Bir eleştirmen gurmesi olarak gerçeği anlatmak /anlaşılması için kafa yorduğum vazgeçilmez bir çaba olarak ortaya koyduğum kesindir. Ben kişinin içinde yaşadığı dünyada mutsuz olmamasını ve beklentilerinin aksi yönde gelişmesini istemeyen, etrafına gönlüne bakarak insanların gülümseyerek güzel bir yaşam tarzının ortaya çıkardığı güzellikleri görerek,yaşatarak yaşayarak, içinde kendisine düş kırıklıklarını ekmeyerek, umutsuz ve karamsar bir ruh hâli oluşturmadan yaşamasın istemekteyim tıpkı sizler gibi… Yıllardır film izlerim yazarım eleştiririm öyle eleştirmenlik gurmesi olmak kolay değildir de derim yani… Gelelim niyeti gizli saklanmış olan filmin özetine.
Robert Neville başarılı bir bilim adamıdır ve insanlığı yok edeceğine inanılan, önüne geçilemez tehlikeli virüs ona bulaşmamıştır. Virüs çok kısa bir zamanda insanların ölümüne sebep olmuş, sonuçta Neville New York'ta hayatta kalan tek insan olmayı başarmıştır. Ancak Neville'in durumu çok zordur çünkü belki de dünya üzerindeki tek insan kendisidir. Üç yıl boyunca dolaşmakta, yaydığı radyo mesajları ile hayatta kalan insanlara ulaşmaya çalışmaktadır. Herhangi bir canlıya rastlayamayan Neville aslında yalnız değildir ve her hareketi izlenmektedir. Salgından sağ kurtulan eski insan-yeni mutantlar Neville'in ölümcül bir hataya düşmesini beklemektedirler.
Şimdi gelelim asıl konuya bir eleştirmen gurmesi olarak, batının saklanan ve ne kadar saklasalar da saklanmayan yüzünü göstermeye devam ediyorum durmak yok yola devam… Başarılı bilim adamı olan bilmem Robert insanlığa yardım etmek yerine, insanlığı yok edecek virüsü bularak güya bilim adamlığı yapmaktadır. E etme bulma dünyası eden bulur. Haliyle bu virüs kendisine bulaşmıştır. Şaşkınlık içindedir lakin geri dönüşü hiç yoktur ve asıl niyeti gün yüzüne çıkmıştır. Kendisine bulaşan virüs insanlığı yok etmiştir, böylelikle asıl niyetinizin insanları yok etmek olduğu hiç değer vermediğinizi göstererek ne kadar vahşi bir hayvan olduğunuzu ortaya çıkarıyorsunuz. Çıkarıyorsunuz da aba altında sopa göstererek, korku imparatorluğunuzu bizleri korkutmaya çalıştığınızı bilerek, korkmadığımızı burada ifade ediyorum/ediyoruz. Ne hikmetse kendisine bulaşan virüs insanlığı yok ederken, kendisi ölmez hayatta kalan tek kişidir! Güya üç yıl boyunca bilmem ne dalgaları olsa olsa nefret dalgası yayarak kalanları öldürmek niyetini gizleyerek, insan aramaktadır. Ey batı insanları öldürerek tek kalınca ne yapacaksın? Nasıl mutlu olacaksın? En sonunda nefretin senide yok edecek peşin peşin söylüyorum.
Güya ortaya çıkan mutanlar yani kendileri, insana benzemeyen hayvandan daha vahşi olan kendileri bu hayatta tek kalan insanın ölmesini isterken, güya onları yok ederek insanlığı robotlardan-gerçi kendileri robotlardan daha duygusuz ve hissiz oldukları gerçeğini kendileri göremezken bizler görüyoruz çok şükür-Bizler bu filmi izlerken batının iç sıkıntısı olan insan değer vermeyen bakış açılarını, bu nefretin verdiği ıstırabı her ne kadar kendileri bilmese de bizler görmekteyiz. Böylelikle ruh dünyalarındaki kırılmaları, kırılarak aslında insanları parçalarken kendilerinin parçalanarak kendilerini yok ettiği gerçeği açık ortaya çıkmaktadır. Hayatın, gülümseten insanı severek mutlu etmenin boyutundan uzaklaşarak ne bir kazanç ne bir başarı elde edilebilir gerçeğini, bizlerinde bu gerçeği gösterecek yönde filimler çekerek anlatmamız gerekiyor. Batıda her bir bireyin, bunları duyması hissetmesi gerekir. Batılılar bu hisleri duyarak ruhlarının dışa vurumuyla mutlu mesut yaşamanın gerekliğini güzelliğini anlatmak gerek, gerekte bu taşın altına elini kim koyacak belirsiz!
Hayata farklı bakarak hayatın gülümseten dalını tutmaları ve bırakmamaları gerekiyor, böylesine duyarsızlıkla inşallah bir gün kökten biterler ya da ayıkarak insan olurlar. Bir an önce içler acısı bu durumlarını göstermek ya da derslerini çok güzel vermek gerekir, dünya ve hislerin karanlık tarafında kalanların bu karanlıklarını göstermek gerekir diyorum bir eleştirmen gurmesi olarak, vesselam.
Mehmet Aluç
Film Eleştirmeni Gurme
