Ruhu Yakan Kezzap - Haset-2


Değerli Kızım;

Walter Stone “Haset, içgüdüsel bir dürtüden ziyade narsistik bir yara gibidir” der. Benliğin esirgenmişliği ve yoksun bırakılmışlığı, parçalanma, tükenme ve sınırsız bir öfkeye kapı aralar. Hasretin meydana getirdiği değersizlik duygusundan arınma ve yaralarını sarmak o kadar kolay değildir.

 

Haset; kendinde olmayanı veya bir başkasında olanı elde etme arzusu iken, kıskançlık ise olanı kaybetmeme olarak tanımlanır. Haset, üşütün gibi görünene düşmanlığı körüklerken daha çok ikili ilişkilerde yaşanır. Yıkıcılık ise hasetliğin doğasında vardır. Aynı zamanda haset; sevgi ve yaratıcılığa bir karşı saldırıdır.

 

Duygular enerji yüklüdür. Bu enerji hem yapıcı, hem de yıkıcı olarak kullanılabilir. İnsan kendinde yapıcı farkındalığı geliştirerek, duygularını haset ve kıskançlığın baskı ve zulmünden kurtarıp özgürleşebilmelidir.

 

Bilmeliyiz ki, kıyasta karşılaştırma vardır. Haset, kıskançlık ve rekabetin bileyicisi ise kıyastır. “Onda var, neden bende yok” saplantısıyla zihin ve duygular üzerine kesif bir duman gibi çöker, adeta insan ruhu üzerinde bir deprem etkisi yapar. “Hangimiz daha iyi? Ben mi, o mu?” kıyaslaması ortaya çıktığında işin rengi ve şekli değişir, insana acı veren duygular olan ve haset ve kıskançlık devreye girer.

 

Değerli Kızım;

Eziklik ve küçük düşmüşlük duygusu insanı can yakan duygulara sürüklerken, bu sürüklenişin sonu kin ve intikama doğru gider. Neticede duygular ruhun sinir uçlarıdır. Bize ruh ve benlik hakkında bilgi sunarlar. Duyguları değiştirmek veya reddetmek hiç de o kadar kolay değildir. Ama duyguların neden olduğu davranışları denetlemek, biçimlendirmek veya değiştirmek pekâlâ mümkündür.

 

Hangi davranışın hangi duygulardan kaynaklandığını anlamak; gelişim ve değişimin ilk basamağıdır. Surat asmak, mesafe koymak, küsmek ve uzaklaşmak, içine kapanmak, ses tonunu değiştirmek hasetin pasif halidir. Aksilik etmek, terlemek, suçlamak, iğnelemek, tehdit etmek, acı vermek ve dışlamak ise hasetliğin aktif halidir.

 

Özellikle hasetlik uyandırmak, bundan haz almak ve o hazla tatmin olmak, bilinçli veya bilinçsiz birçok kadın tarafından kullanılan bir savunma yöntemidir. Varlığını teşhir ederek çevresinde kıskançlık uyandırmak aslında bir özgüven eksikliğinden dolayıdır. Aslında birçok kişi yaşayabileceği hasetliğin ezikliğinden korunmak için geliştirdiği bir bilinçaltı mekanizmasıdır. Abartılı methiyelerde hasetin farklı bir şeklidir. Yağ çekmekse, küçük düşürmenin örtülü halidir. Dışı şeker kaplı acıbadem gibi ağızda buruk bir tat bırakır.

 

Hasetin peşinden sürükleyerek getirdiği eziklik ve küçük düşürmüşlük, duygular üzerinde çok ağır bir hasar bırakır. Yetersizlik kıyasın kapısını çalar, o da eteğinden tutarak depresyonun kapısına doğru sürükler. Zapt edilmesi zor olan bu duygu karmaşasını yürekte barındırabilmekte bir hayli zordur. Şekli değiştirilip bastırılan duygular, doğacağı güne kadar bilinçaltında kuluçkaya yatar.  

 

Toplumumuzdaki nazar boncuğu, muska, kurşun döktürmenin geri planında bilinçdışı hasetin yıkıcılığından korunmak amacıyla yapılan tedbir arayışlarıdır. Haset insanı daha çok gergin ve asabi bir kaktüs gibi dikenli bir hale dönüştürür.

 

İnsan haset ettiği şeyin kendi gelişimi için bir mesaj olduğunu anlayabilse, özendiği şeyin kendini ne şekilde yaşatacağını bilip, sadece ilham veren bir kaynağa dönüştürebilmesi kendisi için çok büyük bir kaynağa dönüşür.

 

Genelde haset ile arzu yan yana, kol kola yürürler. Bu ikili dolunayın karalık ve aydınlık yüzü gibidirler. Haset araka ve karanlık yüzü temsil ederken, arzu da parlak ve çekici yüzü temsil eder.

 

Aslında haseti kabul edilmez kılan duygunun kendisi değil, olumsuz dışa vurumudur. Diğer yandan haset, hasretin kaba kalmış ve kabalaşmış halidir. Haset enerjimizi, hasret enerjimize dönüştürtebildiğimizde hayat bizler için çok daha farklı olacaktır.    

 

Bilmeliyiz ki, hasetle özgüven ters orantılıdır. Özgüven arttıkça haset azalır, özgüven azaldıkça haset artar. Hasetimizi zarar vermek yerine kendimizi geliştirmeye hasretsek, haset saplantısı daha çabuk çözülür, açığa çıkan enerji ile olumlu çok şeyler yapabiliriz. Onun içindir ki, haset ve kıskançlığın panzehri özgüvendir. Özgüven insanı yapacaklarına odaklar ve gereksiz kıyaslamalardan da kurtarır. Haseti hasret enerjisi hasletine dönüşümünün getirdiği tüm güzelliklerine yeniden şahit oluruz.

 

İnsan stresle baş edebilme ve mutluluk seviyesini denetleyebilmek için şükran duygusunu geliştirip büyütmelidir. Şükran duygusu üzerinde yapılan araştırmalarda; kan basıncının düştüğü, bağışıklık sisteminin güçlendiği, mutluluk hormonlarını artırdığı, yardım, işbirliği ve cömertlik ön plana çıkardığı klinik deneylerle ispatlanıştır.

 

Melanie Klein “Haset ve Şükran” adlı eserinde “başkalarının hayatını izleyip haset etmektense, kendi hayatımıza odaklanarak doyum ve mutluluğu artırabileceğimizi” yazar.

 

Ev düzeni ve çocuklarla ilgili ilişkilerde kadının sorumluluk ve idaresinde olduğundan, babalar ev içi düzene pek karışmazlar. Ev içi düzende tek hâkim kadın olur.  Evde kızlar babanın ilgi ve sevgisi için anneleriyle, oğlanlar da annenin ilgi ve sevgisi için babalarıyla rekabete girerler. Bu ilişkilerde anneler kocaları yerine daha çok oğullarının tarafını tutarak oğullarını yanına alarak erkeğin egemenlik üstünlüğünü kırmak ve devre dışı bırakmak için oğlundan destek alır.

Erkek çocuklar rekabet, çatışma ve kavgayı babadan öğrenir. Kız çocukların erkek çocuklara göre evde galip gelme şansları daha azdır. Annenin bilinçli veya bilinçsiz öfkesine maruz kalmamak için annesiyle bir kavga-bir barışık ilişkisi içinde kendine göre bir pasif savunma sistemi geliştirir. Çünkü kız çocukları daha çok annenin ilişki ve denetimleri altında büyür. Ev dışı dünya ise kız çocukları için tehlikelerle doludur. Ev dışına itilmek, rehber ve kılavuzsuz, yakın ve koruyucuyla ilişkisiz kalmaktır.

Unutmamalısın ki, rekabetin yelkenini hırs üfürür. Hırsın olumlu yoldaşları öfke ve kızgınlık iken, olumsuz yoldaşları ise kin ve intikamdır.

Kadın bu ilişkiler içinde yetiştiğinden yalnızlık kadın için başarısızlığı ve sevgisizliği simgeler. Kendini acı fatura ödüyormuş gibi hisseder. Annelerin kızlarını korumak adına sistemin bekçiliğini yapması, kızlar için bir ihanet gibi algılanır.  Ve her ne kadar kadın kadının kurdu olsa da, güler yüz gösterip arkadan hançerlemeyi yapanların çoğunluğu kadınlardır. 

Ant-300118

 

 

( Ruhu Yakan Kezzap-haset-2 başlıklı yazı KOCAMANOĞLU tarafından 3.03.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu