Nazlı bir ırmağın
kalabalık damlalarıyım, damlamaktan damıtmaya yol alan.
Ah’ları biriktiren bir
yarım adayım bir kıta olmaktan aciz ama aldırmayan.
Sulardan sular
çekilirken, gözlerinde derin denizlerin ve dehlizlerin yoldaş olduğu bir sır
erbabıyım yine çömeldiğim; yine emellerimi beyan ettiğim ve Yaratıcının en
sadık kulu olmaya meyyal.
Yüksündüğümü
yüklenirim.
Yüklendiğimi pay
ederim.
Pay ettikçe büyürüm
oysaki her artış bir azalışın yan ürünüdür.
Salkım salkım üzünçler
birikir evrenin şah damarında. Kadınlar yas tutar çocukları uzakta; adamlar
esefle kınar adamlıklarını-adam olamadıklarını-ve ahvalin sorgusunu sualine
kucak açar patavatsız fiiliyatlar: öznesi olmayan tümceleri buyur ederken
zaman, ılgıt ılgıt eser manası rüyaların, rüyadan öte yaşanmışlıkların solunda
hep kırık heceler ve yarım hikayeler.
Adı konmamıştır kimi
zaman doğan çocuğun.
Doğacak çocuğun belki
de çeyizleri hazırdır daha dünyaya gözlerini açmasına aylar varken.
Ay yüzlü kadınlar
ısrarla sever. Dağ yürekli adamlardır yamacına sığındıkları.
Kimi zaman tütün sarısı
gölgeler oynaşır aşkın sürüklendiği bayırlarda ve kimi zaman nazlanır yârin
sevecenliğine hürmeten yarım bırakmamak adına.
Zaman ütülüdür.
Zaman buruşuktur.
Kaygılıdır insan.
Rehavet çöker bazı
bazı.
Tümceler haykırır bir
simge olmaya aday.
Yürekler dağlanır her
ölümde her ayrılıkta.
Kancası kopuktur bazen
hayallerin, balonlar eşlik eder boş mizaçların tutundukları yine ipidir
hayallerin belki yalanları belki kimsesizliğin belki de çoğul ekine haiz o
tekil şahısın en acıklı yakınmasına aldırış etmeden evren verirken hükmünü.
Kayıtsız coğrafyalarda
kayıt dışı ölümler vardır. Tutanaklarda rastlanmaz izine.
Ebediyetin ezeli rakibi
vardır o da hiçliğin bir mısrada, bir de şiirin bam telinde söylediği o ilk
sözcük.
Şiir yaftalanır bazen;
bazense yaftalar.
Şair küser kimi zaman
ve bin pişmandır eline aldığı kalemin zaman zaman kırık ucuna sitem edip de
aslında kendine yüklendiğinden bihaber.
Maruzatları deryadır
yüreğin.
Deryalar sığdan haz
etmese de sığlar hep deryaların özlemine yenik düşer ve hasetle kınar kimi
zaman kırar de deryanın gözcüsü vicdan; sözcüsü kalem iken.
Zanlardan uzaktır insan
aslında olması gereken ama zaman aşımına uğrayan masumiyet ve temenni yerini
acıya bırakır. Acıdan muaf dilemma: aşktan ibaret duygu silsilesi; hasrete dair
bir yanılsama yine içi şiirle dolu, şaibeli ölümlere kılıf ararken zamanla da
kendinden bile şüphe eder hale gelen.
Yorgunlukların
telaffuzudur şiir aslında şiir menşeli hayatın da baş şehri ne de olsa yöneten
ve yönlendiren duygu ve mantık silsilesidir zaman zaman çakışan ama genelde
insanlığın sunumu ve şuuru.
Şuur kaybına uğradıkça
surlara gizlenir sırlar ve sırlara binaen yeniden yazar hikâyesini kalem hele
ki aşka mazhar bir şiirse aşkın şaibeli ortağı bir de ekler sonuna bir dipnot
ne de olsa şairdir hayatın ve evrenin sırlarına vakıf: korkusuzca yaşadığı
kadar korkar yazdığı her şiirin bir öncekine duyduğu kıskançlığı.
Bir düş’e gebe kalan
gerçek.
Gerçeklerden haz
etmeyen hayal dünyası.
Hayatın bir rüya ve
rüyanın ise gerçek olduğu imgelemesi.
Yer değiştiren
duygulardır açılımında ruhun bir körebe mizacı ile adımladığının anlamını
kavramaya çalışan.