BALIKÇI BARINAĞINDA


Bu akşam ne sen varsın masamda,

Ne de hayalin duruyor karşımda.

Yüreğimde, küllenmeyen  mazi defterimden

birkaç yaprak,

Eski bir balıkçı barınağında.

 

Nedense hep, veda ettiğin sayfayı açıyorum,

Kaskatı, ruhsuzca,buz gibi ellerinle

dokunuyorsun ellerime,

Ve bir kez olsun bakmadan gözlerime,

Yanmış, yıkılmış bir halde

bırakıyorsun beni, balıkçı barınağında.

 

“Erkekler ağlamaz” derler, ben ağlıyorum,

Senin gidişine değil ha,

yanılmışlığıma gözyaşlarım,

Hıçkırıklar düğümlenirken boğazımda,

Martıların çığlıkları bastırıyor sesimi

balıkçı barınağında.

 

Akşamın kızıl karanlığı örterken kumsalı,

Yorgun balıkçıların,

elleri boş dönüşünü seyrediyorum.

Umutsuzca,

sensiz karanlığa açarken yelkenlerimi,

Umuda gülümsediklerini görüyorum

balıkçı barınağında.

 

Dalgalar hoyratça döverken sahili,

Benim gibi, terkedilmiş eski bir tekneye uzanıyorum.

Mehtabın hüzünlü yakamozlarıyla

fısıldaşıyorum derdimi,

Aşkı da, sevdayı da, bırakıp gidiyorum

balıkçı barınağında.

 

Pişman olur da birgün

dönersen geri,

Sakın gelme, beklemeyeceğim seni.

Yansa da İstanbul, yıkılsa da âlem,

Bulamayacaksın beni

O eski balıkçı barınağında.                

2 Mart 2019 DÜZC
( Balıkçı Barınağında başlıklı yazı sürgünadam tarafından 29.03.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.