ADI: MUSTAFA---GÖREVİ: MUSTAFA KEMAL'İ ÖLDÜRMEK -----1. BÖLÜM -----
Orta okul ve Lise yıllarında Tarih- T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük Derslerinde minicik bir iki paragrafta Mustafa Kemal'e yapılması düşünülen ancak başarılı olmayan 1926 daki İzmir suikastı girişiminden bahsedilir. Bunun dışında herhangi bir suikast girişiminden bahsedilmediği için bizler de Mustafa Kemal Atatürk'e karşı başka bir suikast girişimi olduğunu düşünmeyiz. Peki gerçekten de 1926 daki bu girişim dışında doğrudan doğruya Mustafa Kemal'i öldürmeye yönelik başka bir girişim olmamış mıdır?
Maalesef bazen tarih ile hikayeler, efsaneler, masallar birbirine çok karıştığı için, bir yerde anlatılan bir olayı başka hiç bir kaynakta göremediğimiz için bazı suikast girişimleri bizlere masal gibi gelse de bir tanesi vardır ki onunla ilgili elimizde çok çok fazla belge olmasına rağmen bir Tarih Öğretmeni olduğum halde ben bile hakkında daha yeni bilgi sahibi oluyorum.
İşte bugün o suikast girişiminden bahsedeceğim ama önce diğerleri hangilerdi kısaca bir göz atalım. Hani benim '' Masal gibi '' dediğim suikast girişimleri...
1919-1925 yılları arasında Atatürk'ün yanında ve onun emir eri olarak görev yaptığını söyleyen Ali Çavuş, hatıralarını torunu Zeynel Lüle'ye anlatmış, Zeynel Lüle de bu anıları kitaplaştırmış. ( Mustafa Kemal'in Can Yoldaşı Ali Çavuş )
Bu kitapta anlatılanlara göre Mustafa Kemal'e mesela Sivas'ta bir suikast girişiminde bulunulmuş. Mustafa Kemal, kongre için Sivas'a geldiğinde üç de yabancının Sıvas'a geldiği, bir otele yerleştiği haberi alınıyor. Ali Çavuş bizzat otele gidip bu adamların çantalarını açtırınca on sekiz bomba ele geçiriyor.
Kitaba göre Ankara'ya ilk gelişinden bir kaç gün sonra Ankara Ziraat Mektebinde çeteciler saldırmış Mustafa Kemal'e ama Ali Çavuş ve Mustafa Kemal sırt sırta vererek bu saldırıyı bertaraf etmişler.
Çerkes Ethem'in adamlarının da Atatürk'e suikast girişimleri oluyor ama Ali Çavuş bu girişimleri önlüyor.
Prof Metin Hülagü'nin yazdığı '' Yurtsuz İmparator Vahdettin & İngiliz Gizli Belgelerinde Vahdettin ve Osmanlı Hanedanı '' esere göre de daha kontrol edilebilir bir Türk devleti oluşturabilmek için önce eski padişah Vahdettin'i tekrar başa geçirmek, o olmazsa kolaylıkla avuçlarının içine alabileceklerine inandıkları İsmet İnönü'yü Türkiye Cumhuriyetinin başına getirmek için Almanlar Mustafa Kemal'e karşı on dokuz suikast girişiminde bulunurlar.
Buraya kadar yazdıklarım neredeyse hiç bilmediğimiz Atatürk'e suikast girişimleridir. Ancak bundan sonra anlatacaklarım yukarıda da belirttiğim gibi aslında elimizde bir hayli belgesi olmasına rağmen hatta hakkında kitaplar dahi yazılmış olmasına rağmen maalesef yine pek bilmediğimiz bir suikast girişimidir.
Mustafa Kemal, 30 Ekim 1918 de Mondros Ateşkes Antlaşmasının imzalanmasından kısa süre sonra İstanbul'a gelir. Onun İstanbul'a gelmesi, Şişli'deki evinde pek çok paşalarla toplantılar yapması İngilizlerin dikkatini çeker. Bu adamın amacı nedir acaba? Çanakkale'de kendilerine kök söktürmüş olan bu kumandan bazı paşalarla ne konuşmaktadır? İşte tüm bu tereddütlerini gidermek için Mustafa Kemal'e çok usta bir İngiliz Casusu olan Fru' yu gönderirler.
Casusluğunu rahiplik cübbesi içinde gizlemeye çalışan Rahip Fru ( Veya Frew ) T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük derslerinde hep anlattığımız '' Milli Mücadele Yıllarında Kurulmuş olan Zararlı Cemiyetler''den '' İngiliz Muhipleri '' cemiyetinin kurucusu olduğu gibi aynı zamanda '' Kürt Teali ve Tevün Cemiyeti'' nin de baş destekçisidir. İngiliz Muhipleri, yani İngilizleri Sevenler Cemiyetinin amacı İngiliz mandası( Himayesi, kontrolü ) altında bir Osmanlı Devleti meydana getirmektir. Kürt Teali Cemiyetinin amacını yazmaya gerek yok sanırım.
İstanbul Hükumeti'nin Karadeniz Bölgesinde Rum çeteciler ile Türk milli kuvvetlerinin çatışmasını, bu suretle Mondros Ateşkes Antlaşmasının 7. Maddesi uyarınca bu toprakların da işgal edilmesini önlemek amacıyla bölgeye - oldukça geniş yetkilerle donatılmış- bir kumandan göndermek için arayışta olduğu, bu arayış esnasında da Mustafa Kemal'in adının sık sık gündeme geldiği günlerde İngilizler Rahip Frew'e '' Şunun bir ağzını ara bakalım '' Görevi vermişlerdir.
Rahip Fru, Mustafa Kemal ile Mustafa Kemal'in tanıdığı madam M.... nin evinde bir araya gelirler.
Aralarında şöyle bir konuşma geçer:
RAHİP FRU -Ben çoktan beri Türkiye’de yaşayan bir yabancıyım. Türkleri, daha doğrusu İttihat ve Terakki idaresini bizzat gördüm. Ne fecidir efendim, bilirsiniz. Umumi Harp’te şahit olduklarımı tekrar etmekten utanırım. Belki de hepsini anlatsam, medeniyet alemi Türkiye’yi mahveder!..
MUSTAFA KEMAL- Fakat siz benimle görüşmek istemişsiniz. Bu hanım ve kocası aracılık ettiler. Sizinle konuşmamın faydalı olacağını söylediler. Bana bunları söylemek için mi bu görüşmeyi ayarladınız?
RAHİP FRU - İttihat ve Terakki’nin cinayetlerini evvela tasdik etmelisiniz.
MUSTAFA KEMAL - Ben İttihat ve Terakki’nin temsilcisi değilim!
Bundan sonrasında Rahip Fru yine İttihat ve Terakki aleyhinde konuşmasına devam eder. Ona göre Mustafa Kemal eğer İttihat ve Terakkici ise, hâla o ruhu içinde taşıyorsa tehlikeli adamdır. Öğrenmeye çalıştığı da budur.
Mustafa Kemal'in canı sıkılır ve konuşmayı şu sözlerle noktalar:
- Evet, İttihat ve Terakki’nin temsilcisi değilim. Fakat müsaadenizle söyleyeyim ki, İttihat ve Terakki vatanperver bir cemiyet idi. Başlangıcından çok zaman sonrasına kadar ben de bu cemiyet içinde bulundum. Cemiyet hiçbir vakit sizin bu aşağılamalarınıza hak verdirecek bir mahiyet almamıştır. Çok kusurları ve yanlışları olabilir. Ama vatanperverliği münakaşaların üstündedir.
( Bu sözler hep günah keçisi yapılan İttihat ve Terakki hakkında Mustafa Kemal'in düşüncelerinin ne olduğunu açıklaması bakımından çok çok önemlidir. )
Velhasılıkelam Rahip Fru, Mustafa Kemal'in ağzından Anadolu'ya gitmekteki amacının ne olduğunu kapamaz ama Mustafa Kemal de bu adamın niçin kendisiyle görüşmek istediğini anlayamamıştır. Nitekim bunu ''Bu zatın bu görüşmeyi niçin istediğini hâlâ anlamadım. '' diye ifade etmiştir.
Şimdi bu Rahip Fru olayı ile Mustafa Kemal'e suikast girişiminin ne alakası var?
Alakası şu: İngilizler Mustafa Kemal- Rahip Fru görüşmesinden kendilerini tatmin edecek bir cevap alamazlar. Ancak Mustafa Kemal, önce Samsun, ardından Havza ve nihayet Amasya'da yayınladığı genelge ile '' Milletin İstiklalini yine Milletin azim ve kararı kurtaracaktır.'' Deyince anlarlar onun amacının kendi amaçlarıyla asla örtüşmediğini. O halde yapılacak şey Mustafa Kemal'i ortadan kaldırmaktır. Bu işi de yine bir İngiliz Casusu yapacaktır. Hem de Müslüman ve Mustafa Kemal ile adaş olan biri...Hint asıllı İngiliz casusu Mustafa bin Zekeriya...Daha çok bilinen adıyla MUSTAFA SAGİR
Mustafa Sagir, nasıl ki 20 Şubat 1919 de Afgan Emiri Habibullah Han'ı öldürtmüş ise aynı şekilde Mustafa Kemal'i de ortadan kaldıracaktı.
''Hint asıllı İngiliz Casusu Mustafa Sagir, Habibullah Han'ı niçin öldürttü?'' Sorusunun cevabı ile bu bölümü noktalayalım.
1872 Doğumlu Habibullah Han 1901 de Afgan Emiri olarak babasından boşalan tahta oturdu. Tahta oturduğu tarihten itibaren de genelde İngiltere'nin sadık bir bendesi ( köle ) olarak hizmetlerde bulundu. Öyle ki Osmanlı Padişahı V. Mehmet Reşat, İtilaf Devletlerine karşı kutsal cihad ilan ettiğinde Kazım Orbay Paşa ayağına kadar gidip kendisine Osmanlı Devleti yanında savaşa girme teklifinde bulunduğunda '' Hayır '' demişti. Öte yandan İngiltere'ye de '' Bakın ben ve ülkem Müslüman olduğumuz halde Halifenin cihad çağrısına uymadım. Tarafsız kalıyorum. Eh artık bu savaş bittikten sonra şu bizim ülkenin tam bağımsızlığını masaya yatıralım'' mealinde laflar eyleyince İngiltere '' En iyisi biz seni yatıralım '' Diye düşündü ve Afganistan'da oldukça önemli hayır işleriyle meşgul olan (!) Mustafa Sagir'e '' Habibullah'ı ortadan kaldır.'' Emrini verdi.
Mustafa Sagir de bu işi Afganlı, Haydar adında bir kişiye havale etti.
Habibullah Han öldürüldü, Haydar ve Mustafa Sagir yakalandı ama Haydar idam edilirken Mustafa Sagir, İngilizlerin baskısıyla hapisten çıkartıldı. Çünkü onun başka işleri de olacaktı: Mustafa Kemal'i öldürmek gibi.
---------------------------------------------------------------------------------
Aslında bölmeyi hiç istemezdim ama uzun yazılar okunmuyor maalesef. Devamı gelecek bölümde inşallah.