Serbest Kürsü / Söyleşi

Eklenme Tarihi : 14.12.2017
Okunma Sayısı : 2335
Yorum Sayısı : 11


Değerli  arkadaşlar !

Sitemizde  yayınlanan  şiirlerin  pek  çoğunu  okuyor  ve  yorum  yazıyorum.   Gerçekten oldukça  güzel  şiirler  yazan  pek  çok  arkadaşım  var. Her  birisine  bize  yaşattıkları  şiir  dolu  dakikalar  için  ayrı  ayrı  teşekkür  ediyorum.

Ancak...

Bazı  özellikle  hece  yazan  arkadaşlarımız  şiirlerindeki  dörtlüklere  oldukça  güzel başlayıp  her  nedense  dörtlüğün  son  dizesinde  bir  anlamsızlık  ve  uyumsuzluk  yapmak  için  azami  gayret  sarfediyorlar.

Hiç  kimseyi  rencide  etmek  istemediğim  için  tamamen  kendim  bir  şiir  uydurup  demek  istediğimi  örneklendiremeye  çalışacağım.

Şair  arkadaşım  mesela  şöyle  başlıyor:

Ben  razıyım  sevgilim  gir  gönlüme yeter ki
Kır  istersen  kalbimi,  sancısı  ol  razıyım
Ayrılık öyle  zor  ki,  beterden  de  beter  ki.

Buraya  kadar  güzel değil  mi?  

Ama  şair  tıkandı.  Acilen  kafiyeli  bir  şeyler  bulması  lazım.  Lakin fazla  düşünmeye  de  gerek  yok. (!)  ''Sancı''  kelimesi  ile  kafiyeli  ne  var?  Evet..''Çancı''  

Geliyor  dördüncü  dize:

''Bizim  koyun-kuzunun  çancısı  ol  razıyım''

Def-i  hacet  eyledi  Cafer,  bez  getir.
Güzelim  dörtlük  bakın  ne hale  geldi:

Ben  razıyım  sevgilim  gir  gönlüme yeter ki
Kır  istersen  kalbimi,  sancısı  ol  razıyım
Ayrılık öyle  zor  ki,  beterden  de  beter  ki
Bizim  koyun-kuzunun  çancısı  ol  razıyım

Böyle  şiirleri  görünce  aklıma  hep bir  fıkra  gelir.

Akıl  hastanesinde  (  Şimdi  Ruh  ve  Sinir  Hastalıkları  Hastanesi )  hastanın  birinde  biraz  iyileşme  belirtileri  gören  doktor,  hastayı  yanına  çağırır  ve ona  der  ki  ''Sen  bayağı  bayağı  iyileştin.  Seni  dışarı  çıkartalım  ha?  Ne  dersin?''  

Hasta cevap  verir: ''Evet  doktor  bey,  ben  iyileştim.  Artık  bakın  organlarımızı  bile  karıştırmıyorum''

Hastanın  bu  sözleri  adeta  meydan  okuma  gibidir.  

Doktor,  gözünü  gösterip  sorar:  ''  Bu  nedir?''

Hasta  cevap  verir: ''Göz''

Doktor,  kulağını  gösterip  sorar:  ''  Bu  nedir? ''  

Hasta  cevap  verir: ''  Kulak ''

Velhasılı,  burun, dudak,  çene,  el, parmak...  Hasta  hepsini  karıştırmadan  bilir.

Doktor  yavaş  yavaş  taburcu  raporunu  yazarken  hastasına  iltifat  eder:

''Aferin.  Ne  sorduysam  bildin''

Hasta  elini  poposuna  vurarak  cevap  verir:

''Tabi  bilecem.  Buna  kafa  derler  kafa ''

Evet...Yapmayın.  Son  anda  ''  Buna  kafa  derler  kafa ''  Deyip  herşeyi  berbat  etmeyin.

Yine  de  her  ne  kadar  sürç-ü  lisan  eylediysem  affola. Herkese  selam,  sevgi  ve  saygılar. 


( Değerli Şair Dostlara Haddim Olmayarak Bir Nasihat. başlıklı yazı Sami Biber tarafından 14.12.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu