...
“Canım benim! Aklımı
kaçırdığımı falan düşünme… Düşünüyorum. Belki de bildiklerim beni böyle düşünmeye
sevk ediyor. ‘Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?’”
“Merkel ‘Almanya’da
yaşayanların %70’ine virüs bulaşacak’ dedi ve Alman sağlık bakanı da destek
verdi. İngiltere başbakanı Jonson da ‘Korona virüs çok tehlikeli, daha da
yayılacak, çok daha fazla aile sevdiklerini zamanından önce kaybedecek’
diyorsa, perde gerisini düşünmek gerek.”
“Biliyor musun? Bu dünyayı
ateşe atanlarda dâhil hiç kimse güvende olamayacak… Bir korku filmi gibi görünse
de, ne para, ne gelişmiş silahlar, ne ilaçlar hiçbiri işe yaramayacak.”
“Korku ve paniğin hüküm
sürdüğü şu günlerde Suriye, Libya, Yemen, Irak, Filistin, Pakistan, Hindistan, Doğu
Türkistan, Sudan ve Somali gibi ülkelerde bebekler, çocuklar, kadınlar, acımasızca
katledilirken sessiz kalanlar, şimdi ölüm korkusuyla evlerine kapanıyorlar.”
“Oysa onların
coğrafyalarında savaş yoktu. Ülkeleri de güçlüydü. Paraları da çoktu. Güven
içinde çok rahattılar. Dünyanın bir kısmını yangın yerine çevirip uzaktan
seyredebiliyorlardı. Virüs terörünü piyasaya süren ABD, kendini emin ellerde mi
görüyor? Amerika başkanı çıkmış bir de Amerika terör virüsü, Yahudi terör virüsü
yerine alay edercesine ‘Çin Virüsü’ diyor. Biliyorum. Yine kafayı Amerika’ya taktın
diyeceksin. Hakkını helal et. Ben virüsü küçük olduğu için göremiyorum. Ben virüsü
piyasaya süren parmağı arıyorum.”
“Gecenin bir vaktinde gök gürlese bile, hemen
çocuğunun odasına koşup ona sarılabiliyorlardı. O anne ve babalar; üzerlerine
bomba yağan çocukları, onların anne ve babalarını hiç düşünmediler. Hatta ölümden
kaçanlara kapılarını kapattılar. Bu günlerde dünyayı kasıp kavuran virüs bile
onlardan insaflı çıkıyor, mümkün mertebe çocuklara ilişmiyor.”
“Dünyaya ne oluyor? Yolun
sonu mu göründü? Kıyamet mi yaklaşıyor? Depremler, kuraklık, çekirge istilaları, yarın
ne olacak bilen yok! Görünen o ki virüs dünyada domino etkisi meydana getiriyor,
ekonomi çarkları duruyor. Peşi sıra da iflaslar, intiharlar, kaybedilen varlıklar
ve yitirilen umutlar gelecek gibi görünüyor. Salgınla birlikte üretim canavarı
olarak görülen Çin’e olan güven yerle bir oldu.
Mike Pence, ulusal güvenlik
toplantısında; ‘Dünya modern tarihin en ağır ekonomik ve sosyal krizini test
edecek. Yeni bir dünyanın kapılarını açacak!” demesi, benim doğru yolda iz
sürdüğümü doğruluyor.
“Amma da abarttın, içimizi
kararttın diyenler de olabilir. Salgın işte! İlk defa olmuyor ki’ diyenler de olabilir.
Onlar da itirazım yok!”
“İnsanoğlu öylesine
azgınlaştı ki! Bebekleri, çocukları katlediyor. Kadın-erkek, yaşlı-genç demeden
üzerlerine bomba yağdırıyor. Verilen nimetlerle yetinmeyip, açgözlü davranarak
tohumu bozdular. Kurdukları ekonomik düzenle insanları açlığa, sefalete mahkûm
ettiler. Hastalık üretip ilaç, savaş üretip silah, kriz çıkarıp para sattılar.”
“Kendilerini Allah yerine
koyarak, yeni bir insan yaratmanın peşindeydiler. Gerektiğinde insanları öldürüp
ortadan kaldırabilecekleri sürüler haline getirmek istiyorlardı. Adamların o
kadar çok paraları var ki, kaybetmemek için, ellerindeymişçesine, Azrail’in elinden
kaçabileceklermişçesine ölmek istemiyorlar. Ahiret inancı da olmayınca korku ve
kudurganlıkları zirve yapıyor. Hedefte yaşlılar var. Neden mi? Yaşlılar
öldürülürse, gençlerin geçmişle, töreyle, inançla, dinle bağlar koparılacak,
gençleri dijital bir dine yani dinsizliğe mahkûm etmenin plan ve hesabı
içindeler.”
Değişim başlıyor. Ülkeler
birer hapishane haline getiriliyor. Herkes merak içinde… Neler olacak? Zaten
gereğinden fazla insan var diye düşünenler için, bir virüsle binlerce veya
milyonlarca insan ölse de, onlar için hiçbir önemi olmayacak, bir anlam ve
değer ifade etmeyecek. Kendilerinden olmayanları bir böcek kadar bile
görmedikten sonra… Büyük kurgular, büyük korkularla olur. İnsanları değiştirmek
için korkutmak şarttır. Ne kadar çok korku salarsanız, istenilen o kadar çabuk elde
edilmiş olur. Korkuyu büyüterek, ölümlerle milletleri sarsarak, dirençleri
kırarak son hamleyi yapmak istiyorlar. Son hamleden az önce de aşı piyasaya
sürülecekler!”
“Bu aslında bir üçüncü dünya
savaşı! ABD parmak izi bile bırakmadan herkesi savaşın içine itti. Devletler,
milletler, krallıklar ve beylikler de karantinada. Dünyayı bilinmeyen düşmandan
yani korona virüsten Derin Amerika kurtaracak! İtiraz edecek kimse kalmayacağı
için belki de tek dünya devletini ilan edecekler! Elbette şimdilik dünyanın
sonu değil!
“Tedbiri elden bırakmamak, paniğe
kapılmamak, temizliğe ve uyarılara dikkat etmek, en az hasarla atlatmak için dokunmadan
kenetlenebilmemiz gerekecek. Allah onlara ‘kendinin de bir hesabı olduğunu ve
vadinin gerçek olduğunu’ bizlere hatırlatıyor.”
“Bizim bu dünya denen
mezbeleliğinden çok daha güzel gidebilecek bir yerimiz var. Gerisini gidecek
yeri olmayanlar düşünsün!”
...
Ant. 170320
...
devamı var
...