Bir ezgisin, dolanmışsın dilime

Anadolu’m, göz bebeğim, öz yurdum

Tepelerin benzer yeşil kilime

Çağlayanın gözyaşıma göz yurdum.

 

Hilal vurur, yıldız olur güzelin

Gönül deler hoyratların, gazelin

Kâlû belâ, ikrar ettik ezelin

Her karışın değişmeyen töz yurdum.

 

Kış duvaksa, gelinciktir Nisan’ın

Her yörede farklı lehçen, lisanın

Bağrı yanık, teni kavruk insanın

Yoksulların, yüreğimde köz yurdum.

 

Gövde sensin, biz dalında yemişiz

Edirne’den Kars’a tek kök imişiz

Toprağına “sadık yâr”dır demişiz 

Âşık Veysel gibi dilim çöz yurdum.

 

Ararat’ta eksik olmaz namlı yel

Keşiş dağın Kerem bekler, gamlı el

Köroğlu’na yuva olmuş Çamlıbel

Çözülmez ki dağlarında giz yurdum.

 

Kuşadası can kuşunun kafesi

Marmaris’in cennet kokar nefesi

Bir tarafa Denizli’nin efesi

İzmir kızı yüreklerde naz yurdum.

 

Efil efil eser Topçam yaylası

Kâh Şirin’sin, kâh Mecnun’un Leyla’sı

Al bayrağın gökyüzünün aylası

Yiğitlerin destanlara söz yurdum.

 

Fırtınasın Demirkazık dağında

Karagülsün Halfeti’nin bağında

Karadeniz çırpınırken ağında

Kargasekmez yokuşunda buz yurdum.

 

Kapıkule ile Habur arası

Adım adım atamızın mirası

Gaziler der; Bizimki aşk yarası

Şanlı mazin ruhumuzda haz yurdum.

 

Erzurum’un dadaşları seçilmez

Tarihte not! “Çanakkale geçilmez”

Şühedana asla kefen biçilmez

Gerdanına incileri diz yurdum.

 

Mardin, Midyat medeniyet timsali

Cihanda yok ne teki, ne emsali

Her köşesi ayrı cennet misali

Başka yerle alınır mı baz yurdum.

 

Aşka düşüp dağlarını var delen

Havan mıdır, suyun mudur yâr, delen

Kış ayında ben olurum kardelen

Senden ayrı yazım bile güz yurdum

 

Fırat ile coşar Harran ovası

“Kara Ali” bin bir derdin devası

Yedi bölge bu garibin yuvası

Lakin Urfa kaderimde iz yurdum.

 

Tomurcuklar güle döner bağrında

On beşliler koşup gelir çağrında 

Canım feda bir taşının uğrunda

Sen çevirme sakın benden yüz yurdum.

 

Gündüz nefes, gecemize rüyasın

Namus bildik, en mukaddes hayâsın

Şairlerin sözlerine mayasın

Ozanların parmağına saz yurdum.

 

Gönül vurgun varlığına, can kamber

Memleketim; ne misk böyle, ne amber

“Vatan sevmek iman” dedi Peygamber

Senin aşkın kitabımda cüz yurdum..

 

Balçığındır yaratılma madenim

Yine sana varacaktır bedenim

Şehadete olsun diye nedenim

Damarımı toprağına süz yurdum.

 

Kur’an, ekmek ve sen bize ülküsün

Son sevdamız, ağrımızın ilkisin

Henüz daha söylenmemiş türküsün

Senin için ne yazılsa az yurdum.  






( Yurt Güzellemesi başlıklı yazı Mustafa Sade tarafından 5.05.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu