Kadın Olmak- 1
Tanrılar
tanrısı Zeus ve diğer ölümsüz tanrılar ve tanrıçalar, Olympos (Yunanistan)
dağında yaşarlar. Ölümlü İnsanlar (Titanlar) ise yeryüzünde yaşarlar.
Tanrıların kuvvet ve kudretine karşılık ölümlülerden, kâhin prometheus kurnaz
ve zekidir. Bu sebepten Zeus, onu tanrılar katına kabul ederek ölümsüzleştirir.
Prometheus insanlara yaptığı kötülüklerden dolayı
Tanrılara kızmaktadır. Tanrıların en büyük kötülükleri de İnsanlığı karanlığa
mahkûm etmeleridir.
Prometheus, Olympus dağından ateşi çalar ve
insanlara götürür. İnsanlar ateşe, aydınlığa kavuşur. Zeus buna çok kızar ve
Prometheus kaf (Kafkas) dağında bir kayaya zincirler. Bu dağda bir kartal her
akşam prometheus’un bağrını deşer karaciğerini yer. Karaciğer yenilenir ama
akşam kartal yeniden yer. Prometheus’u bu azaptan Zeus’un yarı insan yarı tanrı
oğlu Herkül kurtarır. Bunu öğrenen Zeus, İnsanlara kötülük olsun diye su ve
balçıktan zeki, güzel, şehvetli ve ateşli ilk bakire kadını yaratır. Ona Pandora adını verir Tanrıça Athena da
giyindirip süsler. Çeyiz olarakta eline bir kutu verirler. Kutunun içinde tabiî
ki bütün kötülükler doldurulmuş olarak.
Bu öyküyü, Yunan Tanrılarının isim
babası olarak da bilinen Yunan’lı Şair Hesidos (MÖ 750- 650), Theogonia
(Tanrıların doğuşu) kitabında dizelerle anlatır. Ne var ki, şair Homeros (MÖ.
700- 750) iyonya ( İzmir, Aydın sahil şeridi )
Yazar Zeki Büyüktanır’ın ifadesiyle “ Doğa beni yarattı, bende tanrıları
yarattım” diyerek Tanrıların isim babası olduğunu veciz bir şekilde
anlatmıştır.
Bu tartışmayı burada bırakarak, Tek
tanrılı dinlerden 3000 yıl öncesine, Mezpotamya’da Babil, Akad ve Sümer
kalıtları kil tabletlerde anlatılan Gılgamış
destanına bakalım.
Çok tanrılı dinler dönemi. Gök
Tanrı, Tanrıça Anu (bazı Çevirilerde Aruru)’ya Bir erkek yaratmasını ister. Anu
su ve toprağı kararak yarı tanrı yarı insan ama Gök Tanrının suretinde
Gılgamış’ı yaratır. Bütün tanrılar kendilerinde var olan akıl, bilgi, güç ve
kudret gibi tanrısal özelliklerle Gılgamışı donatırlar.
Gılgamış Uruk kentine kral olur. Ne
var ki gücünü kendi nefsi için kullanır. Uruk halkına dirlik vermez. Uruk Halkı,
Gılgamış’ı durdurması için Gök Tanrıya yakarırlar. Gök Tanrı halkın feryadını
duyar ve Kraliçe Anu’yu çağırır. Gılgamış’ı durdur diye. Bunun zerine kraliçe
Anu, balçıktan Engidu’yu yaratır.
Engidu, Gılgamış’ın Kardeşi ikizidir
(Bazı çevirilerde dost, yada köle olarak geçer). Güç kuvvet bakımından da
Gılgamış’a denktir. Engidu, Gılgamış’ı durdurmak ve yoldaş olmak için
yaratılmıştır.
Bu destanı da burada bırakarak, tek
tanrılı dinlere bakalım.
İlk kutsal kitap Tevrat’da (MÖ 1312)
Tanrı, “Kendi suretimizde, kendimize benzer insan yaratalım dedi. Böylece insan,
tanrı suretinde yaratılmış oldu. İnsanları erkek ve dişi olarak yarattı.”
Yaradılış 26 / 27
RAB Tanrı Âdem`i toprak-tan yarattı
ve burnuna yaşam soluğunu üfledi. Yaradılış
4/8.
İncil, “Başlangıçta Tanrı insanı
erkek ve dişi olarak yarattı”
Kuran, “Ey insanlar! Sizleri tek bir
nefisten yaratan (Hz.Adem’e gönderme yapılmaktadır), ondan da eşini (Havva)
yaratan ve o ikisinden de birçok erkek ve kadın türetip (yeryüzünde) yayan,
Rabbinizden sakının” (Nisa-1) diyerek bir bakıma Tevrat’ı olumlamış, İnsanın,
farklı surelerde, Sekiz ayette de topraktan, çamurdan yaratıldığına vurgu
yapılmıştır.
Görüldüğü gibi gerek mitolojik çok
tanrılı dönemlerde, gerek destanlarda İnsanın topraktan, balçıktan yaratıldığı.
Bu anlayışın Gılgamış Destanı’ndan 3000 yıl sonra tek tanrılı dinlerin ortaya
çıktığı dönemlerde de değişmediği görülmektedir.
Oysa, günümüzde bilim, özellikle
Embriyoloji bilim dalı, artık hücreyi, hücre yapısını, kromozomları, hatta
kromozomlara yüklü DNA’ya kadar biliyor ve Hatta suni döllenme (Tüp bebek) yöntemiyle
aileyi, istediği cinsiyette çocuk sahibi yapabiliyor. Bu tür müdahalelerin
yapılmadığı doğal doğumlarda bebeğin kız ya da erkek olma olasılığının %50
olduğu da bilinmektedir. Bu da insan soyunun devamı için doğanın mucizesidir.
Gılgamış destanında da, Antik
Yunan’da da hatta Tek tanrılı dinler döneminde de İnsanlar var ama kadınlar
birer siluet olarak varla yok arasıdır. Ancak, mantık yürüterek varlığına karar
verirsiniz.
Örneğin, Gılgamış Destanında,
Engidu’yi dağdan şehre indiren kadın fahişedir. Antik Yunan’da tanrıların
tanrısı Zeus’un yarattığı, bakire Pandora’ya bir kutuda (Pandora’nın kutusu
günümüze kadar ulaşmıştır) bütün kötülükler çeyiz olarak verilmiş ve insanların
başına bela olsun diye yaratılmıştır.
Tevrat’da kadın, Ademin kaburgasından
yaratıldığı söylenmektedir. Bu da kadının erkeğe eş ama eşit olmadığı anlamına
gelmez mi? Bu eşitsizlik, İncil’de,
Kuran’da aynen devam etmektedir.
Oysa, İnsanlık tarihi Antik Yunan’dan
Sümer, Akad, Babil, Mısır’da Firevunlardan ve Hz. Musa’dan çok önce de vardı.
Ne güzel söylemiş ozan.
“Beşikler vermişim Nuh'a / Salıncaklar,
hamaklar, /Havva Ana'n dünkü çocuk sayılır / Anadoluyum ben /Tanıyor musun ? Ahmet
Arif
-----------------------------------------------------------------------Tahir Eker 4.5.2020
(
Kadın Olmak- 1 başlıklı yazı
yolcu9901 tarafından
5.05.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.