Yazma be şairim öylesine dertli
dertli
Zaten gözlerde aka aka yaş kalmadı
Neşeli bir şeyler yaz az
gülümseyelim
Kandırdılar beyaz atlı prenslerle
Prensesleri üzenler geldi
Ne beyaz atlı prens geldi
Ne prenses gibi yumuşak gönlü
anlayışlı
Prenses gibi kadınları mutlu eden
geldi
Kapılar açıldı mutluluğa ayrılık rüzgârları
esti
Umutla beklenildi kara atlı prens
olmayan öcüler geldi
Elinde sopa zincirle zincirlediler
prenseslerimizi
Gönlümüzde dertlerle doldu boş yer
kalmadı
Mutlulukla doldur silsin pasını
Sende şairim sil gözyaşlarını
Ağlama artık güzel mutlulukları yaz
Tükendik zaten tükendiğimizi yazma
Derin derin hüzünleri yaşadık yazma
Uzak kaldık birbirimizden kavuşmayı
yaz artık
Sarılamadık birbirimize onu yaz
artık
Yazacaksan bunları yaz ve bırak kalemi
Geç bir köşede sende mutluluğun
içine katıl
Satır satır tükendiğimizi yazma
artık
Satır satır mutluluğumuzu yaz artık
ne olursun
Karanlık sokaklarda çok gezdik
aydınlık olsun gülüşmelerimizle
Yenik düştük yıllara yenik
düşürdüler yollarda artık kalkalım
Kalkışımızı yol alışımızı yaz artık
Sende bırak bir ara kalemi
Kalkışımıza yol alışımıza katıl
Haydi, şairim yazacaksan bunlar yaz
Mehmet Aluç – Âşık Gülveren