Tarifsiz seyri,
Kibrin asaleti en hain imge:
Kanatlı gönlün penceresinde iki göz:
Bilindik bir temenni belki de:
Darısı senin başına yürek,
Yücelerin yücesi hangi sevdaysa
konuşlu
Yine tepetaklak,
Yine sihri ölümlü bir giz,
Tevafuk bildim bileli beklemeyi
Zannımca bir tekerleme
Üstelik boşboğaz şiirin tekelinde
nice duygu,
Nice terane,
Nice susku.
Adı belli dedi adam:
Düştün mü bir kez aşka,
Gönülsüz bir nifak işin aslı,
Tereddütsüz en derin sancı
Gök kubbede endişeli bir bekleyiş;
Ha yağdı ha yağacak rahmet.
Mayınlar ekiyorsa insanlık,
Tadımlık sevdalara yelken açıyorsa
boyunduruk,
Med-cezir akşamlarına şarkılar
fısıldıyorsa
Namert bir dürtü,
Huysuzluğun tadındaysa gece.
Hadi katla sen de yaralarını
Ve iliştir görünmezliğin gölgelerini
Ardından da sükût ekle örülü
saçlarıma
Amma yol yakınken gidip gelmelerini
de esirgeme
Şu yüce gönlünde
Bir katre de olsa devindiğimi bilsem
yeter,
Dememenin cezası ise aldığım her
molada
Gömdüğüm anı yüklü dünlerimde
Saklı tutulası.
Sonlanmadan yangın
Nöbetteyim mahşeri bir yanılsama;
Davudi sesi kadar aldatmaca mı yoksa
Edindiğim hiçlikte,
Kutsanası onca hicivde
Gün yüzüne çıkmamış iblisin şaibeli
dökümleri
Bir de eklediğim kadar edindiği;
Sevdiğim kadar da sevilsem keşke
demelere
Mecalimin yetmediği sırlı aynalarında
Kâinatın en içli ferman
Yine boykot ettiğim iç sesimin
Kalburüstü yetilerinde.