Maviyi giyindim bu
gece…
Kutsalım ve
dokunulmazlığım…
Aşka biat bir veryansın
Göğün muhabbet kuşları
Oysaki öleli çok zaman
oldu
Bir de yok mu şu
içimdeki ırgat düşler…
Ah, gece…
Ah, yar bildiğim…
Ah, giyindiğim kutsal
endişe…
Hangi sebeple
vuruldumsa gözlerine şiirin
Belki de ettiğim son
yemin:
Elbette batılı düşlerin
hem de her mevsim.
İçimde hicran;
Tutuklu düşlerim
Peyderpey savrulduğum
Aşk, diye diye
avunduğum:
Gözlerime dokunan şehla
gölgeler
Oysaki nasıl da
uzağındayım bilinmezin
Gerçi ben de şaibeli
bir nükteyim
Lakin devindim de
durdum mabedimde
Azığımla yetindim
üstelik
Azımsanan benliğim
Kör kütük hislerim
Lalelerin nazarında
solgun bir gül’üm oysa.
Bendimde mısralar saklı
İçimde çok derinde
tebaası aşk olan bir sitem:
En çok da kendime yüklendiğim
Ve illa ki maviyi
d/okudum ben hece hece.
Göğün katlarında
nüktedan bir nota
Aşkın da hafızı yazmaya
dair günden geceye uzanan
Bir veryansın
Notaları diktim hüznüme
İlla ki içli benim
şarkılarım ve sadece kulaklarımda
Benlik bir mizaçla göğü
tırmalayan ebabil kuşları
Sormadan sevdim üstelik
sizi
Ya, sorsaydım?
Sorsaydım da kös kös
dönse miydim mabedime?
Belki de hiç doğmadığım
o güne ettiğim lanetim
Beni dünyadan dışlayan
bin bir nakkaş
Söz birliği eden her
hece
Lakin ben aşk’tan
ibaretim, azizim:
Görmeyen gözlerin lades
dediği sefil bir mevsim kadar
Sıra dışı hüznümle
İlla ki aşka ve ölüme
talibim.