Ayağına
Takılan
Aydınlığın
içinde kör karanlığa düştü
Zaten
bakan gözü görmez kördü boşa küstü
Ona
şuna buna bakacağına önüne baksana
Zaten
üstüne giydiği elbiseyle ayakkabısı da büyüktü
Ayağına
takılan taş değil sanki bir kütüktü
Koparılarak
atılan güldeki bir öksürüktü
Aslında
ayağına takılan bir iplikti
İnsanın
varlığı yokluğu bir nefeslikti
Düşündü
taşındı acaba dedi bu ne demekti
Aslında
farkına varamadı bu bilgelikti
Ayağına
takılan taş değil sanki bir sözsüzlüktü
Koparılarak
atılan güldeki bir değersizlikti
Duyan
olur mu bilmem şiir okusak
Dayak
bilene yeriz sanki az konuşsak
İsterler
ki hep karşılıklı vuruşak
Pişik
biz siz miyiz ki sizin gibi yavşak
Ayağına
takılan taş değil sanki bir görgüsüzlüktü
Koparılarak
atılan güldeki bir dengesizlikti
Kimsede
diyemez ki bu suç
Ara
bulursun belki bir buluş
Bulamazsan
da bulursun değersiz üç beş kuruş
Ayağına
takılan taş değil sanki bir kötülüktü
Koparılarak
atılan güldeki son bir öksürüktü
Mehmet
Aluç