Ölümlü bir güdü olabilirdim
Belki de o şah imge peşine düştüğüm…
Şah damarımdan yakın:
Sevmemem olacak iş mi?
Mümkün olduğundan da çabuk
Akasya ağaçlarına tırmanmak isteyen
iç sesim
Na’şı bir gölgeden ibaret o su sesi
Latif bir rüzgârın da sür git
hegemonyası
Aşkı ihlal ve imha eden hangi su doku
ise
Kaybolduğuma da kani olmasın hani hiç
kimse.
Billur sesinde yalnızlığın
Ben hepten tanıştım nice insan yüklü
kimsesizlikle.
Herkes gibiyim…
Benzemem mümkün mü azizim?
Latife ettim işte matemin beş geçtiği
Bir saat diliminde:
Belki gecenin üçü belki hiç biri
Ahkâmlara da pabuç bırakmam hani
Hele ki içim dışım bir ise
Hem Allah’ın bildiğini senden
saklamak niye?
Feryadım t/aşkın suların
Aşkım ise balta girmemiş sırların
Gölgesine serilse kime ne kime ne?
Hatta sana ne, azizim?
Ben seni kendimden çok sevdimse.
Lügati olmayan bir aşk bu
Elbet kalemin kıblesinde kesişti
yolumuz
Ben ki seyyah bir imge
Senden yana telaşım da sonlandı hani
Gitmelerde kalsaydı keşke bu aşk ve
maruzatım.
Bir dilemma ve bir silah sesi:
Hangi kurşundu bilediğim sözcüklerime
düşen nazar?
Hangi sunumdu söyle?
Senle ya da sensiz sahi yazar mı
kalem?
Fermanım devinimi olmayan bir
müsvedde
Hangi iklimsen
Ve neden mi sevdiysem
Kime ne?
Bir atar damar…
Kimine göre yüreğim devasa bir radar…
Aşkı kürer ve karar
Kararım da karardır hani:
Ölmekten betermiş sensiz yazılan her
şiir
Nazarında denk düştüğüm ölü bir iklimse…
İyi de yaşamadığım sensiz bu denli mi
aşikâr?
Rütbemi giyindim de geldim
Çıktım er meydanına
Minnet de etmedim kimselere
Hele ki ölümü de elimden olan nefsime
Son nefesimi verene kadar bil ki…
Elbet söylemeyeceğim çok şey nasıl da
farazi
Gözlerimde yaşayan sevgiyi görmedin
belli ki.