Ölüm… bir cinnetin yangına dönüştüğü
bir kaos ve sözcükler sırlı yükümlülüklerine ihanet ediyorlar şairin kayrasında
donuk bakışlı ölü kuşlar ve öyle bir rehavet ki tutuşan hele ki maneviyatın
çıtası yükseldikçe depreşen acılar ayyuka çıkıyor ve işte misafiriyim aşkın tek
kareye serildiğim bir hutbeden yüreğime transfer etmesi umuduyla huzur
dilediğim Yaratandan.
Kuytularda saklı manivela ve ölümün
kök hücresi…
Dirildiğime kani idim oysa bir
zamanlar ve Tanrı şahidim ki bir zamanlar böylesine huzursuz bir teselli değildi
ruhumun konakladığı.
Şekli şemaili yok işte acıların bir
de gidip dönmeyeceklerini bildiklerim kadar gitme ihtimalinin yanan ferinde
özlem saklı dünüme: hani annemin koynunda huzurla uyuduğum ve saçlarımı da
okşarken usul usul.
Yeminler ettim bir kez hatta bin kez.
Döndüm de sözümden.
Rabbim, bağışla beni, demenin
mealidir kimsesizliğim ve kindar insan neslinden nemalanıp yoksunluğumu
perçinleyen gölgeler.
Mutlak bir yenilgi imiş hurafeler ve
ben içi boş bir çuvalmışım.
Nice pirinç tanesi imiş öğretiler…
Hani bilgiyi derleyip belleğime
işlediğim.
Ahlak, namus ve fazilet uğruna
kendimi yiyip bitirdiğim ve kimselere benzeme ihtimali yok iken nihayetinde
kendimi ve aklımı yitirdiğim.
Göreceli imiş vasıflar ve sicilime
işlenen damgalar.
Aklı ehliyetimle olsun diplomalarımla
olsun nihayetinde evet, nihayetinde…
Niye yoksun, diye soranlar.
Kuram cennetinde kurallara tabi
olduğum; ahlak ve şeref denen desturla hâkimiyetine eşlik ettiğim sayısız
dogma.
Kız kısmı arkasına bakmaz.
Kız kısmı yüksek sesle gülmez…
Şimdi alaycı kuşlar çığlık atıyor ve
kimsesizliğin mealini sorguluyorlar oysaki ben, Rabbimle mutluyum, dememe bile
anlam veremeyip ringe çağırıyorlar beni.
Kemale ersem de.
Kazara kendimi bir yerlerde unutup
geçmişe takılı kalsam da elbette Freud’un nezdinde hastalıklı ve evrenin
nezdinde aklı başında ve kendimce kendimi çözümlemenin ilk evresi iken iyi
niyet ve sonsuz sevgim.
Sözcükler bileğimi bükemiyor kimi
zaman ve yüreğimden öpsünler diye kucaklıyorum ne de olsa yüreğime aitim ben bu
dünyaya: hani, o külüstür yüreğimle.
Akla zarar kimliğin sorgulandığı.
Ve yitik belgeler kimi zaman GBT’min
kimi zaman kimlik numaramın eşlik ettiği.
Halis munis bir insan olmanın sonucu
belki de radara yakalan duygularım ve benlikle olmayan sorunuma sorun
varmışçasına yaklaşanlar ve iç dünyalarında sorunlu insanlardan bana yansıyan
belki de onların sevgisizliklerine karşılık verme isteğim: bu da elbette
severek ve empati kurarak beni asla bir yerlere taşımıyor eklediği acılardan
başka da yaptırımı yok hani sevgisizliklerinin.
Bazen bir mikado çöpü olmanın
özlemini duyuyorum hani yıllar evvel benden yaşça büyük o sevecen kadının bana
arkadaşıymış muamelesi yapıp da kendimi kocaman bir kız hissettiğim o hastane
odasında, babaannem ameliyatta çıkmış ve ben safça gülümserken.
Suçlarımın haddi hesabı yok işte hele
ki sevdiklerime armağan ettiğim iç dünyam belki de kendimi bu yüzden sevmeye
sıra gelmedi ne de olsa gizli özne olmakmış doğamda saklı olan ve ben arsız bir
kız çocuğuyum sevgiyi tepesinde taşıyan.
Aşmakla iştigalim dağları.
Sevmekle iştigalim kurumuş tüm
ırmakları.
Aslında sebilde kalan bir su
damlasından bile haberdar değilken kimi insan ben ç/ağladığım kadar şelalemi ve
coşkumu armağan etmek istiyorum kâinata.
Ve biliyorum ki; İlahi Aşkın
doruklarına er geç çıkıp hak ettiğim sevgiyi bulacağım elbette daha çok severek
ve daha çok yakın durarak Rabbime ne de olsa sevgi ve aşk, İlahi bir yolculuk
ve insanların geçiş hakkı tanımadığı şu fani dünyada biz severek büyüyeceğiz ve
gözümüzde büyüttüğümüz her problemi da İnşallah aşacağız.
Sağalttığım kadar acıları elbette
yazmanın verdiği şevk ve huzur ile bir de atıl yüreklerde büyümesini beklediğim
sevgi ağacında bir meyve olmak adına nadiren de olsa mutluluğa doyacağım ender
zamanların hayalini kuruyorum.
Şehrin patikalarında yürüyen inatçı
bir keçi gibiyim bazen.
Bazen savrulduğum kadar yaprak
yaprak.
Ne kinim var beslediğim ne de yüreğim
kirli sanırım budur huzura giden yolda pay ettiğim ve mutluluğu payidar kılmak
adına kendimle uzlaşmanın yollarını aradığım…
Endamlı yürek sesimle varım ben bu
evrende.
Ve kimsesizliğimle ve tüm
yoksulluğumla sadece Rabbimden istiyorum aslında ne istediğimi ben bile
bilemezken şunu biliyorum ki; O, her şeye ve içimizden geçenlere vakıf bu
yüzden uçuşan tebessümlerim var benim ve bitimsiz dualarım elbette sevdiklerim
için en iyiyi dilediğim kendim için neyin iyi olduğunu sadece O’na bırakmışken…