kaç bahar… 
kaç gönül bekliyorsun 
leyla mı 
mecnun mu
o... beklediğin

unutulmaz isimlerden kim kaldı ki
tarihte bir çok denklem çözülmeden bitti...
sor bakalım 
sen kimsin 
leyla mı 
mecnun mu...

*

bir parıltı düşüverdi güneşten
yurdu sardı ses ses
bir kasırga tufanı içinde herkes
şark cephesinde bir bölük asker
içinde duygular 
uyanan hisler …

bakışlarında eriyip giden uzun ovalar
zihinlerde geçilmez denilen dağlar boy boy 
hücre hücre bulutların ucunda ışık
bir anıt gibi yükselmiş
anaların şafaksız yüreğinde
vuran nabız 
gökleri titreten sancı

*

puslu hava
sis çökmüş dört bir yana
haber kötü
göğüsler karartmakta
nefesler daralmakta
boğuluyor memleket

bulutlar zeytin karası
arşın gövdesinde depremler
her gün 
kan, barut ,ölüm
gönüllere sığmayan 

tipi, fırtına, yağmur
dağlarda askerler
harp ederken ifrit sürüsüyle 
kurşunlanırken bağrın en acı yerinden
amansız düşmanlarla boğuşurken 
yıldızlar kararırken ,
hilaller sönerken
gelinciklerin rengi
mor menekşelerin kokusu vurulurken
havada kan kokusu 

dalga dalga sessizliği yırtan
yeri göğü yerinden titreten ses
diller lal olmuş
bütün sözler sağır kesilmiş.

sönen şafağın son görüntüsü 
altın yeleli küheylanın büyüsü
eğilip gökleri alnından öperken
yıldırımlar çakarken
kehkeşanlar ışıklar düşürürken

*

koyu kızıl bir ateş yandı sahralarda
toprakta havada suda lav lav 
ne sustu ne de söndü 
vatan uğruna çılgınlara döndü 
ruhlar tutuştu

karlar gibi eriyip yiten baharlar nerede
zulmetin ucundan tecelli eden tanlar nerede
nerede zuhur eden özlemler
aynı gök kubbenin altında 
kaç yıldız , kaç hilal 
kaç destanın öznesi asker 

sisler içinden 
damla damla ,kan kan ,al al 
kaç ananın kaç yiğidi düşüyorken kara toprağa

*

ant içtim seni unutmayacağım 
destanlarla yazıldı o şerefli adın
yurt yurt ,memleket memleket
anılacak vatanın her yerinde
türkün yurdunda ezan sesiyle beraber
Allahü ekber nidaları
bin yıllarca 

birisi yeşil öteki al
sancak tevhit 
bayrak hilal

*

yurdun ocağı tütsün diye
çavuş, onbaşı.subay 
cenk meydanında 
yahya Çavuş 
seyit onbaşı
onbeşliler 
ruhlar mahzun olmasın 
soylar zebun olmasın 
sönmesin şafak diye

bıyığı dün terlemiş
gül bahçesinde goncalar 
açan yeni tomurcuklar 
basılan her yer 
yer gök 
pırıl pırıl yıldızlarla mücehhez

silah ,bomba ,fişek
bedenlerde adeta bir cephane
sızar azar azar barut kokusu,
kan kokusu
vatan kokusu

yağan mermi selinde vurulmuş
kanından renk vermiş
al bayrağa 
kınalı kuzular her karış toprağa…
minarelerden ezanlar ebedi okunsun diye 

çalsın nağmeler 
kükresin göğüsler 
dolunay fener olsun
karadeniz dalgalansın
akdeniz çalkalansın
dağlar taşlar yankılansın
peygamber adını alsın asker 

vatan uğrunda şehit olmayı kim istemez
vatan sevdasıyla yanmayı
Resul-ü Kibriya’ya komşu olmayı kim istemez…

*

kolay mı büyür bir kahraman 
analar… giymemiş giydirmiş 
yememiş yedirmiş
adı ayşe 
adı hatice 
gözyaşı ile yıkamış üzerindeki bayrağı
hele …vatan sağ olsun 

hangi düşman öldürür şehidi 
fırat Dicle 
menderes, kızılırmak, aktıkça 
akmaya devam edecek gönül ırmakları
köpüklü firdevsler gibi 

ya Rab bu yurdu abad eyle
düşmanı berbat eyle ya Rab

*

on sekizinde delikanlı oldu
yirmiyi geçince davulla uğurlandı
aslan gibi asker oldu aziz vatana

gencecik fidandı ateş hattında yirmi birinde
koca çınar gibi devrildi kara toprağa
önce bedeni sarsılıp düştü 
baba ocağına acılar düştü

ağıtlar yükseldi
dualar avuç avuç…
alında pıhtılaşmış bir damla kan
bir yanık türkü söylendi etrafta
yankılandı ezginin boşlukta sürüklenen tınısı
adı asker künyesi mehmet 
çok kahramanlar gördü bu mukaddes memleket

*
yok olmak güzel
varlığın boşluğunda 
dünya güzel 
hayat güzel 
yok olunan zamanlarda 
gözleri sımsıkı yumup düşüncelere dalmak
ruhu başka yerlere ışınlamak…

gözler yumuldu mu
alpaslanın yanına gidilebilirsin 
savaşa bilirsin birlikte koca koca ordularla 

kapattın mı gözlerini sımsıkı
zümrüd-ü ankaya dönüşebilirsin
seni bekler kaf dağında yep yen maceralar 

veyağut mohaç meydanında ,
tuna boyunda
surların en ucunda 
bayrak olup
sancak olup dalgalınırsın
gözlerini sım sıkı kapattığın zamanlarda


bir asker 
bir kahraman gibi
gabarda, amanosta
silah sesleri 
mermi mermi 
vuruşurken
sonra şarjör bitince
gözlerini sımsıkı kapatıp uyuyabilirsin 
yeni analar 
yeni askerler yollasın diye

*

iflah olmaz bir uyku problemim var
uyuyamıyorum.
gözlerimi sıkı sıkı kapatıp 
ya telafisi olmayan bir nabız yorgunluğu
ya da etrafımda inşa edilmiş
öfke, üzüntüler …

bir kahraman olamama pişmanlığı
hayal kırıklıklarım var… 
oyuncak bir asker gibi parçalanmış
bölük pörçük…

bir ananın göğsünden emzirdiği helal süt kadar
akan kanlı gözyaşı miktarınca
iman dolu göğsünde ki vatan sevgisi kutsalınca

redfer
( Şark Cephesi Oratoryosu başlıklı yazı redfer tarafından 19.10.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu