da olsa o benim babam. Kıllı mıllı ama baya akıllı bir adam.
-Ay çok konuştuk. Valla altlarına işeyecek bunlar. Haydi koşşş.
-Gitmeden bir soru daha sorayım. Sen nerede doğacaksın?
-Samatya SSK da. Sen?
-Ben de orada doğacağım. Aynı güne denk gelirsek orada görüşürüz. Haydi kendine iyi bak. Sakın erken çıkayım filan deme. Bu günleri iyi değerlendir.
-Tamam. Sen de kendine iyi bak koca kafalı Sami. Ha ha haaaa.
***
-Üf anne yaaaa. Bu nasıl bir yellenmek böyle. Burnumun direği kırıldı.
-Len bi dur. Tam tuvalete girerken tekmelemenin sırası mı?
********
BİR AY KADAR SONRA.
-Oooo Sami Bey. Yüzünüzü gören cennetlik. Bir aydır feyse uğradığınız yok. Hayırdır?
-Aaaa Gülce kız... Kız sen ne yapıyorsun burada?
-Biz hep buradayız. Doktor anneme '' Bol bol yürü '' dedi. Her gün bu parkta yürüyoruz.
-O bir sapık vardı hani, hamile bir kadına '' Seni bir daha bu parkta görmeyeyim'' dedikten sonra tekme atan. O itoğlu itten korkmuyor musunuz?
-Yok. O şerefsiz buralara uğramıyor. Neyse..Neler yaptın bakalım bu bir ay içinde?
-Ben mi? Ben Ahmedî'nin Dâsitân-ı Tevarih-i Mülûk-u Âl-i Osman adlı eserini indirdim bilgisayarıma. Onu okuyorum.
-Allah Allah..Okuyacak başka şey bulamadın mı?
-Kızım ! Unuttun mu? Tarih öğretmeni olacağım ben. Şimdiden bir şeyler okumak lazım. Dışarı çıkınca lazım olacak. Peki sen neler yaptın?
-Ben mi? ben de bu bir ay içinde takipçi sayımı 1500 e çıkarttım.
-Oooo maşallah maşallah. Daha dünyaya gelmeden bu ne hız?
-Takipçi çok da dingiller beğen butonuna dokunmuyorlar hiç. Sileceğim hepsini.
-Görmeyeli baya güzelleşmişsin. Ağzın, burnun, elin,ayağın bayağı bir şekil almış.
-Ha ha haaa. 1500 Takipçiyi nasıl kazandım sanıyorsun? Bu arada sen de baya kilo almışsın görmeyeli.
- Hiç sorma. Benim Karadenizli annem şu sıralar dayandı mıhlamaya. Ayrıca turşu kavurması, kara lahana mısır ekmeği ve tabii ki hamsi, Karadeniz pidesi derken oldu küp gibi. Dolayısıyla ben de...Artık nasıl çıkaracak Allah bilir.
-Kordonun da harikaymış. Samsung mu?
-Yok. Acer İntel Pentium.
-Hımmm. Nete onunla mı giriyorsun?
-Yok be kızım. Kablosuz takılıyorum. O kordon, yeme içme ve solunum ihtiyaçları için kullanılıyor. Annem fareden korktuğu için mause da kullanmıyorum.
- Ay, benimki de korkuyor. Geçende tutturdu '' Bey, midemde sanki bir fare var'' diye.
-Eee sen ne yaptın?
-Mausu kalın bağırsağa doğru iteleyiverdim. Sonra def-i hacet ederken çıkardı dışarı. Allahtan farkına varmadı. Yoksa mause çıkardığını görseydi maazallah korkudan beni de düşürürdü.
-Çok geçmiş olsun.
-Teşekkür ederim.
-Gülce kızzzz. Anennnn..
-Ne olmuş anneme?
-Kızım baksana bir bardak turşu aldı. Üzerine de iki top dondurma koydurdu.
-Öf anne yaaaa.
-Anneye öf denmez. Ha ha haaaaa.
-Asıl sen kendi annene baksana
-Ne olmuş benim anneme?
-Köpekli kadının yanına oturdu. Çaktırmadan kadının elindeki köpek mamasından aşırıp aşırıp ağzına atıyor.
-Yok yanlış görüyorsun. Aşırmıyor ki. O kadın da hamile. Anneme '' Buyurmaz mıydınız'' Dedi. Şimdi oturmuş birlikte köpek maması yiyorlar.
-Valla onu bunu bilmem. Köpek her ikisine de çok pis bakıyor. Her an saldırıya geçebilir.
-Bir tekme sallayayım ben olmazsa. Belki anlar.
****
-Gördünüz mü hamfendi nasıl da tekmeledi?
-Gördüm gördüm. Benim ki de tekmeledi. Sevdiler demek ki köpek mamasını. Haydi biraz daha yiyelim.
-Öf anne yaaa. Öffff öffff.
-Anneye öf denmez. Ha ha haaaaa.
*******
VE NİHAYET O GÜN. YANİ SAMATYA SSK...
-Aaaa Gülce kız. Bu ne güzel tesadüf.
-Aaa Sami, sen de burada ha?
-Aynı anda doğacağız desene.
-Öyle gibi görünüyor. Hem baksana ikimizin annesini de aynı odaya aldılar doğum için.
-Hımmm evet.
-Senin doğum nasıl olacak. Normal mi Sezeryanla mı?
-Sezer kim? Doğumu o mu yaptıracak?
-Ha haaaa. Manyakkk. Sezeryan ne bilmiyor musun?
-Yok..Ben hemen gogıla bakayım. Evet..Doğum çeşitleri neymiş: Normal, Acele, Yıldırım, ELT..
-Ha haa haaaaa. Sen harbi manyaksın. Telgraf çeşitlerine baktın.
-Anaaaa sahi ya. Telgraf çeşitlerine bakmışım. O telgraf denen şey her ne ise çoktan kalkmışmış. Şimdi e mail kullanıyormuşuz. Hımm demek ki eskiden yokmuş e mail.
-Eee sezeryana bakmadın?
- Ya ne gerek var. Bacakarımdan çekip çıkaracaklar işte.
-Ha ha haaaa. Sen hayvan mısın yahu?
-Yooo. Ne alaka?
-Hayvanların ayaklarından çekilir doğumda. Sen hiç blog yazılarını okumuyorsun galiba.
-Bana bir link atsana bakayım. Doğuma baya var sanırım. Bu arada okurum ben.
-Tamam linki gönderiyorum. Bakarsın.
Beş dakika sonra
-Okudum. Bayağı zahmetli iş.
-Evet öyle... Eee ne yapıyoruz? Hemen çıkacak mıyız yoksa direniyor muyuz?
-Bence sonuna kadar direnelim.
-Tamam o zaman yoldaş.
-Yoldaş mı? Ülküdaş diyecektin sanırım.
-Yooo. Yoldaş dedim.
-Neyse bunu tartışmayalım. Dışarı çıkarsak konuşuruz bu sorunu. Şimdi faşizme, komünizme, her türlü izme karşı omuz omuza verme zamanı.
-Ben bir slogan bulayım. Öyle kuru kuruya olmaz.
-Tamam ben de bakayım..Hah buldum ben '' Bozkurtlar Geliyor'' adlı bir siteden: '' Ötüken yolu yokuştur. Kafaları tokuştur. Bize çıkın diyenler, ya haindir ya puşttur''
-Ben de buldum bir tane '' Bu daha başlangıç. Mücadeleye devam''
-Gülce kıızzz. Annelerimizin karnına bir şeyler sıkıyorlar.
-Hemen ona da bir şarkı indireyim. Hah buldum: Sık bakalım. Sık bakalım. O elindekini sık bakalım. Neşteri bırak, bistüriyi at, delikanlı kim bakalımmm.
-Helal be Gülce kız. Devrimcisin mevrimcisin ama harbi yiğit bir kızsın.
-Valla sen de Ülkücüsün mülkücüsün ama helal delikanlısın. Haydi direnmeye devam. Papucun pahalı olduğunu gösterelim şu hainlere. Entarisi ala benziyyor, entarisi ala benziyor, tentürdiyot bala benziyoor.
-Bu neydi şimdi?
-Yeni indirdim. Bir eylem türküsüymüş.
-Savulun bre...Malkoçoğlu geliyor.
-Bu neydi peki?
-Ben de bir kahramanlık filmi indirdim. Cüneyt diye biri oynuyor. Adam tam bir feminist.
-Ha ha haaaaa. Manyak. Ona feminist değil, fenomen derler. Hem sen çıkıyor musun ki '' Geliyooor'' Diye nara atıyorsun?
-Yok be yahu. Ne çıkması. Hatta kararımı perçinlemek için şu anda '' İçerde'' dizisini indirdim onu izliyorum.
- Valla ben de bir şey indirdim. Adamın biri '' İnlerine gireceğiz inlerine'' Diyor.
-Niyetleri bozuk desene. İlle çıkartacaklar bizi.
-Neticede çıksak bile sonuna kadar direnelim.
*****
-İkının lütfen Makbule Hanım.
'' Keh kehhhh kehhhh. İstediği kadar ıkınsın. Çıkmayacağım işte ''
-Gülce kız... Annemi baya zorluyorlar. Ben direniyorum ama vaziyet sakat. Sen ne haldesin?
- Valla benim vaziyet de sakat. Sanırım beni de çıkartacaklar.
-Güler Hanım haydi siz de..Bakalım Makbule Hanım mı yoksa siz mi daha önce çıkaracaksınız?
-Ay ben burada ölüyorum Siz yarış peşindesiniz. Kim önce çıkarsa çıksın. Yeter ki çıksın artık. Yapıştı kaldı içime namussuz.
-Haydi Makbule Hanım. Biraz daha. Bakın bilgisayar göründü bile. Şöyle bir gayret onu çıkardık mı çocuğu almamız kolay olacak. Haydi bir kere daha.
-Oyyyy. Aaaayyyyy. Bu ne yahu. İçimde fil mi var benim?
-Eh üç aşağı beş yukarı öyle. Gelenin beş buçuk kilo olduğuna bahse girerim.
-Gülce kızzz. Bilgisayarım çıktı valla.
-Eyvah ki eyvah Sami. Benimkini de çıkarttılar.
-Benim kafaya yapıştı bir cadaloz karı. Çekip duruyor.
-Benim de. Benim de.
-Dışarı çıkıyoruz. Bundan kaçış yok. En iyisi ne yapalım biliyor musun?
-Ne?
-Annelerimizi mutlu edecek bir şeyler söyleyelim.
-Mesela ne?
-Bir şarkı olabilir mesela.
-Nasıl bir şarkı?
- Şöyle bir şarkı:
Güneşin alası çok
Her evin çilesi çok
Analar çeker yükü
Kimsenin bilesi yok
Gelin çiçek derelim
Annemize verelim
Sevgi dolu türkülerle
Annemize verilim
Çocuğa bakar anne
Evine tapar anne
Gece gündüz çalışır
Yarını yapar anne
Gelin çiçek derelim
Annemize verelim
Sevgi dolu türkülerle
Annemize verilim
Anamız başımızda
Her öğün aşımızda
Annenin emeği var
Her iyi işimizde
Gelin çiçek derelim
Annemize verelim
Sevgi dolu türkülerle
Annemize verelim
Veeeeee
Ingaaaaaaaaa.