Meşru
bir gözyaşıyla dilimde memnu beste
Ahraz
yalnızlığımla duygularım kötürüm
Bir
hüzün terennümü sarar beni aheste
Kendi
sözüme dilsiz, kendi gözüme körüm
Meşru
bir gözyaşıyla dilimde memnu beste
Tan
yeri ağarırken şafak bahtıma gürler
Avare
bir tahammül sarar damarlarımı
Bulutlar
güneşimi öğle vakti mühürler
Akşamın
hüznü ile kaybederim varımı
Tan
yeri ağarırken şafak bahtıma gürler
Kahredici
gecede zar sığmaz dağlarıma
Yüreğim
tutunurken ankanın gagasında
Çığ
düşer tomurcuğa, kar sığmaz dağlarıma
Kalbim
asude kalmış bir çığlığın yasında
Kahredici
gecede zar sığmaz dağlarıma
Ve
buz tutan hayaller üşüyor şakağımda
Bedenimi
sarıyor titreyen ağrılarım
Seneler
sarı yaprak düşüyor şakağımda
Sükûtumun
ardında inleyen çağrılarım
Ve
buz tutan hayaller üşüyor şakağımda
Gönlüm
kâbus içine sürülmüş ürkek ceylan
Puslu
bir ütopyada yitirmiş otağını
Dörtnala
koşar durur içimde bir küheylan
Zamansızca
batırır bağrıma toynağını
Gönlüm
kâbus içine sürülmüş ürkek ceylan
Fermanımı
bağlasam zeytin dalı ucuna
Uçurduğum
güvercin fezadan kurşunlanır
Kanyonlar
çeker beni ıstırabın burcuna
Varlığım
kâinata ezadan kurşunlanır
Fermanımı
bağlasam zeytin dalı ucuna
Kâh
ressam çizer beni, kâh şair beni yazar
Bir
neyzene ney olur yüreğimdeki menfez
Gül
kokulu yaramda filizlenir ah u zar
Çürütür
çiçeğimi sardığım dikenli bez
Kâh
ressam çizer beni, kâh şair beni yazar
Ömür
nihayet olur inkılâbı beklerken
Ufkumda
sinsi bir sis baştan aşağı kızıl
Kafesteki
ruhuma rahmet âbı beklerken
Arzın
yüzü kurşuni, göğün kuşağı kızıl
Ömür
nihayet olur inkılâbı beklerken