Sevabımdan firarî, günahlarımdan mesul.
Şavkın paralıyorken cehalet perdesini
Mucize nağmelerle getirirdi sesini.
Kavuşmayı dilerken, kalbim bana sırdaştı.
Gözyaşlarımı bilen, kadim bir arkadaştı.
İman şelâlesinde çağıldayan “ah”, bendim.
Hançereden göklere yükselen “Eyvah!” bendim.
Gülistanım elemde; ümidimde intizar.
İki büklüm huzurda serzenişteyken bîzar.
Yüzüm yaşla yanardı titreyen mumlar gibi.
Çil çil olurdu tenim alevden kumlar gibi.
Her damlası, sinemde mahzun izler bıraktı.
O izlerden, bir bilsen, ne nedâmetler aktı .
Kirpiklerimde küle dönerdi pervaneler.
Daha bir çıldırırdı görseydi divaneler.
Rahmet kanatlı kuşlar semada raks ederdi.
Ruhum da kanatlanır, peşlerinden giderdi.
Kalûbelâ ahdinden son menzil o diyara,
Canı kurban ederim senden bir tek şiara.
Sevdandan başka sevda çekersem olsun haram.
Senle teselli bulur kanayan yürek yaram.
Parça parça olsam da aşkından vazgeçmedim.
Bağlılık yeminini bozmak için içmedim.
Ey sevgili! Hakikat âlemindedir vuslat.
Fânîde olan beni ümmet kervanına kat.
Aksimde kıyametler koparırken Yaradan,
Tek arzum: Seni versin lûtfedip mâveradan.