‘’Yeni bir şiirden çıktım
Yaralıyım.’’ (Alıntı)
Bir ağıt madem dillenen:
Küpe olsun kulağıma şiir
Yanan yüreğe eşlik eden yangın kadar
Cafcaflı ömrün ateşine dokunmak mı?
Şiirin nezdinde büyüyen üşengeç bir
devinim:
Sırların dokusuna değen elem bir de
Soğuk ellerim
Aralıkla sevişen göçmen kuşun
Her tebessümünde saklı benim aczi
yetim.
Kuruyan dudaklarına matemin
Bol imgeli bir rüya armağan ettim
Gecenin tünediğine delalet
Madem sanrılarım
İnce uçlu kalem midir vebali özlemin?
Kâh sırnaşan kâh sırtımı sıvazlayan
Sefil rüzgârda mı saklıdır yoksa
ninnilerim?
İçime kaçan şiir kadar eziyetine tabi
olduğum
Bilumum hücre
Kürediğim kadar dünü
Yatıya kalan her sözcük
Elbette basireti bağlanmış bir kez
kaderin.
Ehli keyif bir şiir olsaydım keşke…
Ah, keşke yalı kavağı hüzün de
Düşse yakamdan
Mahrem rüyalara eşlik eden melun gece
Sevdalısı olsam mevsimin, evrenin
Ne değişti ki bu güne kadar?
Sevdiğime kani bilumum insan
Sevilmeyi filan da şerh düşmedim
hani…
Lafügüzaf altı üstü yanan yürekten
Kalan geride üç beş sefil damla
Mührünü basan aşk meleğinden çektiğim
yok mu hele?
Kendime uzak
Matemimle sırdaş sanrıların uzamında
Bir yetim dolunay
Kıblesinde ömrün
Safi melankoli
Kalıbımı b/astığım her tesellide
Terk edilmişliğime de şahit melekler
Ne zamanki dokunsam kanatlarına
Terk eden omzumdaki nar ağacını.
Dağılan binlerce parça
Zehir zıkkım oldu bir kere
Ağzımdan çıkan her sözcük
Ayrı terane:
Elbette kaçan trende
Kaçak yolculardan ümidi makinistin:
Hani olur de eşlik eden seyyah
yüreğine
Gidip de dönmeyen sevgilinin…
Belki de asla var olmamış bir fasıla
Dinginliğe hasretim hepitopu
Dizginlemekse aşkı
Kefilim ben tüm yarım hikâyelere
Üreyen sessizlikte nice çığlık
Duyulmazlığın indinde oysa şu bakir
saltanatı
Bir de,
Göğün tanıklığında
Çizdiğim o eşkâl
Takılı kaldığım kadar ölümüne
Şu son izlekte.
Menevişlenen gece ve hasret
Yaktığım tütsü kadar
Büyülenen gölgem
Hiçliğime vakıf her eziyet
Göğün dümenini kıran bir renkte
Asılı ve kayıtlı doğam:
Kandığıma delalet şunca şiir
Altı üstü sefil tayfası ömrün
Gidip de dönmemecesine.