Hoyrat imlerin taarruzu
Göğün şafakla imtihanı:
Kulvarında acılar saklı ümidin;
Tekerinde dipçik;
Pörsüyen çehresinde şiirin
Bayat bir acı
Dili damağı kurumuş şairin
En büyük özlemi sevgi.
Nakşeden deryanın güncesinde;
Soluk tebessümlerin bittiği
Perdeli düşlerin kisvesinde
Şakıyan bir şarkı
Arşı alaya çıkmış özlemin
Bilinmez ve ısrarcı sevdası…
Hanidir delice delen gözleri belanın
Belki kuruyan üç beş cümle
Başlığı ölüm olan yolculuğun
Tek nüshası
Yine çürüyen hücrelerinde
Misali olmayan bir yorgunluk:
Geçitlerinde ah almış ömür
Kazasını kıldığım derin elemin
Metanet özlemi.
Ha bu gün ha yarın;
Gökte tayfası duyguların
Rahmete konuşlanmış zikrin
Solmuş goncası
Bir o kadar pervasız bir nöbetçi
Aslında tümseklerin ihtivası
Soluduğun havanın süslü rüyası:
Pekişen bir sancı ve aniden
Satır başına düşüp de yolu
Noksan hatıraların güzergâhı
Soluk yüzlü aşk masalları.
Bir günceden aşırdığım o tarih:
Doğumumu ertelemeyi dilerdim oysa
günbegün
Şahit olup da bunca yılgıya
Kanat açtığım değil
Fermanımı sunduğum şahika benzeri
mısraların
Kanatlarına.
Beyhude ölüm beyhude ömür:
Geldik ve gidiyoruz demenin
En deli vurgusu
Tebaası yokluk olan
Gayri meşru bir kazanım
Hele ki fıtratın mevzu bahis saklısı
Belli ki derinlerde gömülü bir şiir
adına
Başa çıkamadığımız bunca vecize.
Israrcı kelamın doğasından mütevellit
Kirpiklerimden düşen yaşın
Kaynakçası şairin yüreğinin belası
Her kanayan ve kanan imge
Deli fişek olsa da rüyaların
hulasası.