Müdavimi olmaksa ömrün…
Beyitler işin özü sükûn yüklenip de
Meylettiğimiz sabra delalet
Öykündüğümüz her renkte saklı asalet
Diri yürek dingin hazan
Gönlü hoş tutan
Elbet muhatabı olduğumuz mevsimlerden
hazan.
Kurusıkı kimi zaman söylem
Nifak sokan ömre bayat bir
terennümden
Öte mi sahi?
Yüreğin kırsalı
Aşkın devasa özlemi
Koyu gözlerinde gecenin ve sevgilinin
Bir çehre ki aşka müptela
Bir giz ki
Dizginlediğin sair duygu ve öfke.
Katıksız zemin ki kirden yanan iblis.
Kandığımız her gölge ki
Sahiplendiğimiz iç güzelliği.
Metruk bir düşten de öte
Elbet çaresizlik ve yanan sözcükler
Yüz görümü ki mevsimin
Yüzünü karartan şiirde saklı her
name.
Şimdi dökülebiliriz yaprak yaprak
Kimine göre aşk zalim bir tutsak.
Yanmaya meyyal yürekten sızan coşku
Elbet katlanacaktır bu sevgi.
Bir hecede saklı gizem:
Giz ve aşk ile sözlenen sefil şair.
Mıntıkası kayıp
Sözcükler ne bıçkın ne ayıp.
Şehrin perçemi örten yüzü
Şairin nefesi sonlanmazdan bu gece.
Öyküler, masallar ve şiirler
Yazmaya dair bir özlem ki
Kardığımız imgelerde dolan taşan bir
huzme
Bir esir düştüğümüz
Bir de eseri iken aşkı mütemadiyen
saklı tuttuğumuz
Elbette şairin nazı niyazı
Bir tabur dolusu imge ki
Saklı tutulası nice m/eziyet
Ve sözcük ırkında son teselli.
Kat kat soyduğumuz hasret
Döşünden düşen
Dünden sızan
Yarına yüklenen her ümit
Soytarı poyrazın da sürüklediği bin
bir hece
Ölebiliriz şimdi işte
Üstelik yazmadan en muhteşem şiiri
Şairlikten çok giyindiğimiz o mintan
ki
Sefaletin idamesi bir mevsimde
Boy veren de aşkın ve umudun kölesi.