BİR ILAHIYAT HOCASININ ACI İTIRAFLARI...
90’lı yıllarda Türkiye’de Ankara ilahiyat merkezli bir söylem geliştirilmişti.
Uzun yıllar acizâne benim de sorgusuz
sualsiz desteklediğim bir söylem:
İlmi tabana yaymak!
Özetle;
herkes Kur’ân’ın mealini okuyacak anlamını bilecekti…
Herkes
hadis okuyacak…
Herkes ayetlerin esbâb-ı nüzulunu,
kronolojisini, Mekkîsini Medenisini öğrenecekti…
Herkes
hadislerin sahihini, sakimini, mevzusunu öğrenecekti…
Allah
var öğrendiler…
Hem de ne öğreniş!
Kelli felli
kocaman kocaman âlimlerin ancak “senedinde bir şey var”
diyebildiklerine “uydurma kardeşim” hükmünü vermekte
gözlerini bile kırpmadılar…
Hem de ne öğreniş!
Bir
ahkâm çıkarmak için fukehanın birbirine girdiği bir meselede
google’den ayeti okuyup fetva vermeleri en fazla internet hızları
kadar sürdü…
Hem de ne öğreniş! Buhârî’ye hakaretler,
İmâm-ı Mâlik’e sövgüler…
Hem de ne öğreniş!
Hz.
Peygamber’e “Muhammed” diye hitap edecek, Allah’ın ayetine
“o dönemi bağlar” hükmü verecek kadar!
Hem de ne
öğreniş!
Yanıldık beyler!
Yanıldık
hanımlar!
Yanıldık hocalarım!
Yanıldık
kardeşlerim!
Daha yüzüne Arapçasını okuyamayanların eline
meal tutuşturmakla yanıldık…
Daha senedin ne olduğunu
bilmeyenlere kocaman kocaman doktora tezleri okutmakla
yanıldık…
Usulsüz olmayacağını göremedik,
anlamadık…
Çuvalladık! Tarihine, geçmişine, ulemasına,
klasiğine, geleneğine ve hatta Allah’ına, kitapına,
peygamberine edepsiz, saygısız esasen “zır cahil” güya
“Müslüman entelektüel” yetiştirdik!
Bizim
marifetimiz…
Bizim çuvallamamız…
Çözüm…
Baştan
başlıyoruz…
Elli yılı kaybettik…
Bir elli yıl daha
kaybetmemek için…
Halk…
İlmihal bir de ahlak…
Hedef;
yüzde on… gerçek âlim… gerçek düşünür… gerçek
muhaddis… müfessir… müverrih…
Doç. Dr. Şaban Öz
facebook-Sufi Dergi sayfasından alındıdır.24/09/2018