Şimdi öykündüğüm bir şiirin müptelası
gölgeme vurgunum.
Şehrin sancaklarında uçuşan aklımın
kıyılarında harabelerin arasında dolaşıyorum.
Göğe fırlattığım simit parçaları
belki de göğün kanatlarında düşmeme saniyeler kala bir can simidi, bitimsiz
inancım.
Maktu ölçüde seviyorum içimdeki
gizemi: şakıyan bülbüllere kızmıyorum da artık ne de olsa yüreğin tentesinde
parandalar atan bir marşım beni.
Varlığın ulvi coşkusu.
Yalın ruhumun deli katmanları.
Bir tembel bir çalışkan; ayazında
ömrün sıcak şiirler besliyorum ellerimdeki şive değil hani şirin gözüken bir
sıcaklık.
Ketum yüreklerin bağcıkları
çözülüyor.
Rahvan kuytuların arşı alaya çıkan
hıçkırığı.
Mert yüreğimde mahrem gölgeler.
Teyakkuzdayım.
Sıfatsızım.
Öğünsüz geçen günlerim aklıma mukayyet
olmak adına kalemin dinginliğine sığınan deli fermanlarımı beyit beyit tescil
ettiğim.
Devasa yürekte dertop olmuş kimliğim.
Hangi gerçekle örtüşüyorum da
itibarımı kollayan benim?
Hangi yalana sırtını dönüyorum da
dokuz köyden kovuluyorum.
Başparmağımda bir sızı.
İşaret parmağım ise göğü gösteriyor.
Aklımla fikrimle bir de hüznümle
yeknesak bir tutum sergilediğim sanrıların kucağında; seviden yana ikbali ömrün
yine de…
Çekinceler yüklüyüm.
Öncemle sonramı mukayese edip
karambola giden şimdiki zamanın bitmek bilmeyen maruzatı.
Kanatan sözcükler… derin çok derin.
Öykülerin sihrinde ben bir gizemin
dokusuna teneffüs eden sihirli değneğim ile büyüyorum sözüm ona.
Allah’ın en muteber kulu… çok yakınım
O’na ve O’nun en değerli kullarına.
Görmediğim şehirlerde şahikalar.
Varmadığım yönlerde kayıp rotam.
Sapla samanı karıştıran beylik
cümleler ve özrümle ve dilimle ve kelamın bereketi ile…
Yükseklere kanat açıyorum derindeki
sızıyı dindirmek adına.
Daha çok seviyorum insanları ve
göğsümü gere gere yürüyorum.
Hangi uçurumsa kerelerce düştüğüm.
Hangi basamak ise zıplayarak
basmadığım.
Hangi kuytu ise uyuyan ruhların
raksında ben bir nedamet yüklenip de bir de metanetin özrüne delalet şelale
yüreğim.
Geniş kapsamlı bir tayin yine bünyemi
tehdit eden onca sessizlik.
Seslerin elemi; gecenin çehresi;
aşkın tutsaklığı.
Ne çok hengâme.
Kıyasıya yaşadığım mı kıyaslamak
zorunda bırakıldığım mı?
Nöbetteyim.
Ansızım aslında ve zamansız hele ki sevgi
arsızı bir çocuktan yana da yok iken farkım.
Muadilimle eş zamanlı bir yolculuk ve
takındığım değil takmadığım maske.
Şimdime Eyvallah.
Yarınıma çok var.