Ömrün şemasını çiziyorum…
Utkusu olmayan düşlerin de temasını.
Zihnim paralel doğaya
Ellerimde isyan benzeri zihinsel bir
yorgunluk:
Çatık kaşlarım
Yüreğim çok çok buruk.
Bir bir istişare ediyorum dünümdeki
Manifestoları bir de
Yankısı olmayan onca şiir
Düşmüyor yakamdan düşmüyor işte:
Ah, Rabbim, ne çok ahkâm!
Benzersiz elemin dokusunda saklıyım
Ben bir y(k)ürek mahkûmuyum:
Yalan ve tezat seyri
Heybetli düşlerin
Bir de bir de aşkın şaibeli feryadı.
Köle zihniyeti
Umurunda mıyım sahibim olduğunu iddia
eden
Terennüm kaybı
Hazin bir makamla tezat aşkın
İkame adresi
Asılsız bir soru yönergesi
İçimdeki düş yağmuru.
Seyrelen göğün inhisarında;
Yalın seyrinde dünlük bedellerin
Ödenmesine delalet.
Neşe özürlüyüm:
Kelamın sırtında bir kambur
Zavallı varlığın aczi yetine dair
İçimdeki yumru.
Kel alaka bir gülüşü
sonlandırabilirim
Hele ki iğnenin ucu içimdeki kırığı
Yeniden parçalarken.
Makamsız şarkıları da serebilirim
yere
Göğün tüm renkleri içimde
Ne de olsa.
Bir dökümü olmayan mazinin
Bir de yürürlükten kalkan mutluluğu…
Ah, evet, bir de seni
Sonsuza dek öldürebilirim
Lakin ne sırası aşkın
Ne de zeminde
Tek serili olansın sen:
Ha, evet, bir de nefsim
Aşka teğet geçen.
Şimdimi sundum payına
Dünümle öykündüğüm de asla yalan
değil hani.
Suratsız bir kelamdan çıkıp da yola
Sevgime paye vermeyen kim ise…
Sondum, sonlandım
Sevdim bir de sevilmeyi diledim.
Gerisi mühim değil
Ne de olsa
Şerefimle yaşayım ilelebet
Bir şiirin tasavvuruna yenik düştüm:
Göldüm huzurun yakası
Belki güldüm için için
Ama hiç görmedin
Gönlümdeki yasın içine serdiğim
Sen benzeri iklimleri.