Kırsal bir dağ köyünde vardı bir öğretmen
Anlatırken cin Ali cin gibiydi biz öğrenirken
İlkbahar gibi yazın habercisiydi gülüşüyle
Birkaç kitapla zorlukla okuttu çocukları öğretmen
Bir kelimesi bir bakışı aldı beni öğrenmeye götürdü
Birkaç deli öğretmen okuma zevkimi inanın öldürdü
Okudukça öğrendiklerim cin Âliyle çok çok güldürdü
Birkaç kitapla zorlukla okuttu çocukları öğretmen
Zorluklar omzuna yük gibi binmişti taşıması zordu
Okuyan kız çocukları yoktu bu yakan bir kordu
Tüm köydeki babalara sebebini her gün sordu
Birkaç kitapla zorlukla okuttu çocukları öğretmen
Tek tek kız çocukları evlerinden aldı okuttu
Bazen hırpalandı Gülden öğretmen bazısı korkuttu
O korkmazdı öğretmendi korkmamayı öğretti oturttu
Birkaç kitapla zorlukla okuttu çocukları öğretmen
Çocuklar büyüdü şehirdeki liselerde parasıyla okuttu
Sonrasında üniversite burs buldu zorlukları kuruttu
Kimi doktor kimi mühendis oldu mutlu mesut oldu
Birkaç kitapla zorlukla okuttu çocukları öğretmen
İşte yeşermişti toprağa diktiği taptaze güller
Başları önde eğildi babaların olmaz bu dediler
Tüm köy imece usulü sofra kurdu hep birlikte güldüler
Birkaç kitapla zorlukla okuttu çocukları öğretmen
Birkaç yırtık defterle okunmaz diyenlere kanıttı
Kız çocukları okumaz diyenlere bu bir yanıttı
Okumak istemeyenler utanmadan yollarını sapıttı
Birkaç kitapla zorlukla okuttu çocukları öğretmen
Ellerinden öperim öğretmenim hayranım aşkına
Zorluklar seni yıldırtmadı bizler döndük şaşkına
Binlerce çocuğun var bugün ellerinden öperiz geldik kapına
Birkaç kitapla zorlukla okuttu çocukları öğretmen
Mehmet Aluç – Âşık Gülveren