Kâh
Okurum Kâh Yazarım
Bu
yazıyı yazan kişi, kendinden söz etmeyi sevmez. Aşağıda yazacaklarından dolayı
azıcık da olsa kendinden söz etmesi gerekiyor. Allah’a, Hazreti Muhammet’in peygamberliğine ve
Kuran’a inancını kimseye sorgulatmaz. Dinsel, hukuksal ve yapısal değerler
konusunda bazı anlamları kendince aşmıştır. Örneğin, laikliği, daha çok dinin
özgürlüğü olarak tanımlar. Tarikatçılığı, cemaatçiliği, şeyhliği, cinciliği,
muskacılığı v.s. dine musallat olmuş birer parazit kabul eder. Dinin özgürlüğünü,
özden inancın temeli sayar. Allah, bir
ayetinde, (mealen) “Ben size şah damarınızdan daha yakınım,” der. Din adamları
da dahil, pek çok kişi Allah’ı, haşa! alamet gözleri hatta binlerce,
milyonlarca gözü, kolu ve kulağı olan bir varlık olarak tanımlar. Bu ayeti de buna
göre yorumlarlar. Bu kişi böyle düşünmez. Şah damarı, boynun dış kısmındaki
deri altındadır. Oysa Allah, ruhundan üfürerek verdiği can yürektedir. Yani, Allah’ın
ruhundan bir parça yüreğimizdedir. Böyle düşünceleri olan bu kişi, canı
istediğinde namaz kılar. Yine canı
istediğinde yaz-kış ayrımı yapmaksızın oruç tutar. İyilik yapmayı sever. Kul
hakkına özen gösterir. Meslek hayatında, beş milyondan fazla ağaç
kestirmesinden rahatsızlık duymaz da…Keyfe keder kestirdiği bir ardıç ağacı
için vicdan azabı çeker. Kimi zaman haftadan haftaya ya da aydan aya veya denk
gelen eş dost toplantılarında bir iki kadeh rakı içer. Ara sıra loto oynar.
Yılbaşlarında bilet alır. Eğlenmeyi sever. Kâh okur, kâh yazar. Ha, bir de şu konuyu asla ihmal etmez. Yatağa
girdiğinde mutlaka “Fatiha Suresi'ni” okur. Ardından da, “Allah’ım, sen her şeye
kâdirsin,” der. O kadar.
Kendini biraz tanıtan bu kişiden sazı-sözü aldım elinden.
Yılbaşı yaklaşıyor ya,
fetvacılar, kendilerini tebliğci sananlar başlarlar ahkam kesmeye. Her tarafta
var böyleleri. Neymiş efendim, içki içmek, milli piyango bileti almak, loto, toto oynamak harammış. Yılbaşı
kutlaması Müslüman’a uygun değilmiş. Harammış.
Gavurlara mahsusmuş. Onlara göre
Müslümanlık, tek kimlikmiş. Tamam, böyle
diyenlerin görüşlerine saygı duymak gerekir amma… o fetvacılarla sözde
tebliğciler bize, daha doğrusu benim gibilerine öyle yaklaşımda bulunmazlar ki…
Kafirlikle suçlarlar. Ben ne miyim? İlk önce insanım insan…Bunu kimse
değiştirmez. İkinci kimliğim ise Türk olmam. Ata soyumu da, hiçbir Allah’ın
kulu bana inkar ettiremez. Müslümanlığım ise üçüncü kimliğim. Bu kimlik,
bir inançtır. Değişmez değildir.
İçkiyi, içki içmeyi
savunmak elbette doğru değil. Ancak, bir şeyleri sorgulamayı da, “bu doğru
değil” anlayışı engellememeli. Kuran-ı Kerim’in her tarafında, “akletmez
misiniz? Düşünmez misiniz? Bunda bir hikmet vardır,” gibi sorgulayıcı ayetler
vardır. Allah, sorgulamayı emrettiği halde, bundan kaçınılıyor. Sorulama
yapanlar da değişik şekillerde suçlanıyorlar. Geriye, yani tarihe bakarsak,
aklediciler, hep zulme uğramışlar. Hatta, Hallac-ı Mansur gibi idam edilenler
olmuştur.
İçki
haram öyle mi? Ben, haram değil diyorum. Şu anda, kimilerince kesin kafirlikle
suçlanırım. Evet, Kuran’a göre içki
haram değil. Kuran-ı Kerim’de, sanırım on dört eylem haram edilmiş. Domuz eti,
faiz, bazı evlilikler gibi. İçkiye haram dememiş. İnanmayanlar, Kuran
meallerine bakabilirler. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Kuran mealine
bakılsın. Onda bile “içki haramdır” ifadesi geçmez. Ne geçer peki? Bir ayet: Sana
içki ve kumarı sorarlar. De ki: İkisinde de büyük günah ve insanlara faydalar vardır.Fakat günahları,
faydalarından daha büyüktür. Peş peşe iki ayet ise şu ifadeler geçer: Ey inananlar! İçki, kumar, tapınmak için
dili taşlar, fal için kullanılan oklar, şüphe yok ki, şeytanın işi olan
pisliklerdir. Bunlardan kaçının ki saadete erişesiniz. Şeytan, içki ve kumarla
aranıza düşmanlık ve kin sokmak, sizi Allah’ı anmaktan, namaz kılmaktan
alıkoymak ister. Artık bunlardan vazgeçersiniz değil mi? Evimde Kuran ve iki meal var. Ayet alıntıları
mealden. Bu konuda epey meale baktım. Yorum dışında haram göremedim. Neymiş efendim, din ulemalarınca büyük
günah, haram demekmiş. Yüce Allah, faizi, domuz etini gibi on dört eylemi haram
edecek, bunları açık seçik belirtecek, içkide, haşa unutmuş olacak. Üstelik,
iyi taraflarının da olduğunu bildirecek…Allah’ın, benim haram kıldıklarım
haricinde siz nasıl haram hükmü verirsiniz diye uyarıda bulunacak, (Merak eden
ayetleri bulsun. Kolaylık yok.) Ondan
sonra da fetvacı kesilenler, önüne
gelen, her bir şeye haram yakıştırması yapacak. Kimse, kendini Allah yerine
koyamaz ama, dinleyen kim?..
Peki şu ayete ne
demeli?
Ey
inanalar! Sarhoşken, ne dediğinizi
bilene kadar namaza durmayın. İçki haram edilmişse,
Medine’de inen bu ayet nedir peki? Derler ki, bu ayet, haramdan önceydi. Ayetin
geçersiz olduğunu ima ederler. O zaman şu soru sorulur. Hükmünü yitiren ayet
Kuran’da ne arıyor? Hiçbir ayet, hükmünü yitirmiyor. İnsanlar, işlerine geldiği
gibi yorumluyorlar. Bana da böyle diyenler olacak. İçkinin haram olmadığı kanıtlamaya
çalışmıyorum. Kulaktan duymalarla haram ve günah sallamalarının doğru
olmadığını belirmek istiyorum.
Kuran’da, içkinin haram
olduğu karşılığını bulamayanlar hemen peygamberimizi o meşhur olayına
sarılırlar. Hani şu şarap içenlerle ilgili olay. Peygamberimiz haram etti
derler. Her bir şeye günah ve haram diyen şu insanlara şaşmamak elde değil.
Peygamberimiz adına hadis söyleme yarışına girerler adeta. Hazreti Muhammet, Kuran
ayetlerine karıştırılacağını bildiği için söz ve eylemlerinin yazılmasını
yasaklamıştır. Hal böyle iken, Kuran’da, benim haram kılmadıklarıma siz haram
kılamazsınız mealinde ayet varken, peygamberimiz asla Kuran harici bir haram ihdas
etmemiştir. Peygamberimiz Hazreti Muhammet, aynı zamanda devlet başkanıydı.
Devlet başkanı olarak kendi tebaasına içkiyi haram etmiş olabilir. Bunu, dinin
bir yasağı olarak ele alınması, Kuran’ın “Haram kılamazsınız” mealindeki
ayetine ters düşer. Bunları dile getirdiğinde hemen Kuran’ın şu mealdeki
ayetine sığınır o çok bilmişler. “Allah ve Resulünün haram kıldıklarına ya da,
Allah’a ve resulüne itaat edin” ayetlerini öne sürerler. Allah’ın ayetlerini
kim tebliği ediyor? Hazreti Muhammet. Kuran’daki haram ifadesi O’nun da
beyanıdır. Bu ayetleri bu şekilde
anlayanlar da var. Peygamberimizin İslam diniyle ilgili uygulamalarına elbette
uyacağız. Arapların devlet başkanı olarak verdiği emirlere uymak zorunda
değilim.
Sonuç olarak, içkinin
haram konusu tam olarak çözüme kavuşmuş değil. “Kesin haramdır” diyenler olduğu
gibi benim gibi sorgulayanlar da var. “Madem haram, cennette niye var. Hatta
ırmaklar halinde” diyenler yığınla. Cennete gidip gören yok. Kuran’dan edinilen
bilgiler.
Herkes yaptığından
sorumlu tutulacağına, kimse kimsenin günahından dolayı azap çekmeyeceğine göre,
bu yazdıklarımdan dolayı, “haram değilmiş, içeyim bari” diyenler olacağını sanmıyorum. Kim kimi dinliyor ki, beni dinleyen olsun. Öğüde, kulak asmam. Başkasına
niye dikte edeyim ki?.. Ama, dilek sunabilirim.
“2019 yılı, milletimize ve tüm insanlara hayırlı, huzurlu ve uğurlu olsun. Edebiyat Evi’ne, her yönden bereket yağsın.”
Veysel Başer