Ege’nin incisi İzmir neden bazıları tarafından ‘’Gavur İzmir’’ olarak anılır? Bu günkü konum bu.

Bu sorunun cevabına geçmeden önce sizlerle çok şaşıracağınızı umduğum bir bilgiyi paylaşayım:


Efendim Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u Feth ederken hani gemileri karadan yürütmüştü de bizler yirmi bir yaşındaki bir gencin böyle bir şeyi düşünmesine hayretler içinde kalıp ‘’İşte deha bu’’ demiştik. Değilmiş efendim…Yani Fatih Sultan Mehmet’in gemileri karadan yürütmesi onun üstün dehasının değil ama Türk Tarihini çok iyi bilmesinin ve değerlendirmesinin sonucuymuş.


Şimdi denilebilir ki ‘’ Yahu hocam bunun Gavur İzmir’le ne alakası var? Ayrıca Fatih Sultan Mehmet’in gemileri karadan yürütmesi doğrudan doğruya bizzat kendi fikri değilmiymiş yani?’’ 


Birinci sorunun cevabını az sonra alacaksınız. İkinci sorunun cevabı ise evet gemileri karadan yürümüş Fatih Sultan Mehmet ama bu, Türk tarihinde gemilerin karadan yürütülmesi olayının ilki değilmiş. Gemileri karadan yürütme olayı Fatih Sultan Mehmet’ten tam yüz on beş sene önce yine bir Türk tarafından gerçekleştirilmiş. 


Şaşırdınız ve soruyorsunuz. ‘’ Peki Fatih Sultan Mehmet’ten tam yüz on beş sene önce gemileri karadan yürüten Türk kimmiş ve nereden nereye yürütmüş.?’’

Efendim bu Türk , Aydınoğulları Beyliğinin beyi, Türk tarihinin en büyük ve ilk denizcilerinden Umur Beydir. Umur Bey yaklaşık on iki yaşından itibaren artık denizlerde bir Türk savaşçısıdır. 1328 de İzmir’i Cenevizlilerin ( Cenovalılar ) elinden alıp Türk hakimiyetine sokmuştur. Doğum tarihi 1309 olduğuna göre demek ki on dokuz yaşında…

Bundan sonra da Ege denizinde Venedik, Ceneviz, Katalan ve Sen Jan Şovalyeleriyle savaşıp durmuştur hayatı boyunca . İşte bu savaşlarından birinde 1338’de 350 gemi ileKorent’e gitti. Bu seferinde 50 büyük gemiyi Korent civarına bıraktıktan sonra 300 gemisini karadan yürüterek Patras körfezine geçirdi. Sonra aynı yoldan geri döndü. Bu yüzden eski tarihlerimizde Korent limanına Umur Bey limanı denilir. 

Fatih Sultan Mehmet Döneminin tarihçilerinden Enveri’nin Düstûrname adlı eserinde İstanbul’un Fethinde gemilerin karadan yürütülmesi olayı anlatılırken bu olayın Umur Bey’in hareketinden esinlenerek yapıldığı şu şekilde anlatılır:


“Hükmü paşa kıldı ettiler yerak, 
Karadan gemi çeker olup yayak. 
….Tahtalar döşeyüb sabunla, 
….Gemiler çektiler anlar onunla. 
Eğer görsen anı gazi Umur beğ, 
Derya olmaya bu donanmada yeğ. 
….Mavnalar, kadırgalar bu üzre 
….Sadasın dağlar yürür su üzre. 
(Enverî : Düstûr-name) 

(Umur Bey’in bu dahice hareketi İstanbul’un fethinde Fatih Sultan Mehmet’e ilham kaynağı oldu. Türk Tarihi’ni derinlemesine inceleyen Fatih Sultan Mehmet de, Umur Bey’den 115 yıl sonra Haliç’e, gemilerini karadan yürüterek soktu. Haliç’in ağzına çektikleri kalın zincire güven Bizanslılar, sabahleyin Türk Donanmasını karşılarında görünce son umutlarını yitirdiler.) 

Peki anladık…Tarihte gemileri karadan ilk yürüten Fatih Sultan Mehmet değil de Umur Beymiş. Umur Bey de İzmir’i feth eden Türk denizcisiymiş. Burası tamam da İzmir neden Gavur İzmir?

Bu gün bu soruyu herhangi bir vatandaşa sorsanız alacağınız cevaplar şunlar olacaktır:
1- Kurtuluş savaşı öncesi yıllarında en çok Ermeni, Rum ve Yahudi bu şehirde yaşadığı için
2- Sabatayistlerin merkeziydi adeta o yüzden.
3- Çok fazla kilise olduğu için
4- Yunan Kültürüne ve hatta Hrıstiyanlığa ait pek çok şey bu şehirde olduğu için 


Bütün bunlar -yanlış da olsa- nispeten mantıklı cevaplardır. Ama alacağınız mantıksız cevaplar mantıklılardan çok daha fazla olacaktır.

1- İzmir CHP nin kalesi olduğu için daha önceleri Demokrat Partililer, Adalet Partililer, Refah Partililer ve en son olarak da Ak Partililerce verilmiş bir addır bu Gavur İzmir adı…

Elbette ki yanlış. Evet İzmir bu gün için çoğunlukla CHP ye oy vermekle birlikte AK Partinin bu şehirdeki oy oranı da hiç de küçümsenecek bir rakam değildir.

2- Her zaman Atatürkçü olduğu için Atatürk düşmanları bu şehre Gavur İzmir demişlerdir… 

En büyük yanlış bu. Çünkü İzmirliler Serbest Cumhuriyet Fırkası ( Partisi ) Kurulduğunda CHP yi değil büyük ölçüde Serbest Cumhuriyet Fırkasını desteklemişlerdir.Yani öyle her zaman Atatürkçü de olmamışlardır.Hele de Menemen olayı, Atatürk’ün bu olaydan sonra Menemen’de vilmodit uygulama kararından Menemen’in kıl payı kurtulmasını düşünecek olursak…( Vİlmodit ne mi? Google Amcaya müracaat…Her şeyi ben mi yazmayayım bilmeyenler için ?)


3- Zamanın Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez ‘’ "İzmir’in farklı bir dindarlığı var. Bu dindarlığın irfan geleneğine ihtiyacı var." Dediği için…

Saçma sapan ve bir Diyanet İşleri Başkanına asla yakışmayan bir beyan olmakla birlikte tabii ki hiç alakası yok.

4- Zamanın Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan İzmir’e ''Gavur İzmir dedi…

Bu da saçma ve alakasız…

Başbakan olarak ‘’ "İzmir’in üzerindeki o zaman zaman yakıştırılan bazı ifadeler vardır ya" demiştir ve bu sözün daha sonra ‘’ Solun kalesi anlamında söylendiği Başbakanlık sözcüsü tarafından açıklanmıştır. Açık bir şekilde ''Gavur İzmir'' lafı yoktur konuşmada.


Peki izmir’e Gavur İzmir denmesinin sebebi Taha Akyol’un yaptığı şu açıklama mı? 

Önce o açıklamaya bakalım:

''Güzel İzmir

Gavur İzmir lafı İzmir’in bugün seküler( toplumsal hayatın, idari ve hukuki işleyişin dinden bağımsız hale gelmesi) bir hayat tarzına sahip olmasından değil, eskiden etkin ve zengin bir Rum azınlığa sahip olmasından geliyor. 

Bizim ilk ansiklopedimiz Şemseddin Sami’nin 1890’larda yayınladığı Kamus’ül A’lâm adlı 6 ciltlik eserdir. İzmir maddesinden birkaç satır aktarıyorum size, kısmen sadeleştirerek: 

Anadolu’nun en büyük ve en mamur ve doğrudan doğruya idare olunan memalik-i Osmaniye’nin İstanbul’dan sonra ikinci şehri ve Aydın vilayetinin merkezi olup, Edirne ve Selanik’ten ve Şam’dan ve Beyrut’tan ezher cihet (açıkça) ileridir. Ahalisi 130.000 raddesinde olup bunların yarısı Müslim ve Türk, 40.000 Rum, iki üç bin Avrupalı ve kalanı Ermeni, Yahudi ve sairedir...


Gâvur İzmir sözü Rumların nüfusça azınlık da olsa iktisaden çok etkin olmasından çıkmış eski bir laftır.''


Hiç birinin uzaktan yakından alakası yok. İşin aslı yine Umur Bey’le ilgili.


Umur Bey’in İzmir’i feth etmesi ve ardından Ege Denizini Hristiyan gemileri için kabus haline çevirmesi üzerine Avrupa Devletleri, Umur Bey’le başa çıkamayınca; Venedik, Ceneviz, Rodos, Kıbrıs ve Papalık gemilerinden büyük bir Haçlı Donanması oluşturup, güçlü bir ordu ile İzmir’e gönderdiler. 28 ekim 1344’te bütün Avrupa devletlerinin birlikleri tarafından desteklenen Rodos’taki Saint-Jean Şövalyeleri, İzmir’e baskın yaptı. Aydınoğulları’nın tersane ve donanmalarını yaktı. Halk kılıçtan geçirildi. Liman Şövalyeler’in eline geçti. Fakat yukarı kale, Türkler’in elinde kaldı. Bu suretle şehir, “MÜSLÜMAN İZMİR” ve “GAVUR İZMİR” diye ikiye bölündü .

Dört Yıl sonra Umur Bey 1348’de İzmir Körfezi’ndeki Gavur İzmir denilen Sen Piyer Kalesi’ne saldırdı.( Bu günkü Basmane ile Gümrük arasındaki sahada imiş bu kale ) Kaleyi Haçlılardan geri almak için birçok saldırı yapıldı. Gazi Umur Bey, arkadaşlarının hareketlerini görebilmek için en önde tırmandığı merdivenin orta yerinde miğferini kaldırırken, alnının ortasına isabet eden bir okla şehit düştü. 

“On sekiz yaşı ata oldu süvar, 
Hem yirmi bir yıl etti kar-ı zar. 
….Yediyüz hem kırk sekiz idi sal, 
….Yaş otuzdokuz etti intikal. 
Eylemiştir ol yirmialtı gaza, 
Rahmet anın ruhu-i pakina seza.” 
(Enverî : Düstûr-name) 

Kızılçullu Deresi ( Gaziemir- Gazi Umur ) ile Şirinyer arasındaki bölümde Anadolu Beyliklerinin ilk tersanelerinden birini kurup 30 Cm derinlikte bile yüzebilen kadırgalar inşa ettiren Gazi Umur Bey böylece İzmir için şehid düştükten sonra İzmir 1403 yılına kadar Sen Jan Şovalyelerinin elinde kaldı. 

1402 yılındaki Ankara savaşından sonra kısa bir süre Anadolu’ya hakim olan Timur 1403 yılında İzmir’i kuşattı. Daha doğrusu İzmir’in gavur olan kesimi Sen Piyer kalesini… Kale Timur’a direndi lakin Timur bu…Direnme dinler mi? dağlardaki karaçam ormanlarını kesip, kalenin etrafına yığıp, yaktı. Sen Jan Şövalyeleri denizden kaçıp Malta adasına sığınırken, Sen Piyer kalesi tamamen yıkıldı. 

“Sen Piyer Düştü!..” nidaları, Avrupa’da yas, İslâm Dünyasında sevinçle karşılandı. Kale kalıntılarına asırlarca yaklaşılmadı. XVI.asırda Hisar Camii yapılarak yerleşime açıldı. 

Kısacası...

İzmir’in Basmane-Gümrük arasındaki alanına 1344-1403 yılları arasında elli dokuz sene ‘’ Gavur İzmir’’ dendi. Lakin bu tabir daha sonraları da pek unutulmadı ve sevilmeyen herhangi bir İzmirli için ‘’ Gavur İzmir’li işte n’oolcek’’ denmeye başlandı. İşin ilginci de nedir biliyor musunuz? Maalesef pek çok İzmir’li bu tabiri pek benimsedi ve ‘’ Gavur İzmir’li olmaktan gurur duyuyorum’’ Demeye başladılar. ( En azından günümüzde böyle ) 

Gavur İzmir gerçeği bu… Bunu öğrendikten sonra hâlâ Gavur İzmirli olmaktan gurur duyan olursa gözlerinin önüne İzmir için şehid düşen Gazi Umur Bey’i getirsin sonra bir kere daha düşünsün derim. 

Not: Bu yazının bir bölümü Milliyet Blogda bu konuyu yazan Ayten Dirier’in bir çalışmasından alıntıdır.

( Güzel İzmir Neden Gavur İzmir ? başlıklı yazı Sami Biber tarafından 24.06.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu