Kurşun deler sükutunu huzurun,
Şafağındayken hayasız taarruzun.
Tenimi yalayıp geçen ıslık sesleri,
Çağlıyor bedenimde kan şelalesi.
Toza bulanmış yüzler ve tenler,
Sağ mıdır geceye tebessüm edenler?
Tonlarca alev akıyor gökten, sıcak,
Sanki etimi değil, ruhumu yakacak.
Molozlar kayılı işte umutların üstüne,
Cehalet selam duruyor zalimin büstüne!
Baskın geliyor bombalara çığlığı ölümün,
Hesabı tutulmuyor mezarlarca dönümün.
Uçaklar top oynuyor hep tepemizde,
Kuşatıldık bin senelik zirvemizde.
Ne de ahenkli tınısı şehadetin, tım tım,
Paletlerin arasında geliyor adım adım.
Hüda'ya münacaat eden sessiz çığlığım,
Galebe çalar mı zulmün karanlığına?
Bahar yine gelir mi kan rengi toprağıma?
Uyandırın beni bu bunaltıcı kabustan!
Her yanım cesed, kabristan!
Şarapnelli, acıyla süslü bu fistan.
Çıkarın, sıyırın, kan koktu etim,
Yıkayın beni Şehadetle kefenleyin...
İşte marangozun resmettiği tablo,
Ölümün zulümle raks ettiği kızıl balo.
Füzeleri seslendiren kravatlı koro.
Birikmiş kıyısında uzuvlar can nehrinin,
Bilmem kaç kol, yüz bin bacak,
Sayısız göz, boşluğa bakacak!
Yeter!
Yetişir gayrı kahrı bunca mezalimin,
Neredesin?
Niye yoksun ey kayıp adaletim?
Mahmut UZUN
(
Münacaat başlıklı yazı
Mahmut Uzun tarafından
11.09.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.