Uğuldayan yasın derdindeyim Rabbim
İlahi Aşka imanla yüklediğim telaşla
Yürüdüğüm kabrime:
Sevdiğim kadar hayatı
Kardığım dünde saklı maziden
Payıma düşen gölgeyi ve güneşi
Edimlerde de bir bir ıskaladığım
Mutluluk dahi evhamlı bir yolculuk
Kâh kaybolduğum
Kâh sevdiklerimin yüreğine
yumulduğum.
Telaşlı bir yıldızım:
Adımın izinde bir revnak gül’üm
Baltaladığım kadar kabrime dönük
yüzüm
Elemle iştigal şu mahzun gönül.
Arım, andım, amacım, şiarım:
Kimi zaman yolda düşüp kala kaldığım:
Bir başıma şevkle her nasılsa
Acılara b/andığım şu rahle elbet güzergâhım:
Yere göğe minnet edip
Çıkmamak adına sözünden Rabbimin
Kurda kuşa yem olan sevgiden nasıl da
alacaklıyım.
Aşkın hilali bayrağımda
Dertop olmuş yüreğin künyesi
dizelerde
Aşkın mağdur rüzgârı elbet saklı
edimlerde ki;
B/ölücü mevsim
Taşkın hüzün bölük pörçük kendini
sevmekle mükellef
Derinden duyduğum iman gücü ve hüzün.
Balyalarca umudu yitirdim dün:
Dingim bir ömrün hayalini kursam da
günbegün
Ölüme serkeş bir itaat;
Sevdaya yanlış tezahürat yükleyen
iblisin de peşinde
Meali yüreğimin kefilim derinlere
Tekabül ettiğim kaç sayfa mevsimsiz
tükeniş ise
Sefasını filan da sürmedim hani
ömrün.
Kanaviçe yüklü sefil benlik:
Ellerimde titrek bir rüzgâr
darmaduman;
Kıyıma
Uğradığım makul bir gölgeden de yok
farkım:
İzahı varsa yoksa aşka muadil;
Kürediğim zeminde yanlışlarıma serzenişim
Kalp gözünde yanan bir çiçek
Sarmalında hidayetin
Meylettiğim her yemin kabrime uzanan
Dokunaklı sevdam
Yalandan uzak fermanım ve kavruk
fıtrat:
Tünediğim her şiir ve her yürek
Eksikliğini de vermesin Rabbim.
Elimden gelen hepi topu bu
Varlığıma töhmet yüklense de
Aşkın cübbesi ve cüssesi neşriyatında
yalnızlığın
Sabra ve şükre dönük yüzünde ömrün.