Aşkın aksıran teninde:
Çok yaşa aşk ki ölüm görsün güncesini
Şiirin bir de mavi yangınını
söndürsün
Ölü dünün beyitlerinde bir kor hece
iken
Aşkın miadı asla dolmadan
Güneş göstersin yüzünü geceye ihanet
eden aydınlığa
Şerh düşsün ve çok yaşasın âşık.
Kekremsi bir t/adı var madem umudun
Aşkla yıkanan yollarda
Huzura dönük yüzü sevdanın başkahramanı
elbette
Şiir ve aşkı kanıksayan her tümce.
Şehir ışısın aşkın kollarında:
Kolları yana düşsün sonra bulutların
Hizaya gelsin gerçekler bir de düşler;
Utkunu yıkayan
Ufkunu da aydınlık kılan…
Mademki mevsimden nem kaptı aşk
Her aksırdığında yaşasın ve daha çok
aksırsın ki
Çok yaşasın aşk meşk ettiği her çiy
damlasını
Ruhuna boca etsin bitimsiz sevdasını
Ve mazereti sadece kavuşamamak olsun
ki
Aşka da en çok yakışan iken imkânsız
seyri
Hüzün bulutlarının ç/ağladığı her
öğün
Renklerden çaldığı umudu
Ve sırtını sıvazlasın dağların ve
bulutların.
Bir manivela belki de bir soy kırım
Arpacık kumrusu gibi düşünen soyut
imgeler
Yeter ki çekilsin geriye
Sevmesine de izin çıksın evrenin ve
her canlının
Kardığı hüzne bile umut bağlasın
Sözcükler çiftetelli oynasın.
Yaşasın aşk çok yaşasın:
Hüzün balyalarında tek tabanca
Sefasını sürsün dolunayın yıldızlar
Bir de kavuşulmazlığın gölgesinde
Şerrine lanet okusun iblisin
Melek kanatlarında ekilen tohumların
da
Yarına dönük yüzüyle
Yansın kavrulsun teni şiirlerin
Titrinde ön yargıların dağlar
çekilsin aradan.
Yaradan müjdelerken yarını
Kayda geçsin şiirler
Ve yaşasın çok yaşasın aşk ki
Asılı kalalım ucuna o kancanın
Bir de beşik gibi sallanalım
Sarmalında duyguların
Beynamaz gölgeleri de dışlasın
inancımız
Ve muradımızın da yankısı iken
Bitimsiz niyazımız:
Çok yaşa aşk sen çok yaşa
Ki evren de yaşasın ve sahip çıksın
tüm canlılara:
En çok umuda…
Seyyah yüreğin kamçıladığı her zerre
Aşka biat olası bir hüzünle bile
Şerh düşülsün yarına ve özleme
Bizzat ölmek neymiş görsün cihan
Aşkı inadına yaşayan ve yaşatan çok
yaşasın.