Bilindiği  gibi  iki  gün  önce  Ankara'da  bir  hızlı  tren  kazası  oldu  ve  bu  kazada  dokuz  vatandaşımız  hayatını  yitirdi.

Başkanımız  bu  kazanın  her  yönüyle  araştırılacağını,  sorumlularının  tek  tek  ortaya  çıkarılacağını  söyledi. 

Şimdi  biraz  masa  başı  dedektifçilik  ve  uçuk  bir  komplo  teorisi  gibi  gelse de  kafama  takılan  bazı  hususları  siz  değerli  okurlarımla  paylaşmak  isterim.

Bu  kazada  ölen  dokuz  kişi  kimlermiş?  

İsimler  şöyle:

Adem  Yaşar,  Hulusi  Beler, Kadir  Ünal...  Bu  üç  kişi  de  trenin  makinistleri

Diğerleri  yolcu :

Yusuf  Yetim
Tahsin  Ertaş
Arif  Kaan  Ertik
Berahitdin  Albayrak
Kübra  Yılmaz
Ebru  Erdem  Ersan

Allah  hepsine  rahmet  eylesin.


Bu  yolcular  içinde  bazıları  hakkında  verilen  bilgilere  baktığımızda  mide  bulandırıcı  bir durum  ortaya  çıkıyor.  Aynen  14 Temmuz 2004 de  üç  TUBİTAK görevlisi  bilim  adamının bindiği  minibüsle  bir  traktörün  çarpışması  sonucu  üç  bilim  insanımızın  ölmesi gibi...2006-2007  Yıllarında  üç  ASELSAN  mühendisinin  esrarengiz  bir  şekilde  canlarına  kıymaları  gibi...30  Kasım 2007  de 57  yolcusuyla  birlikte  yere  çakılan  uçakta  ölenlerin  altısının petrole  alternatif  enerji  meselesi  üzerine  yoğunlaşmış  bilim  adamlarımız  olması  gibi. Ve  Susurluk Olayı  gibi...

Şimdi  'Ne  alaka?''  denebilir.

Alaka  şu:

Bu seferki  kazada  da  oldukça  önemli  ve  değerli  bir  bilim  adamı  öldü: Berahitdin  Albayrak.

Berahitdin  Albayrak  53  Yaşında  bir  profesör.  İlgi alanı  robot  teknolojisi, bilgisayar  teknolojisi, gök  bilimi...Kendisine  Türkiye'nin  Stephan  Hawking'i  deniyormuş.

Konya'ya  gidiş  amacı gökbilim  ve robotların  geleceği  üzerine  çocukların  da  katılacağı  bir  panelde  konuşma  yapmak.

Tren  kazasında  öldü. 

Türkiye'nin  Gökbey  adlı  yerli  helikopteri  görücüye  çıktığı, Türkiye  Uzay  Ajansının  kurulduğu  gün... Garip  bir  tesadüf(!)  değil  mi?

Bir  diğer  yolcu: Kübra  Yılmaz.

Isparta  doğumlu  Kübra  Yılmaz,  ailesiyle  birlikte  Ankara'da  yaşayan  bir  Biyomedikal  Mühendisi...

Peki  nedir  Biyomedikal mühendisliği?

Tarifi  şöyleymiş: Temel  mühendislik ilkelerini  yaşam  bilimleri  ile  birlikte tıbbi  ve  biyolojik  sorunların çözümü için  kullanan  bilim  dalıdır.

Tıbbi  cihaz teknolojileri, doku mühendisliği,biyosensörler,biyomalzemeler,biyomekanik,sinyal işleme  ve temel  elektronik,biyoinformatik, ilaç  salınımı, yapay  organ  ve  tasarım bu  mühendisliğin  uygulama  alanlarından... Bunlar  tam  olarak  nedir  bilmesem de  oldukça  önemli  bilim  dalları  ve kolları  olduğunu  anlayabiliyorum.

İşte  alanı  böyle  bir  mühendislik  olan  Kübra  Yılmaz  kızımız  da  bu  tren  kazasında  öldü.

Ama  hepsi  bu  kadar  değil.

Ölenler  arasında  bir  de  doktor  var: Tahsin  Ertaş...  Olamaz  mı? Bir  doktorun  bir  hızlı  trene  binmesinden  daha  doğal  ne  olabilir  ki?  Hele  de  o doktor Ailesi  Ankara'da,  kendisi   Konya'da  bir  hastanede  görevli  ise... ''Velhasılıkelam  Diyarbakır-  Kulp  İlçesi  nüfusuna  kayıtlı  doktorumuzun  bu  kazada  ölenler  arasında  olması  diğerleri  kadar  işkillendirmedi  beni.'' desem  de  kafama  bir  soru  işareti  takılmadı  dersem  yalan söylemiş olurum. 

Ölenler  arasındaki  bir  başka  isim  de en  az  Berahitdin Hoca kadar  ilginç,  alanları  çok  farklı olsa  da...

Yusuf  Yetim.

31  Mart  2019  da  yapılacak  yerel  seçimlerde  HDP  Şanlıurfa- Bozova  Belediye  başkanı  aday  adayıdı  Yusuf  Yetim. Aynı  zamanda  yine  HDP  nin  27.  Dönem  Milletvekili  adaylarından  biriydi.

Kısacası  öylesine  bir  tren  kazası  yaşadık  ki Susurluk  Olayından  farksız.

Bir  şeyler  oluyor  ama  ne?  

''Bekleyip  göreceğiz''  de  diyemiyorum. Zira  Susurluk  olayını  çok  bekledik  ama  hiç  bir  şey  göremedik.  Kimin  eli kimin  cebindeydi  anlayamadık. Ya  da  yukarıda yazdığım  diğer  üç olaydaki  ölümlerin  arkasındaki  sır  perdesi  hâla  karanlıkken  bu  olayın  aydınlığa  kavuşmasını  beklemek  biraz  fazla iyimserlik  olur  zannımca.

Belki  fazla  uçtum,  başta  da  dediğim  gibi  belki  de  masa başı  dedektifliği yapıyorum, belki fazlasıyla  komplo  teorisi  oldu  ama  yine  de  midem  bulandı  bir  kere...

Kazada  ölen  herkese  Allah'tan  rahmet,  yakınlarına  ve  milletimize  baş  sağlığı  diliyorum.

Rabbim  kaza  ya  da  sabotaj,  her  ne  ise  bu  tür  olayları  bir  daha  yaşatmasın  bu  millete...

[İnşallah  bu  yazıya ''Ölen  diğer  beş  kişiyi  insandan  saymadın  mı  ki  onlar  hakkında  hiç  bir  şey  yazmamışsın ''  Diye yorum  yazan  olmaz. Onları  yazamadım  zira -  üçünün  makinist  olması  dışında -  haklarında  bir  bilgiye ulaşamadım. ]

( Susurluk Olayı Gibi Tren Kazası başlıklı yazı Sami Biber tarafından 15.12.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu