EDEBİYAT SİTELERİNDE BİR ŞİİR YA DA DÜZ YAZININ GÜNÜN ŞİİRİ YA DA YAZISI SEÇİLMESİNDE ETKEN OLAN FAKTÖRLER NELERDİR?
Bu site de dahil olmak üzere edebiyat sitelerinde sık sık şikayet konusu olur bazı yazı ya da şiirlerin günün yazısı seçilmesi ya da seçilmemiş olması. ( Biz buna kısaca ''Güne gelme'' ) Diyoruz.
Öncelikle belirtelim güne gelmek demek Oscar ödülü almak değildir elbette ama '' Amaaan canım ne önemi var ? '' Diyebileceğimiz kadar basit bir olay da değildir. Çünkü her şair ve yazar elbette taltif görmek, yazdıklarına değer verildiğini hissetmek ister. Ayrıca güne gelmek her şair ve yazar için bir şevk kaynağıdır.
Peki bir şiir ya da düz yazının güne gelmesinde en etkili faktör o şiir ya da yazının en fazla beğeni ve yorum alması mıdır? Hayır. Bazen görürürüz ki en fazla yorum ya da beğeni alan bir yazı günün yazısı seçilmemiştir. O halde günün yazısı seçilmenin başlıca kriterleri nelerdir?
Hemen maddeler halinde saymaya çalışayım.
1- Bir şiir ya da yazının güne gelmesinde en önemli faktör tabii ki o şiir veya yazının günün en güzel şiir veya yazısı olmasıdır. Ama bu tek başına yeterli değildir. Şöyle düşünün: Mesela Cemal Safi , sizin de yazdığınız sitede şiir yayınlıyor olsa, bir başka şairin güne gelme ihtimali olabilir mi? Cemal Safi Edebiyat sitelerinde yok ama neredeyse onun ayarında pek çok şair var sitelerde. Eğer her gün en güzel şiiri güne getirmek bir gibi bir yol izlerseniz her gün aynı kişi güne gelecektir demektir ki o zaman günün yazısı ya da şiirini seçmenin bir anlamı kalmaz. Her gün aynı kişiye tak kurdelayı işlem tamam.
2- Demek ki şiir ya da yazıların güne gelmesinde tek kriter ille de günün en güzel şiiri ya da yazısı olması değildir.
Bazen vasat bir şiirin ya da yazının güne geldiğini görür ve şaşırırız'' Bu nasıl güne geldi?'' Diye
Nasıl mı güne geldi? Kısaca izah etmeye çalışayım:
A) Daha güzel yazılar ve şiirler yazmasını teşvik etmek için güne geldi. Hele de yazar genç ve heyecanla edebiyat dünyasında yer edinmeye çalışan bir edebiyat gönüllüsü ise onu teşvik etmek gerekmez mi? ( İhtiyarlar alınmasın. Zaman zaman onlar da teşvik edilir ki pek çoğu zaten emekli olduktan sonra edebiyat dünyasına dalmışlardır. )
B) O arkadaş siteye emek verdiği için güne geldi.
Evet, bu husus oldukça önemlidir edebiyat siteleri için.
Bazı arkadaşlar gerçekten de oldukça güzel şiirler ve yazılar yazarlar ama hepsi o kadar. Ayda yılda bir uğrarlar sitelere, güzel yazı ya da şiirleriyle güne de gelirler ama bir tek şair ya da yazarın yazdığı ile ilgilenmezler. Sitelerde ne bir beğenileri ne de bir Allahın kuluna yaptıkları yorum göremezsiniz. İşte o sebeple de belli bir müddetten sonra ''Yeter gayrı. Evet, şiirlerin, yazıların güzel ama siteye bir emeğin yok.'' Der ve onu artık kenarda tutmaya başlarsınız. Hatta burnu büyüklükle itham edersiniz ki bunda çok da haksız sayılmazsınız. Ayda yılda bir adeta ödül almak, herkesten taltif görmek için gelen yerine yazdıkları çok da mükemmel olmasa bile kendisi dışındaki şairlerin, yazarların yazdıklarıyla ilgilenen, pek çok insana yorumlarıyla destek olan, sitede belirli bir istikrarı sağlamış bir şair- yazarı tercih edersiniz güne getirmek için.
C) Sitelerde bir yazı ya da şiirin güne gelmesinde adalet faktörü de oldukça önemli bir rol oynar. Her edebiyat sitesi, üye sayısını arttırmak, en azından mevcut üye sayısını korumak ister. O sebeple de üyelerinin herbirinin gönlünü hoş tutması gerekmektedir. Bunun için de adeta bir baba şefkatiyle her üyesini zaman zaman taltif etmelidir. Bunu, bazen çok da güzel olmayan bir yazı ya da şiiri güne getirerek sağlamaya çalışır.
İşte o sebepledir ki pek çok şair ve yazar çok güzel eserler ortaya koysalar da kısa zaman aralıklarıyla güne gelemezler edebiyat sitelerinde. Hele de üye sayısı çoksa bu bazen haftaları hatta ayları bulabilir.
3- Peki madem ki zaman zaman zaman sırf teşvik amaçlı olarak güne gelme söz konusu olabiliyor o halde neden bazı arkadaşlar siteye dahil oldukları andan bu güne kadar ( Bu bazen yıllar olmuştur ) bir tek kez olsun güne gelmemişlerdir? Üstelik de hergün bir şeyler yazdıkları halde.
Evet...Bazı arkadaşlar gerçekten de hiç güne gelmemişlerdir. Neden? Bunun da sebepleri var:
A) Edebiyat siteleri belirli bir kalitenin altına düşmek de istemezler. O bakımdan yazdlğı şiir veya yazıda kalitenin K harfi bile bulunmayan, o kadar yazıp çizmesine hatta kitaplar yayınlamış olmasına rağmen mesela hâla ''İstanbul'' yerine ısrarla ''İstambul'' yazan bir yazar ya da şairi güne getirmez edebiyat siteleri. Hele de o şair ya da yazar yapılan uyarıları nazar-ı dikkate almazsa güne gelme şansı hiç yoktur.
B) Edebiyat sitelerini safra boşaltma merkezi olarak görüp içindeki safrayı bu sitelere boşaltmak amacıyla sitelere gelenleri de güne getirmez edebiyat siteleri.. İçindeki öfkeyi, kini, bölücü ve ayrılıkçı nifak tohumlarını sitelere dökmek için gelenlere '' Nush ile uslanmayını etmeli tedir, tekdirden anlamayanın hakkı kötektir '' der ve gereği neyse o yapılır.
C) Şiiri ya da düz yazıyı ciddiye almayan insanlar da güne gelemez elbette.
'' Bir taş attım ben ağaca,taşım geri gelmedi, ben ille de taşımı geri isterim '' Diye sözde şiir yazmış bir vatandaşın nesini güne getirebilirsiniz ki?
D) Serbest şiir ''Atış serbest '' Anlamına gelmez. Zaman zaman ben de ''Atış serbest'' der, serbest şiir namına sallarım bir şeyler ama hiçbir zaman böyle bir sallamasyon sebebiyle ödül filan da beklemem. Maksadım bazı mesajlarımı okuyucu ile paylaşmaktır. Bunu uzun uzun makale halinde yazmak yerine kısaca - benim nazarımda - sallamasyon olan bir şiirle ( Ki asla şiir filan değildir ) dile getiririm okuyan sıkılmadan okusun diye.
4- Gelelim biraz da seçki kurullarına:
Seçki kurulları her zaman yazı ya da şiirlerden çok iyi anlayan kişilerden mi oluşur? Elbette değil. İşte o sebeple bazen görürsünüz ki hiç kimsenin hiç bir şey anlamadığı bir şiir ya da yazı da güne gelmiştir. İyi de hiç kimsenin hiç bir şey anlamadığı bir şiir ya da yazı nasıl güne gelir? Bu sorunun cevabı aslında komiktir ama gerçek de budur: Hiç kimse hiç bir şey anlamadığı için güne gelir.
Biz lisedeyken bir gün boş dersimize gelen okulumuzun resim öğretmenin dediği gibidir durum.
O resim öğretmeni bize '' Çocuklar ! Bir gün bir resim galerisine gitmek zorunda kalırsanız ve orada şu soyut resim denilen resimlerden görürseniz sakın ha '' bu da ne? Hiç bir şey anlamadım bundan '' demeyin. '' Şu renklerin uyumuna, şu gölge oyunlarına, şu muaazzam fırça darbelerine bakın'' Filan gibi laflar sallayın. Nasılsa herkes de sizin gibi bir halt anlamıyor o resimlerden. Zaten hiç kimsenin bir halt anlaması da mümkün değil. '' Demişti
Yani bazen seçki kurulları da bir halt anlamaz ama '' Kral Çıplak '' Hikayesinde olduğu gibi '' Yahu adam çıplak ama herkes giyinik olduğunu söylüyor o halde ben yanlış görüyorum'' zannına kapılarak seçer.
5- Şiir ya da yazıların güne gelmesinde önemli günlerin de büyük payı vardır. Mesela 10 Kasımda ne kadar güzel bir aşk şiiri ya da 10 Kasım ve Atatürk dışındaki bir konuda yazı yazmış olursanız olun o değil bir 10 Kasım ve Atatürkle ilgili bir şiir güne gelecektir.
Mesela Kurban Bayramında, vejeteryanlık üzerine yazı yazarsanız güne gelme ihtimaliniz % 1 bile değildir.
Bir arkadaşımın farz-ı muhal annesi ölmüştür ya da tam tersine bir çocuğu, bir torunu dünyaya gelmiştir ve onu bizlerle paylaşan bir yazı ya da şiir paylaşmıştır. İşte böyle bir günde o şiiri ya da yazıyı es geçemezsiniz.
6- Kendisini özellikle şiir dalında deha zanneden, o sebeple de pitbull misali herkese dalan bir şair ya da yazarın güne gelmesi mümkün olmadığı gibi akıbeti siteden şutlanmak olur eninde sonunda. Bunun örnekleri azımsanmayacak kadar çoktur.
7- Uzun bir süre ''Mini mini bir inciyim / Güzellikte birinciyim '' Türünde şiirler yazan biri birden bire, arada hiç bir geçiş dönemi olmadan, aniden '' Âşiyân-ı mürg-i dil zülf-ü perinanındadır / Kande olsan ey peri gönlüm senin yanındadır '' Türünde bir şiirle karşınıza çıkarsa güne gelme şansı yine % 0 dır. ( Umarım nedenini izah etmeye gerek yok )
8- Önemi bulduğum bir noktayı daha ilave edeyim: Sitelerde bazen Leylalar ya da Mecnunlar olur. İşte bu Leyla ya da Mecnunların tüm şiirleri hep karşı tarafa ithafır. Yazan Mecnun ise hep Leyla'ya yazar, başka da bir şey yazmaz. Leyla ise hep Mecnuna yazar, başka da bir şey yazmaz. Farzedelim sitede ilk şiiri '' Üzüm Gözlüm'' Diye başlar başlayış o başlayış... indir ''Üzüm Gözlüm'' kaldır'' Üzüm Gözlüm'' İlk başlarda sıkmasa da zamanla artık bıkkınlık verir. Hatta çarpıntı ve baygınlıklara sebep olur. İşte o sebeple bunlar da güne gelemez.
9- Seçki kurulları da nihayetinde beşerdir ve ''İnsan beşer, beşer şaşar '' Demişler.
10- Değerli arkadaşlar !
Hazır yeri gelmişken bir hususun da altını çizeyim:
''Tebrik ederim ''
'' Bravo''
''Helal olsun ''
Bunlar bir yorumdur. Eyvallah. Aldık kabul eyledik. Ama bir şiirin bir bölümünü, ya da şiirin tamamını kopyalayıp yorum hanesine yapıştırmak ve daha sonra '' Yüreğine sağlık '' Diye yazmak bir yorum değildir. Lütfen bunu yapmayalım. İnanın bana kısaca '' Yüreğine sağlık, böbreğine sıhhat, midene afiyet '' yazmanız çok daha anlamlı bir yorumdur. ( Şimdi benim şiirlere millet ''Yüreğine sağlık, böbreğine sıhhat, midene afiyet'' Diye yorum yazmaya başlar mı? Ayıkla pirincin taşını Sami )))))))))
Unuttuğum ya da atladığım bir nokta kaldıysa değerli arkadaşlarımın tamamlaması dileklerimle ''Her ne kadar sürç-ü lisan eylemişsem affola'' Diyor sevgi ve saygılarımı sunuyorum tüm site sakini dostlara...