Bir yazgıdan nasiplenmek adına
Nereli olduğum değil
Neyin derdinde bunca insan?
Belki nisyan yüklü deforme olmuş
Benliğin istila edilesi tedirginliği.
Dumura uğramış bir düş’ü sahiplen
istersen
İnkâr ettiğin dününü de kundaklarken
Hangi fasılada saklı ise
Kayıtlı iz düşümünde
Noksan bir açılım:
Belli bir edimle
Edası yüksek gerilim.
Hadi, ihya edelim evreni
Sağından solundan saçılmış saçakları
örüp
Ölgün yüzüne hürmetin
Belki ifşa edilesi ruhani özlemin:
Kayıt dışı bu aşk,
Nasiplendiğin değil
Tuzaklarına aldandığın
Yalanlarınla ima ettiğin
Hangi gerçekse artık istikametin.
Sırala koşullarını:
Şerh düştüğün koşutlarını
Kepenklerini hüznün tepeye çekmen
Çok mu elzemdi sahi?
Erdeminle azmettirdiğin ölümlü
düşlerin
Bin bir kıstas sunmak mı adaleti
Gevşemiş zincirlerden boşalan
İsyan dolu kelamın değil, mirim
Bilakis yüz sürdüğün bunca gerçekle
Adımla hadi gününü:
Gün dediğin ne ki?
Evrildiğin üç beş detay,
Hacminde yeknesak sitem
Azıcık derbeder iç çekişlerin.
Bir soruda saklısın
Yanıtlarını inkâr et istediğin kadar.
Hükümranı kelamın
Eziyet bildiğim.
Gönül gözünde aksak bir serçe
Gagalarken nefsini
Yana düşen başın
Belki çıbanbaşı bunca elem:
Kısa edimler değil, mirim
Uzun soluklu acılar.
Hümayunu meclisin nasıl ki gıybet
Elbet gıpta etmem düzene.
Sefil tuzaklara düşüp de
Men ettiğim insanlığını
Hangi dostumsa sırtımda ne çok yara
Açık ara farkla
Ben bir ölüyüm, mirim.