Serbest Kürsü / Sohbet

Eklenme Tarihi : 21.06.2017
Okunma Sayısı : 2541
Yorum Sayısı : 1



Evvel  zaman  içinde  bir  derviş,  bir gün  şeyhinin  kendisine  verdiği tesbihi  çekip  tamamladıktan  sonra...

Bir  dakika...  Bazı  arkadaşlar  bilmeyebilir.  Günümüzde  dahi  varlıklarını  sürdüren  bazı  tarikatlara   katılanlara (  yani  o  tarikata  girenlere)  tarikatın  şeyhi    mesela  ''  Her  gün beş  bin  defa,  (  Daha  çok  ya  da  az  da  olabilir)  tesbih  çekip  Allah  diyeceksin'' Der.   Söylenecek  olan  söz  ''  Allah,  Hu,  Hay,  La  ilahe  İllallah, ''   Ve  benzeri  kelimeler  ya  da  cümleler  olabilir.  Bu  kelimelere  ''Vird''  kelimelerin  belirlenen  sayıda  okunmasına  zikir  denir.  

Tabii  ki  zikirin  başka  şekilleri  de  vardır  ya  oraya  girmeyelim.

Her  neyse...Dervişin  biri şeyhinden  aldığı  tesbihin  icabı  olarak  on  bin  defa  Allah  deyip  zikrini  tamamladıktan  sonra  birden  karşısında  oldukça  genç  ve  güzel bir  kız  görür.  Merakla sorar  kıza:

-Ey  güzel  kız.  Böyle  ıssız yerler  biz  dervişler  içindir.  Senin  ne  işin  var  buralarda?

Güzel  kız  eliyle  ileride  bir  noktayı  işaret  edip.

-İşte  şurada  benim  sevdiğim  var.  Ona   elma  götürüyorum

Derviş  bakar  kızın  elindeki  sepette  bayağı  elma  var.  Sorar

- Ne  kadar  elma  vardır  o  sepette?

Kız  cevap  verir?

-İnsan,  sevdiğine  hediye  edeceği şeyin  sayısını  sayar  mı?

Derviş  hemen  o  upuzun  tespihinin  ipini  kırar.

Bu  gün  bin  aydan  daha  hayırlı  olan  Kadir  Gecesine  eriştirdi  Rabbim  bizleri.  

Allah'ıma  şükürler  olsun  ki  ''  Kur'anda  kandil  denen  bir  şey  yok,  o  halde  kandiller  de  yok.  Kur'anda  namaz  diye  bir  kelime  yok,  o  halde  namaz  da  yok''  Diyerek  sözüm ona  Hakiki  Müslümanlık  gibi yepyeni  bir  kavram  türetenler  bile Kadir  gecesi  için  ''  Kur'anda  var  mı  böyle  bir  gece?''  Diyemiyorlar.  Gayet  açık  bir  şekilde  sure  var  çünkü.

Kandil  gibi,  hatta  Namaz  gibi    bir  konuda  bile  bizlere  ''Siz  Hacı-  Hoca'nın  dediğine  değil  Kur'anın  ne  dediğine  bakın''  dedikten  sonra  olayı   - Hem  de  Kur'anı  delil  göstererek-  ''Namaz  Yok''  Noktasına  getiren  vatandaşlara   Soruyoruz: ''  Arapça  bilir  misin?  ''  Cevap:  ''Yok''  Tekrar  soruyoruz:  Peki  sen Arapça  bilmezsin,  ben  Arapça  bilmem.  O  halde  Kur'anda  ne  yazdığını  nereden  bileceğiz?''  Cevap  verir:  '' Atatürk  Kur'anı  Türkçeye  çevirtmiş.  Aç  oku.'' Tekrar  sorarız:  ''  Hacılığını  bilmem  ama  o  ilk  Kur'an  tefsirini  yapan Elmalılı Hamdi  Yazır,  bir  hoca  değil  mi?  Madem  Hacının-hocanın  dediğine  bakmayacağız  onun  dediğine  niçin bakalım? ''  Cevap  tısss  tabii  ki.  Zaten  en  başından beri  asıl  maksat  üzüm  yemek  değil bağcıyı  dövmektir. 

 Ama yine  de  yılmazlar.  Kur'anda  ''  Cuma  suresi''  Diye  bir  sure  olduğunu o  surede  ''   Ey iman edenler! Cuma günü namaz için(  Onlara  göre  dua  için. )  çağrı yapıldığı zaman, hemen Allah’ın zikrine koşun ve alışverişi bırakın. Eğer bilirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır.''  Denmiş  olmasına  rağmen  ''  Cuma'nın  neresi  Hayırlı?  ''  Deyip  bir  sürü  Cuma  gününde  olmuş  felaketi  sıralarlar.  Sanki  Yüce  Rabbim  ( haşa)  Bilmiyordu  o   bahsedilen  Cuma  günlerinde  bahsedilen  kötü olayların  olmayacağını...  Bilmediği  için  de  Cuma'ya  bu  kadar  önem  atfetti.

Her  neyse..Dağıttım  biraz.  Benim  söyleyeceklerim  aslında  ''  Kur'anda kandiller  yok,   namaz  yok,  Cuma'nın  neresi  hayırlı?''  Diyen  Hakiki  Müslümanlara(!)  değil.  Onların  dışındaki    Müslümanlara. 

İnsan  sevdiğine  hediye  edeceği şeyin  kaç  tane  olduğuna  bakmadığı  gibi  sevilen  de  sizin  ona  kaç  tane  sevgi sunduğunuza  bakmaz.  O  bakımdan  ''  Kadir  gecesinde  100  defa  Selat-ü  selam  okumak,  40  defa Kelime-i şehadet  getirmek,  1000  defa  Allah  demek'' ya  da ''Kadir  Gesinde Kadir  suresini 100  dafa  okuyarak binlerce,  yüz  binlerce  vakit  namazı  kılmış olmak''  Diye  bir şey  yok.  Sayılara  kafanızı  takmadan  yapabildiğiniz  kadar,  gücünüzün  yettiğince  Allahı  anın.  ''  Okudum  ama  999  muydu  yoksa  1000  miydi?  999  okuduysam  günaha  girer miyim?  ''  Gibi saçma  sapan  sorular  ya  da  vesveselerle  kendinizi  helak  etmeyin.  ''Seneye  Ramazan  gelsin  de  bir  tv  programında  falanca  hocaya  sorayım.  Bakalım  1000  yerine  999  oluyor muymuş.  Olmuyorsa  kaza  etmem  gerekir  mi?''  Diye   uykularınız  kaçmasın.  

Hele  hele  de  ''Bu  gece   kılınan  bir  rekat  namaza  diğer  vakitlerde  kılınan   yüz  bin  rekat  namazın  sevabı verilir'' gibi  hadislere (!)  güvenip  de  kurnazlık  yaparak  bu  gece  sabaha  kadar  namaz  kıldıktan  sonra  ''  Tamaaammmm,  artık  namaza  filan gerek  yok.  1000  ay  ve  yüz binlerce rekat  namaz bana  da   torunların  torunlarına  da  yeter'' Gibi  bir Yahudi  uyanıklığı  yapmaya  hiç  kalkmayın.

Bir  diğer  husus: 

İlle  de  ''  Allahümme İnneke Afüvvün Tuhubbül  afve va'fuanna''   Diye  dua etmeniz  şart  değil  Kadir  Gecesinde... Arapça  olan bu  duayı  ezberlemeniz  ve  Arapça olarak okumanız  size  Türkçe  okumanızdan  daha  fazla  sevap  kazandırmayacaktır.  Çünkü  ''Duaları Arapça  okumak  lazım'' diye  bir  kural  yok. Onun  yerine  ''  Allahım,  sen  Affedicisin,  Affetmeyi  seversin. Beni  de  Affet''  Diye dua  etseniz ,  Allah  sizi  yine  mutlaka  duyacaktır.  

''  Ama  efendim,  Peygamberimiz  bu  duayı  hep  Arapça  okurdu''  

Be  mübarek  kardeşim. Peygamberimiz Araptı.  Elbette  Arapça  okuyacak.  Türk  olsaydı  Türkçe  okurdu  değil  mi?  

Velhasılı  kelam  duanızı kendi  ana dilinizle, anladığınız,  manasını  bildiğiniz  kelimelerle yapın.

Kur'anı Kerimde  Yüce  Allah  diyor  ki:  '' İnnallâhe ye’muru bil adli vel ihsâni ve îtâi zîl kurbâ ve yenhâ anil fahşâi vel munkeri vel bağy, yeizukum leallekum tezekkerûn'' (  Nahl  Suresi  90.  Ayet.) 

Yani:  ''Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayâsızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.

Öncelikle  adil ol.  İyilik  yap.  Yakınlarına  yardım  et.  Hayasızlıktan,fenalıktan,  azgınlık  ve  sapıklıktan, uzak  dur.  

Allah    bizlere  öncelikle  bu  konuda  düşünmemizi  ve  -tutmamız  için-  öğüt  veriyor.  
1000  defa  herhangi bir  zikri  yapmamız çok daha sonraki iş. 
..........................................
 Daha  nice  Kadir  Gecelerine  sağlık, mutluluk  ve  huzur  içinde  ulaşmayı,  Kadir  Gecelerinde  anamızdan  yeni doğmuş  halimizdeki  gibi  tamamen  günahlardan  ve her  türlü  kirden  arınmamızı  diliyorum Yüce  Mevlamızdan

Yüce  Mevlam  Kadir  Gecemizi  öncelikle  Ülkemize  ve  Milletimize,  Cümle  Ümmet-i  Muhammed'e  ve  nihayet  tüm  dünyaya  huzur  barış  ve  kardeşlik  gelmesine  vesile  kılar  inşallah.

Başta  kendi  yakınlarım,  akrabalarım  ve  arkadaşlarım  olmak  üzere  tüm  sitemiz  sakinlerinin,  bu  yazıyı  okuyan  herkesin  ve  sevgili  öğrencilerimin  Kadir  Geceleri  kutlu,  yarınları  umutlu  olsun  inşallah.

( Allahım ! Sen Affedicisin, Affetmeyi Seversin, Beni De Affet. başlıklı yazı Sami Biber tarafından 21.06.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu