Sonramı teyelle eteğine rüzgârın
Kuş bakışı düşler ısmarladım Tanrı’ya
Tan vakti isyanlarımı kıyarken
Göklerin teyakkuzunda şehir.
Üfle yangının dumanını;
Seğirtsin iki hece
Dişlerimde kar beyazı tebessüm.
Engel mahiyetinde zaman
Arsız düşlerimde ise terennüm saklı:
Bir hazan bir bahar
Kışın yolunun henüz düşmediği.
Israrcı kuşlar, sevgili;
Sevgili ısrarcı olsaydı ya,
Diyenlerin tecellisi
Yine yarı ıslak zeminde
Pişekâr gölgeler
Oynaşan, kıpraşan
Dökülen hecelerden arda kalan
Son yalan.
Demindeyim ömrün
Derdimle iştigal seyrindeyim dünün.
Makamlar ısmarladım Tanrı’ya
Kim bilir ne zaman ereceğim gönlün
şafağına?
Sarı kırmızı bulutlar
Ufkumda hayal meyal suretin
Yürekte kopçalı
Olmazın oluru bir sevdaya asılı
kaldığım
Beyhude yolum
Beyhude varlığım
Nasıl nasıl yorgunum.
Göklerde hep mi yangın?
Yerküre kayıtlı mezarım.
Aşkın ara durağında bir yerdeyim:
Kim dediyse zamanın birinde, sevgili:
Ne yerdeyim ne gökteyim.
Şimdimden aşırdığım hükmü seferin
Dününde esen dinginliğimin ritmine
Kefilim.
Hem yağmaladım
Hem yağmalandım
İki dudağımın arasında şiir
Ne nöbetteyim ne uyurgezer;
Ne sonundayım hikâyenin
Ne de gerçeklerin vebali
Boyumu aşar.
Zandan yana tutuklu zaman
Zamanda da çok derin bir y/ara:
Gidip dönmeyi unutanlara kefilim
Gidip de unutulmaya yeminliyim
ezelden
Keşke’leri kuşandım da yâd ettim
öfkemi
Andımdan yoksun bir cümleyi
Azat ettim ölümüne
Tıpkı ölümüne sevdiğimi
Haykıramadığım her günü her saniyeyi
Sen bildim
Son bildim.
Ser de verdim sır da
Yüklendin tarafımca
Yanındayım elbet
Sonsuzluğa varacağım
O dakikada ansızın ölmeyi diliyorum
Kollarında açık kanatlarım
Varsın kapalı kalsın gözlerim
Yeter ki;
Dünya gözüyle
Saklı kalsın gözlerim ruhunun surunda
Makamların hangi nakaratı ise
Özleme bedel
Bir şiirin de
Yazılmadık dizesi.
Yine hükme varan kaderin
Diline düşmüş bir ölü zaferim.