Yoksul bir teneffüs
belli ki şiire açlığını hikâyeler ile gidermek kadar sıra dışı.
Teyakkuzda hangi kelime
ise yüklenip de gelmek dünden güne aslında bir hutbeyi tesadüfen dillendirmek
hem de nakşeden sakıncaları yerin dibine sokup, kök hücrelerini esefle
kınadığımız bir telaş kadar akla zarar.
Zarfları teslim
etmeliyim…
Hani pulu olmayan ve
gidecek bir adresi de
Bulunmayan.
Neyin nesi o zaman?
Neyin derdi de
ayıkladığım taşlardan
Biri bile isabet
etmezken
Hedefin tarhında iflah
olmaz bir âşık hem de
En sefilinden;
Bir de derlerken cevabı
Elediğim cümleler şık
şık.
Tüymeli buralardan
Ardında tek iz dahi
bırakmadan
Hele ki kapatıp
gözlerini sevdanın
Küçük küçük telaşlar
büyütmeli,
Yorgun kaldırımlarda
düşe kalka büyümeyi
Beceremeyen hangi
çocuksa
Okşamalı da başını yine
Bir anne şefkatinde.
Yığınla yorgunluğum
mevcut
Kaydı da dünden yorgun üstelik
Es kaza imzaladığım
ömür akdimin,
Şeceresini tuttuğum
özlemlerin
Hele ki gidip de
dönmeyenler yok mu?
Oysaki elemin biri bin
para
Onlar umursamazken
derdimi tasamı
Zoruna giden ne ise
Külfeti yine kendimce
bir hikâye.
Hoyrat sanrılar yine
yoğun bir telaffuz
Damıtıp da ömrü
Kalan ne ise geride
hele ki sapkın bir döngüde
Bilip bilmeden.
Sensizliği tehir
etmekse
Ne gam ne de tasam baki
Bildiğim özeti ömrün
Yine varlığı daim kılan
bir hüküm
Hem de öyle böyle
değil,
Varıp varamadığım bile
aşar boyunu hüznün
Derme çatma kuyunun
birindeyim yıllardır
Örselendiğimden ne ise
kalan geride
Yine nakşeden satır
satır.
Hangi uzuv hangi
rahmet…
Sözüm ona metanet saklı
kaygılarımda
Ve hayli şanlı bir
geçmiş
Dünden askıntı gizli
özne tadında
Benliğin hacminde
epeydir pervasız
Ve büyüteç babında
kocaman bir göz
Adını koyamadığım
Belki de konduramadığım
sayısız hikâye
Yorgun miladımın tam da
merkezinde,
Tahayyül ettiğim değil
de
Temsili bir resim.
Görünmez imlerin
derdindeyim epeydir
Hele ki konuşlu isem
sevgiye
Namelerini kaybettiğim
sayısız şarkıdan miras
Edindiğim ganimet,
Bir de ödeyemediğim
hakkı anamın:
Ellerimde yüreği,
Yüreğimde elleri,
E, ne olacak bu işin
sonu, demek bile
Teselli değil, diyen
bir mihrakı ötelerken
Düştüğüm her satır başı.
Hele ki afakî hüznünde
eşrafın,
Kayıtlı izlerin de
kaldıramadığım naşı
Bir de hücum ederken
gök kubbeden
Satılmışlığı yine kimi
derdin,
Mademki bu yolun
yolcusuyum epeydir
Geçip gidiyorum yaşlı
yollardan
Yası da eksik etmeden
Düşüp kayan gözlerimden.